Kampüsten Uzakta #10 - Kayla ve Yasin anlatıyor
"Üniversite eğitiminin, ZOOM’da sunum slaytlarını ilerletmekten ibaret olmadığının anlaşılması gerekiyor"
Serinin bu bölümdeki konukları, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mütercim Tercümanlık ikinci sınıf öğrencisi Kayla ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı birinci sınıf öğrencisi Yasin.
Kayla, şartların kendisi için büyük bir zorluk yaratmamış olmasına rağmen uzaktan eğitim kararıyla arkadaşları için endişelendiğini ifade ediyor. Yasin ise eve dönüşü “benim için zor günler başladı” diye tarif ediyor:
“Atanmış cinsiyetim erkek, Aydın'da okurken feminen hareketlerim ve konuşmam benim için sorun değildi ama aile evindeyken bunlar sebebiyle psikolojik şiddet görüyorum. Bu yüzden kendimi kısıtlıyorum.”
Öğrenciler, uzaktan eğitim kararının hem kendilerinin hem de akranlarının karşısına çıkardığı eğitime erişim zorluklarını şöyle aktarıyor:
Kayla: Bu kararın eğitime karşı yapılmış bir darbe olduğunu düşünüyorum. Devlet her zaman olduğu gibi yine ilk fırsatta üniversiteleri baltalıyor. Uzaktan eğitimde, öğrencilerin dikkati kolayca dağılabiliyor ve öğrenciler, derse tam dikkatlerini veremeyebiliyor. Hepimiz bunu karantina döneminde az çok deneyimledik. Özellikle bazı dersler sadece yüz yüze sınıf ortamında verimli geçebiliyor. Bazı uygulamalı dersler yüz yüze olsa bile o derslerde öğrencilerin kalacak yeri olmuyor, kalabilen nöbetçi yurtlarda kalıyor ama o nöbetçi yurtların da yeri değişebiliyor. Bazen okulundan çok uzak bir yere konuyor ve dersine yetişemiyor. Tüm öğrenciler için eğitim zorlaştırılıyor.
Yasin: Ben dersi dinledikten sonra kampüsten çıkıp bir kafeye gidip çalışmayı çok severdim bunu yapamıyorum. Canlı derslerde ses sıkıntıları, kamera açmama isteği, anlamadığım yeri soramamak gibi sorunlarım da var.
Kayla kararı aktivizm perspektifinden değerlendiriyor ve uzaktan eğitim kararı sebebiyle lubunya dostu topluluklara ulaşamamanın LGBTİ+ mücadelesini zorlaştırdığını ifade ediyor.
Yasin ise eğitimdeki kesintinin kuir kimliğine dair ifadeleri de sekteye uğrattığını anlatıyor:
"Aile evine döndüğüm için okuduğum şehirdeki kadar özgür hissetmiyorum kendimi her alanda ailem tarafından çok fazla kısıtlanıyorum. Giydiğim şeylere, konuşmama ve davranışlarıma dikkat etmek zorundayım hatta en sevdiğim, gökkuşağı renkli çorabımı bile valizimin içine koyup kilitledim.
Aynı zamanda kimseyle kolileşemiyorum çünkü yaşadığım yer küçük bir yer. Köyde yaşadığımız için, bu karar arkadaşlarımdan ayrı kalmama sebep oldu. Kimseyle buluşamıyorum, çok sıkılıyorum burada."
“Kampüsten Uzakta” lubunyalar ne yaşıyor?
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.