"Hükümet, öğrencileri 'terörist' ve 'sapkın' olarak etiketleyerek toplumdaki homofobiyi harekete geçirerek baskıyı söylemsel olarak meşrulaştırıyor."
SAIH (Norveçli Öğrenci ve Akademisyenlerin Uluslararası Yardım Fonu), geçtiğimiz aylarda Amy Kapit’in yazdığı ‘Activism Under Attack: Understanding the Repression of Student Activism’ ("Aktivizm Saldırı Altında: Öğrenci Aktivizmine Yönelik Baskıları Anlamak") isimli raporu yayınladı. ÜniKuir gönüllüsü Eylül, raporun Türkiye bölümünü ve ana bulgularını Türkçeleştirdi.
Raporda Türkiye’deki öğrenci aktivizminin yanı sıra Honduras, Birleşik Krallık, Gana, Filistin, Fas, Brezilya, Zimbabwe, Myanmar’daki öğrenci hareketlerine ve aktivizme dair önemli notlar paylaşıldı.
“Türkiyeli Öğrenci Aktivizminin Baskı Altına Alınması: Hukuki Süreçlerin Kötüye Kullanılması ve İtibarsızlaştırma” ismiyle başlıklandırılan bölümde rapor, Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasıyla başlayan direnişe ve eylemlere, Barınamıyoruz eylemlerine, kampüslerdeki Onur Yürüyüşlerine ve LGBTİ+ öğrenci topluluklarına odaklanıyor.
“Türkiye’nin akademik özgürlüğü son derece kısıtlandırılmış olarak değerlendirilir. Bununla birlikte, Türkiye hükümeti son birkaç yıldır aktivizmi ciddi bir şekilde baskılamaktadır. Tarihsel olarak, üniversite öğrencileri politik ve sosyal değişim için önemli bir rol oynamışlardır. 1990’lar boyunca öğrenci aktivizmi nispeten dar alana sıkışmışken, Türkiye’deki öğrenci hareketi son 15 yılda giderek daha aktif hale gelmiştir.
2021 yılının Ocak ayından bu yana ise öğrenci aktivistler üniversite özerkliği ve öğrenciler için uygun kiralarda konut gibi çeşitli konularda taleplere sahiptir. Polisin eylemlere katılan yüzlerce öğrenciyi tutuklamasıyla beraber iktidar, öğrenci aktivizmini şiddetli ve acımasız bir şekilde baskı altına almıştır. Üstelik hükümet, öğrenci aktivistleri "terörist" ve "sapkın" olarak etiketleyip, öğrenci gruplarını LGBTQIA+ gündemleriyle ilişkilendirip toplumdaki homofobik duyguları harekete geçirerek bu baskıyı söylemsel olarak meşrulaştırmaktadır. Bu gündem özellikle LGBTİ+ öğrenciler için tehlikeli ve tehditkar bir ortam yaratmıştır.”
Raporun ana bulguları ise detaylı olarak şöyle:
"Öğrenci Aktivizmi Önemlidir"
Üniversite öğrencileri uzun zamandır insan hakları, sivil toplum ve toplumsal adalet mücadelesine öncülük ediyorlar. Üniversite öğrencilerinin aktivizmlerini ve kolektif haklarını* güçlendirmek ve korumak, bugünümüz ve geleceğimiz için gelişen bir sivil toplum geliştirmek için esastır.
Öğrenciler aktivizm sayesinde öğrenme sürecini gerçekleştirirler. Öğrenci aktivizminin, üniversitelerin, bilginin geliştirildiği, fikirlerin aktarıldığı, eleştirel münazara ortamı olan merkezler haline dönüştürülmesinde önemli bir rolü vardır.
"Öğrenci Aktivistler Otoriter Rejime Karşı Daha Güçlü Bir Korumaya İhtiyaç Duyuyorlar"
Dünya, otoriter ve liberal olmayan hükümetlerin artışına tanıklık ediyor ve üniversite öğrencileri güçlü bir tepkiyle, aktivizmlerini yürütecekleri sivil alanların azalmasıyla karşı karşıya kalıyor.
Mevcut insan hakları belgelendirme ve koruma mekanizmaları öğrenci aktivistlerin karşılaştığı zorlukları tüm ayrıntılarıyla vurgulamıyor. Bu da karşılaşılan zorlukların kolaylıkla göz ardı edilebileceği anlamına gelmektedir.
Özellikle protesto hakları bağlamında öğrencilerin akademik özgürlüğü tartışmalı olmasına rağmen, öğrenciler akademik özgürlük hakkına sahiptirler.
"Öğrenci Aktivizmindeki Fiziksel Baskı Buzdağının Sadece Görünen Tarafı"
Hükümet ve üniversite yetkilileri öğrenci aktivizmini ayrıca şu şekillerde de baskılıyor:
a. Hukuki Süreçlerin Kötüye Kullanılması:
Kamu rahatsızlığını veya terörü önlemeyi amaçlayan yasaları öğrenci aktivizmini sınırlayacak şekilde kullanmak. Örneğin, Birleşik Krallık’taki Polis, Suç, Ceza, Mahkeme Yasası, üniversite kampüslerini işgal etmek gibi eylemleri kamuyu rahatsız eden faaliyetler olarak tanımlayarak yasadışı hale getirmiştir.
b. Gayrimeşrulaştırma:
Öğrencileri ‘terörist’, ‘holigan’, ‘suçlu’, ‘ahmak’, ‘toy’ ya da ‘sapkın’ olarak damgalamak. Örneğin, Brezilya’da ve Türkiye’de LGBTQİA+ haklarını destekleyen öğrencilere ‘sapkın’ denmektedir.
c. Kendi Saflarına Çekme:
Mevcut hükümeti ve yetkili mercileri destekleyen öğrenci gruplarını güçlendirmek veya bu öğrencileri yetkilileri desteklemeye teşvik etmek. Örneğin, Gana hükümeti politikalarını destekleyen öğrencilere istihdam sözü vermiştir.
d. Hizipçilik Yapmak:
Aktivizmi bastırmak için yaygın olan politik ve sosyal gerilimleri kışkırtmak, alevlendirmek. Örneğin, Hindistan’daki Hindu milliyetçisi öğrenci grupları, özellikle tarihsel olarak marjinalleştirilmiş gruplardan gelen diğer öğrencilere karşı şiddet uygulamaktadır.
* Kolektif haklar, azınlıkların (etnik, dini vb.) kültürel kimliklerinin ve örgütlenme biçimlerinin geliştirilmesini ve korunmasını kapsar.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.