5-8 Kasım’da Strasbourg’daki Avrupa Konseyi ziyaretimizden, LGBTI+ hakları ve demokrasi adına ilham, dayanışma ruhu ve umutla döndük
5-8 Kasım tarihleri arasında Strasbourg’da Avrupa Konseyi’ni ziyaret ettik. LGBTI+ haklarının korunması ve demokrasinin güçlendirilmesi yolunda anlamlı çıktılar sunan günler, Avrupa’nın dört bir yanından gelen uzmanlar, savunucular ve genç liderlerin bir araya geldiği bir platform oluştururken, aynı zamanda, LGBTI+’ların haklarının daha geniş kapsamda desteklenmesi, demokratik yapının güçlendirilmesi ve sivil toplumun etkin katılımı için atılabilecek adımları değerlendirmemiz için fırsat yarattı.
İlk günkü toplantımızda, Avrupa Konseyi’nin Cinsel Yönelim, Cinsiyet Kimliği ve Cinsiyet Özellikleri (SOGIESC) Birimi temsilcileri, LGBTI hakları alanındaki mevcut standartları ve mekanizmaları tanıttılar. Birimin yürüttüğü çalışmaları dinlerken Avrupa’nın bu alandaki politikalarının genişliği ve derinliği bizi etkileyen unsurlardan oldu. SOGIESC Birimi’nin, her geçen gün daha fazla kişiye ulaşarak Avrupa’nın dört bir yanındaki lubunyalar için daha güvenli bir ortam sağlama çabaları, bize ilham verici bir başlangıç sundu.
Ardından, Avrupa Konseyi’nin gençlik alanındaki öncü birimi olan Gençlik Departmanı ile bir araya geldik. Bu buluşmada, gençlik sektörünün öncelikleri, gençlik örgütleriyle iş birliği fırsatları ve gençlerin sosyal hayatta etkin bir şekilde yer almalarını destekleyecek projeler hakkında bilgi aldık. Gençlerin, LGBTI+ haklarını ve demokratik değerleri savunmak için gösterdikleri heyecan ve yaratıcılık, gelecek için umutlarımızı pekiştirdi.
Ziyaretimizin devamında, İnsan Hakları Komiseri Ofisi yetkilileri ile anlamlı bir toplantı gerçekleştirdik. Ofis, hem tematik hem de ülke bazlı çalışmalarında sivil toplum ile olan etkileşimlerini, insan haklarını geniş bir çerçevede savunma yöntemlerini paylaştı. Türkiye’deki LGBTI+ hak savunucularının karşılaştığı güncel zorlukları ve alandaki önemli gelişmeleri onlara aktarma fırsatı bulduk. Gerçekleştirdiğimiz bu paylaşım, karşılıklı soru-cevap bölümüyle daha da zenginleşti; hem biz hem de yetkililer için farklı bakış açıları kazandıran, yapıcı bir görüş alışverişine dönüştü.
Öğleden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni ziyaret ettik. Mahkeme’nin yapısal büyüklüğü ve tarihi havası bize, Avrupa genelinde adaletin sağlanmasında ne kadar önemli bir rol oynadığını hissettirdi. Mahkeme avukatlarından biri, AİHM’in LGBTI hakları konusundaki içtihatlarını detaylandırarak, yargı süreçlerinin bu hakların korunmasına nasıl katkı sağladığını anlattı. Süregelen mücadelelerin somutlaştığı bir alanda bulunmanın heyecanı bambaşkaydı.
Günün ilerleyen saatlerinde, iki ayrı çalışma grubuna katıldık. İlk grup, Avrupa Uygulama Ağı’ndan bir hukuk ve savunuculuk görevlisi ile yargı kararlarının uygulanmasında sivil toplumun oynayabileceği aktif rolü öğrenme şansı buldu. Hukukun somut kazanımlar elde edebilmesi için sivil toplumun bu süreçlere nasıl dâhil olabileceğine dair içgörüler almak, bizler için değerliydi. Diğer grup ise Nefret Söylemine Karşı Mücadele, Nefret Suçu ve Yapay Zeka Birimi ile bir araya gelerek nefret söylemine karşı kampanyalar yürütmenin yöntemlerini, etkili koalisyon oluşturma stratejilerini dinledi. Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen insanların bu nefretle baş etmek için birlikte hareket etmesi gerektiği bilinci, tüm katılımcılarda yeni bir motivasyon yarattı.
Ziyaretimizin ikinci günü, Strasbourg’da bu yıl 12. kez düzenlenen Dünya Demokrasi Forumu’na (World Forum for Democracy) katılma fırsatımız oldu. Forum, her yıl dünya genelinde demokrasiyi güçlendirmek adına siyasi karar alıcılar, aktivistler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları için bir buluşma noktası oluşturuyor. Bu yılın teması “Demokrasi ve Çeşitlilik: Bölünmelerin Ötesine Geçebilir miyiz?” olarak belirlenmişti. Forum boyunca gençlerin katılımını, popülizm ve otoriter yönetimlerin demokrasiyi nasıl tehdit edebileceğini, dezenformasyonla mücadelenin medyadaki rolünü ve eşitlik politikalarının toplumsal bölünmeleri aşmadaki gücünü ele alan çeşitli panellerde yer aldık. Tüm bu etkinliklerdeki ortak tema, çeşitlilik ve kapsayıcılığın demokrasi için vazgeçilmez unsurlar olduğuydu.
Forum’un ardından, Avrupa Konseyi’nin diğer binalarından biri olan Agora’da Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI) ile önemli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu görüşmede, ECRI’nin Avrupa’da LGBTI+ haklarına yönelik yaptığı güncel izleme çalışmalarını ve sivil toplum kuruluşlarıyla kurduğu iş birliğini dinledik. Toplantıda özellikle, ECRI’nin Genel Politika Tavsiyesi No. 17 gibi rehber nitelikteki çalışmaları ele aldık ve bu politikaların Avrupa genelinde insan haklarına nasıl yön verdiğini daha derinlemesine anlama fırsatımız oldu.
Sonrasında Demokrasi Yönlendirme Komitesi (CDDEM) ile buluşarak Avrupa Konseyi’nde sivil toplum katılımı konusundaki çalışmalar hakkında bilgi edindik. CDDEM, özellikle demokratik toplumların güçlendirilmesi ve sivil toplumun bu süreçlerdeki etkisi üzerine odaklanmış durumda. Günün son toplantılarından biri ise Avrupa Konseyi Sosyal Haklar Departmanı ile oldu. Burada, Avrupa Sosyal Şartı’nın ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya karşı koruma sağlama işlevini detaylandırdık; ayrıca sivil toplum kuruluşlarının Avrupa Sosyal Şartı’nı kapsayan izleme süreçlerine nasıl dâhil olabileceği gibi konuları tartıştık.
Ziyaretimizin son gününde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi ile buluştuk. Komite, Avrupa çapında LGBTI+ hakları için kurulan Parlamenter Platform’un misyonunu ve kıta genelinde ayrımcılıkla mücadeleye yönelik yürütülen çalışmaları bizimle paylaştı. Bu platform, parlamentolar arası iş birliğini kullanarak LGBTI+ bireyler için tam ve etkili eşitliğin sağlanmasını amaçlıyor. Görüşmelerimizi bu çalışmalardan elde edilen izlenim ve değerlendirmelerimizi paylaşarak sonlandırdık. Herkes, bu ziyaretin LGBTI+ hakları ve demokratik değerler adına yeni yollar açacağına inanarak ayrıldı.
Avrupa Konseyi ziyaretimiz, gerek gençlerin gerekse insan hakları savunucularının bir arada hareket etme ve karşılıklı destek sunma potansiyelinin ne kadar güçlü olabileceği bağlamında oluşturduğumuz düşünceleri pekiştirirken, potansiyel fikirlerimizi geliştirdi. LGBTI+ hakları ve demokrasi için atılması gereken adımların, savunulması gereken değerlerin, yaratılması gereken güvenli alanların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettiren ziyaret, umuyoruz ki, lubunyalar için eşitlik ve adalet mücadelesinde attığımız adımlara uzun vadeli katkılar sunacak.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.