LGBTİ+ aktivistlerinin gözünden 8 Mart'ı dinlemeye devam ediyoruz.
TIKLA: 8 Mart öncesi LGBTİ+ aktivistlerinden mesaj var
Feminist mücadele hayatlarımızın her alanında yılın her günü verdiğimiz bir mücadele olsa da 8 Mart’ın ayrı ve özel bir yeri var. Tarihsel anlamıyla birlikte bir yandan birçok kadının ve lubunyanın sokakla buluştuğu ilk eylemlerdendir 8 Mart’lar. O duygudaşlık durumunun alanda politikleşmesinin ve belki de birçoğumuzun günlük hayatta babalarımıza, sevgililerimize, patronumuza haykıramadıklarımızı özgürce ve beraber haykırabilmemizin verdiği inkar edilemeyecek “güç” hissi.
Bu yüzden 8 Mart’lar aslında hepimiz için sözümüzü söyleyebildiğimiz, birbirimizin sözüne eşlik ettiğimiz, o özgür ve güvenli alanı deneyimlediğimiz ve tüm bu duygudaşlığın mücadeleye dönüştüğü yer. 8 Mart ve gece yürüyüşü, 20 senedir kadınlar ve lubunyalar üzerindeki baskıya, patriyarkaya, kapitalizme, heteroseksizme, homofobiye, transfobiye, faşizme ve erkek şiddetine karşı sokakları dolduranların örgütlü mücadelesi. 8 Mart’tayız çünkü feminist isyandayız. Kampüslerden, meydanlara feminist isyanla sokaklara taşmaya tam olarak bu yüzden birlikte mücadelemizle devam edeceğiz.
TIKLA: "Dayanışmamız, nefreti örgütleyenlerden hep büyük olmuştur"
Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliğe, tahakküme, zorbalığa, ayrımcılığa, transfobiye, nefret suçlarına karşı feminist ve queer mücadelenin bir aradalığı, yan yanalığı 8 Mart. Otoriterleşmenin toplumsal yaşamın bütün katmanlarında kendini hissettirdiği bir coğrafyada feminist ve LGBTİ+ hareketin mücadelesinin bu denli güçlü olması umut veriyor. 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde isyanın, mücadeleyle elde edilen kazanımların birlikte haykırılması var olduğumu ve var olacağımızı hissettiriyor bütün bu karanlığa rağmen ve karanlığı karşı.
Bugün natrans, heteropatriyarkal bir dünyanın kolonlarının çatırdamasına ve lubunyaların çoktan içinde bulunmadığı bir binanın bunalımına şahitlik ediyoruz. Bunalımların, çatışmaların ilk olarak kendi içimde yaşandığını ve bu bunalımların, çatışmaların olumlu sonuçlanacağını gören biri olarak son zamanlarda kesişimselliğe inanmayan trans dışlayıcı politikayı benimseyen insanların bunalımlarını ve çatışmalarını kendi içinde yaşamaya başladıklarını görmek bana ümit veriyor. Çünkü kendi iç bunalımım, çatışmalarımdan sağ çıkmış biri olarak kendimi anlama, tanıma ve gerçekleştirme yolumda az da olsa yol kat ettiğimi düşünüyorum. Tarihte herhangi bir toplumun bunalımlarını ve çatışmalarını yaşamaya başladığı zamanda bu bunalımı kabul etmeyip dirençlerin gösterilmesine rağmen çözümlerin olduğunu ve daima yeni olan bilginin geldiğini gördüğümüzü düşünüyorum. Bu yüzden de beden bütünlüğümüzün herkes tarafından sorgulandığı ya da sorgulanabilme haddinin olduğu düşünüldüğü bugünlerde yine yanımda olan lubunya, kadın arkadaşlarımın da etkisiyle yarına ümitle bakabiliyor ve alanlarımda var olmaya devam etme enerjisini sürekli buluyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü sizin için ne ifade ediyor, bilmiyorum. Benim için kadınlara hediyelerin alındığı, kadınların kadın kadına matineler düzenleyerek göbek attıkları bir gün değil. 8 Mart kadınları ötekileştiren sisteme ve bu sistemi besleyen her bir şeye karşı mücadele, birlikte hareket etme günü. Maruz bırakıldığımız nefret söylemlerine, transfobiye, homofobiye, kapalı kapılar arkasında yaşama zorlanmaya, monoseksizme, emeğimizin görünmez kılınmasına, pornografikleştirilmeye, değersizleştirilmeye karşı hep birlikte dayanıştığımız ve birlikte mücadele edersek başarılı olabileceğimiz bir gün.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.