İktidarın LGBTİ+’lara yönelik düşman siyasetini eleştiren HEDEP’in yanına bu hafta ilk kez DEVA Partisi eklendi. CHP milletvekileri hala ortada yok.
TBMM’nin 28’inci Yasama Döneminde, “aile yapısını koruma” gerekçesine sığınarak LGBTİ+’ları hedef gösterme stratejisi bu hafta da kaldığı yerden devam ediyor. AKP ve MHP milletvekillerinin sözlerinde bu hafta LGBTİ+'ların var oluşları “veba”, “hasar”, “yıkıcı akım”, “tehdit”, “sapkın”, “saldırı” kelimeleriyle birlikte geçti.
Geçen dönem olduğu gibi bu dönem de LGBTİ+’lardan en fazla hak temelli söz eden parti olan HEDEP (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca, 20-26 Kasım haftasında LGBTİ+’ları Meclis’in gündemine taşımayı bildi.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın LGBTİ+’ları hedef alan ayrımcı söylemlerini eleştirdiği Bütçe Komisyonu toplantısı konuşması ise DEVA Partisinin ilk kez LGBTİ+’lardan hak temelli bahsetmesi anlamına geldi.
TBMM’nin 27’inci Yasama Döneminde, LGBTİ+ haklarının Meclis çatısı altında hak temelli konuşulmasına ender de olsa sebep olan CHP ise bu dönem LGBTİ+’ların maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılığı görmezden gelmeye yeminli görünüyor. Seçim sürecinde 91 miting, açılış töreni, halk buluşması, basın toplantısı ve televizyon programında LGBTİ+’lara dair hiçbir şey söylemeyen Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinde, genel başkan değiştirmiş olsa da LGBTİ+ politikasının bir milim oynamadığı ortada.
21 Kasım, Genel Kurul
AKP İstanbul Milletvekili Ümmü Gülşen Öztürk:
“Değerli milletvekilleri, küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla giderek adeta veba gibi yayılan, toplumsal yapı üzerinde yıkıcı hasarlar bırakan, kadın-erkek gerçekliğini yok sayan LGBT akımlarının hedefinde çocuklarımız var. Ülkemizde, bu küresel dayatmacı akımların çocuklarımızı hedef alan girişimlerine asla müsaade etmedik, bundan sonra da müsaade etmeyeceğiz. Aile yapımızı dinamitleyen bu yıkıcı akımlara karşı çocuklarımızı koruma altına alma mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
21 Kasım, Grup Toplantısı
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları:
"AKP iktidarı ortaklarıyla beraber farklı cinsel yönelimlere sahip insanları nefret suçlarının hedefi haline getirdiği için onlar katlediliyor. ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük” şiarımızı dilimizden düşürmedik. Bizler yaşam hakkımız için mücadelemizden bir an bile geri durmadık. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Kadın Yaşam Özgürlük, Jin Jiyan Azadî, Mara Haye Hirriye ve bu mücadele başarıya ulaşana dek bu sloganlar sokaklarda yankılanmaya devam edecek.
(…) Bu bütçede farklı cinsel yönelimlere sahip insanlar yok, engelliler yok, engelli kadınlarsa hiç yok. Deprem formalite icabı var. Bu bütçe toplumsal cinsiyete ve insana duyarlı olmayan bir bütçe. Bu bütçede ne var? Bu bütçede sermaye var, yandaşa kaynak var, yolsuzluklara kapı aralamak var. Var da var. Biz bütçemizi kendi ellerimizle yapacağız. Komisyon aşamasında her bakanlığın bütçesi ayrı ayrı görüşülüyor ya işte sevgili kadınlar, biz HEDEP’li kadınlar olarak Kadın Bakanlığı kuracağız ve bu bakanlığın bütçesi ayrı görüşülecek."
22 Kasım, Plan ve Bütçe Komisyonu
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü 22 Kasım tarihli Bütçe Komisyonunda, DEVA Partisinden ve HEDEP’ten milletvekilleri emek, yoksulluk ve eğitim başlıklarında LGBTİ+’ların ayrımcılığa maruz kaldığını ve nefret politikalarına maruz kaldıklarını hatırlatırken; AKP ve MHP milletvekilleri LGBTİ+’lardan “tehdit” diye bahsetmeye devam etti.
HEDEP İstanbul Milletvekili Özgül Saki:
“LGBTİ+’lar mesela, bu nefret politikalarınız zaten yok saymış vaziyette, istihdamda mesela istatistiği hiçbir yerde yok, eğitime katılımda karşılaştıkları zorluklar yok. Aksine, aksine belirttiğiniz aile bütçesinde nefret politikalarını körükleyen bir perspektifle bize bunları sunuyorsunuz.
(…) Biz diyoruz ki: Hayatlarınız ailenize sığmaz, biz emeğimizi kendimiz istediğimiz gibi yaşayacağız; kadınları, LGBTİ+’ları yok sayan böyle bir bütçeyi kabul etmiyoruz. 25 Kasım’da, vazgeçmiyoruz, her yerdeyiz diyoruz ve artık iktidarınızın bu politikalarından yıldık diyoruz.
(…) Bu bütçe mesela erkek egemenliğini görmeyen bir bütçe, patriarkayı görmeyen bir bütçe. Bu bütçe ırkçılığı görmeyen bir bütçe, göçmen düşmanlığını görmeyen bir bütçe, homofobiyi görmeyen bir bütçe, LGBTİ+ nefretini görmeyen bir bütçe.”
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir:
“Övünerek bahsettiğiniz Aile Çalıştaylarını alelacele yaptığınızı biliyoruz Sayın Bakan. Bu çalıştayda ilahiyatçılar vardı ama kadın örgütleri yoktu; barolar yoktu ama karma eğitim düşmanları, LGBTİ düşmanları vardı. Bazı çalıştayların açılışları ‘Kız beşikte, çeyiz sandıkta.’ cümleleriyle yapıldı. Bunun için bir açıklama bekliyoruz sizden.”
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen:
“Sayın Cumhurbaşkanı da sıklıkla aile üzerinden siyasi değerlendirmelerde bulunuyor. Anayasa değişikliği teklifine kadar giden birçok süreci tartıştık ancak maalesef aileyi sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik olarak bir bütün olarak ele alıp destekleyen politikalar yerine aile karşıtı, şeytanlaştırıcı ve ötekileştirici düşmanlar yaratılarak bu siyaset güdülüyor. Kâh yaşam tarzı sebebiyle kâh bireysel tercihleri nedeniyle bir gün bir sporcu, diğer gün bir sanatçı, diğer gün bir siyasetçi hedef alınarak aile kurumunun kutsallığına atıfta bulunuluyor. Oysa siz de takdir edersiniz ki karşıtlıklar üzerinden bir politika geliştirilmez ancak doğru, zamanlı ve çerçeveli politikalarla aileyi güçlendirebiliriz.”
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu:
“Evlatlarımızın global sistemin tahakkümü ile ortaya çıkan tehditlere maruz kaldığı, modern aile yapısının temellerini binlerce yıl önce atan milletimizin üzerine titrediği aile kurumunun ciddi tehditlerle sınandığı bir dönemden geçilmektedir. Bunu görmek için aklı ve vicdanı kuşanmak ziyadesiyle yeterli olacaktır. Yani bir insan prototipi oluşturulma gayreti öjenik gibi sapkın düşüncelerin sözde medeni dünya tarafından kanlı bir şekilde pratiğe dönüştürülmek istendiği, kendisini ıslah ediciler olarak gören bozguncuların insan ırkını ıslah etmeye kalkıyor olması, kendi günahlarının faturasını uluslararası norm koyucu ve denetçi rolüyle aile kurumuna ödeten zihniyetin fütursuz bir şekilde saldırıya geçmesi, önümüzdeki sürecin Türk toplum yapısını, dolayısıyla Türk aile yapısını da çok daha ciddi tehditler beklediğinin habercisidir.
Daha net konuşmak gerekirse her şeyden önemli olan aile kurumu Kızılderilileri yok eden, kara derilileri köleleştiren, sarı derilileri sömürgeleştiren, insanı itlaf edebilecek bir nesneye indirgemeye çalışanlardan milletçe öğrenecek hiçbir şeyimiz yoktur. Türk milletinin bin bir zahmet ve acı tecrübesiyle insanlık âlemine kazandırdığı geleneği, aile konusunda hakikatin anlamını buldurmaya yetecek, insanın dolayısıyla ailenin görev ve sorumluluklarını belirleyen dünya görüşüne sunması kâfi olacaktır.”
AKP Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu:
“Son yıllarda uluslararası örgütler tarafından gerçekleştirilen dezenformasyonlara bakıldığında ilk olarak aile yapısı hedef alınmıştır. Birçok kurum ve kuruluş, sosyal medya platformu, medya kuruluşları ve sayısız şer odakları bu yapıyı bozarak hem çocuk sahibi olma hem de aile kurma iradesini gösterenlere karşı yoğun bir saldırı içindeler. LGBTİ ve diğerleri ‘birey’ adı altında toplumumuzun yapısı bozulmak istenmekte ve eş cinsellik dünyada normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu minvalde, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Aile Bakanımız ise son derece büyük bir özveriyle, kararlılıkla aile kurumunu korumaya, desteklemeye, gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olmaya, çocuklarımıza sahip çıkmaya ve kurulan bu planları bozmaya devam etmektedir.”
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı:
“Ailenin her türlü zararlı eğilimden korunması, sağlıklı nesillerin yetişmesi, dinamik nüfus yapısının ve kalkınmanın istikrarlı bir biçimde sürdürülmesini teminen aile kurumunun güçlendirilmesine yönelik politikaların iş hayatı ve sosyal hayatın her alanına nüfuz edecek şekilde uygulamaya konulması ihtiyacı sürmektedir. (…) Bizim görüşümüze göre, İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamış, dahası toplumsal cinsiyet kimliğine ilişkin hükümleri aileyi, manevi değerleri, toplumsal düzen ve dengeyi tehdit etmiştir.”
23 Kasım, Meclis Araştırma Önergesi
HEDEP İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu’nun kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi sundu. Gerekçesinde LGBTİ+'lar es geçilmedi. Önergede, “iktidarın kadının yaşamını korumak yerine hiçe sayan uygulamaları, yetkililerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, tarikatların, yandaş medyanın kadınların ve LGBTİ+’ların varoluşuna yönelik saldırıları, AKP iktidarının cesaretlendirdiği eril zihniyet erkek şiddetini aklamaya yönelik katilleri koruyan, cezasız bırakan şiddet faillerini cesaretlendiren eril yargı kararlarıyla birleşerek daha fazla kadının şiddete uğramasına, öldürülmesine, daha çok çocuğun istismar edilmesine, LGBTİ+’lara ayrımcılık, şiddet ve cinsel suçların artmasına neden olmaktadır" ifadeleri yer aldı.
“Kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin en uç noktası olan kadın cinayetleri ne yazık ki Türkiye’nin değişmez gündemi haline gelirken aynı zamanda bu durum iktidar tarafından normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Sadece iki yıl içinde neredeyse toplumun her alanında şiddete maruz kalan, transfobik şiddete uğrayan, erkekler tarafından şiddete uğramanın yanı sıra kolluk güçlerince de şiddete maruz kalan 49 trans kadının nefret cinayetlerinde katledildiği de KAOS GL’nin paylaşımlarında yer almıştır.”
Las Tesis dansları ile eylem yapan kadınlar ve LGBTİ+’lar bir tek Türkiye’de polis tarafından engellenmişler, gözaltına alınmışlar, gözaltına alınırken darp edilmişler, kötü muameleye maruz kalmışlardır. Yaşanan polis şiddeti ise Ankara’da savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla meşrulaştırılmıştır."
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.