[Çeviri]
ÜniKuir gönüllüsü Melis, Elle Rose tarafından yazılıp Medium'da yayınlanmış “Hayır, Herkes Demiseksüel Değil” (2021) yazısını çevirdi. Yazı, demiseksüel teriminin yarattığı tartışmaları ve demiseksüel deneyimlerini ele alıyor.
Dile, özellikle kuir dile, dair ilgi çekici özelliklerden biri sürekli evrimleşmesi ve değişmesidir. Son yıllarda başka yaşantılara içkin deneyimlere veya belki daha önce o deneyimi tarif edecek kelimenin olmadığı yaşantılara dair çok yeni terim öğrendim. Nihayetinde insanlar fazlasıyla yaratıcı. Kendisini yaratıcı bulmayan birçok tanıdığım aslında problem çözmekte müthiştirler, ancak tuvale bir şey çizmedikleri için kendilerini yaratıcı bulmuyorlar. Bilakis öyleler ve bunun kanıtı da her yerde.
Aseksüellik ve etrafındaki tartışmalar 2000 yılında çevrimiçi olarak “Haven For the Human Amoeba" [1] ile başladı; ancak bugünlerde daha çok 2001 yılında başlayan “Aseksüel Görünürlüğü ve Eğitim Ağı” (AVEN) forumları ile biliniyor. Aseksüellik deneyimi ve spektrumuna dair tartışmalar devam ederken, Şubat 2006’da sonofzeal adlı bir kullanıcı tarafından bulunan “demiseksüel” terimi popülerleşirken bile birçok tartışmaya neden oldu.
Demiseksüellik, yakın bir duygusal bağ kurulmadan herhangi bir cinsel çekimin hissedilmemesi olarak tanımlanıyor. Ben, gerek beni tanıyan insanların beni bu terimle benzeştirmelerinin gerek de terimi benim sahiplenmemin ardından bu terimi anlamak için çok emek sarf ettim. Bu hiç kolay olmadı; demiseksüellik iyi anlaşılmadığı için çok fazla eleştiriliyor. Demiseksüelliği açıklamaya çalıştığımda en çok aldığım eleştiri, “E herkes öyle değil mi zaten?” oluyor.
Bugün üzerine konuşmak istediğim konu da bu. Çünkü sevgili okuyucu, bu sorunun cevabı hayır. Herkes demiseksüel değil.
Aseksüellik kimseye karşı cinsel çekim duymamaksa ve alloseksüel herhangi birine karşı cinsel çekim duyabilmekse o zaman demiseksüellik ikisinin ortasında bir yerde diyebiliriz. Bir renk cümbüşü canlandırın. Bir tarafta pembe bir tarafta mavi varsa ortada oluşan mor, diğer şeylerin arasında demiseksüelliği de barındıracaktır. Bir kişinin bu renk cümbüşü içinde nerede olduğu değişebilir, bir renge diğerinden daha çok yakınlaşabilir. Bu, herkes için biricik bir deneyim, ve birinin renk cümbüşü içerisinde nerede olduğu zamanla akışabilir.
“Demiseksüel” kelimesi, kişilerin “aralarda bir yerde” olmaya dair deneyimlerini anlamaya çalışmalarından çıktı. Neden neredeyse aseksüel deneyimler yaşayan ama tam anlamıyla aseksüellik deneyimlemeyen insanlar vardı? Peki ya kendilerini uzun süreli partner(ler)ine [2] cinsel çekim duyarken bulup da bu kişiye(lere) tanımadan önce cinsel çekim deneyimlemeyenler? Bu, “aralarda bir yerdeki” çekimdi!
Çoğu zaman demiseksüelliğin sadece tek gecelik bir ilişki istememek olarak yanlış anlaşıldığını görüyorum. Demiseksüelliğin tamamen “sürtük utandırmak" [3] için ortaya atıldığının tartışıldığını gördüm -sanki demiseksüellerin türlü türlü seks hayatları yokmuş ve “Öf, takılmalık ilişki aramıyorum” demeye bir kelime arıyorlarmış gibi! “geçici aseksüellik” olarak yanlış anlatıldığını da gördüm. Tüm bu bilgi kirliliği, allonormativitenin ilk olarak herkesin seks yapmayı istediği, ikinci olarak ise seks yapmayı beklemenin bir cinsel yönelim olarak yanlış anlaşıldığı fikirlerini yaymaya çalışmasına dayanıyor. Ancak, demiseksüellik hiç de böyle bir şey değil; çünkü seks yapmak için doğru zamanı beklemek ve çekim duymamak aynı şey değil.
Allonormativite herkesin alloseksüel olması; yani, hiç kimsenin aseksüel olmaması veya aseksüel spektrumunda herhangi bir deneyim yaşamaması, beklentisidir. Cinsel çekim duymamak veya kimi koşullar olmadığı sürece çekim duymamak diye nitelendirmek olumsuz anlamda olağan dışı görünüyor. Bunu heteronormativite gibi, ama özellikle cinsel çekim için geçerli bir kavram olarak düşünebilirsiniz. Amatonormativite ise herkesin romantik çekim duyduğu beklentisidir. Bu kavramlar yaşamlarımızı öyle kuşatıyor ki çoğu zaman kişiler bunlar için kültürümüzde bir kelimenin olduğunun farkına varmıyorlar.
İnsanların, demiseksüellik -ve aseksüel spektrumunda olan diğer kimlikler- hakkında yanlış anladıkları kritik şey cinsel çekimin kendisi. “Demiseksüellik sadece normal olmak” söyleminin ardında (elbette ki normal, demiseksüel olmakta hiçbir yanlış yok; sadece bunun isminin konulması normal karşılanmıyor. Bu, sadece demiseksüelliğin isimlendirilmesine dair sıkça gördüğüm bir argüman) bir ilişkide belli bir zaman seks için hazır hissetmeyi beklemenin sağlıklı olduğu; ama bu durum sanki kendi başına bir cinsel yönelimmiş gibi kendi adının olmasının sağlıklı olmadığı argümanı yatıyor. Bu yüzeysel olarak mantıklı olabilir -bu kadar çok insanın deneyimlediği bir şeye neden bir isim verilsin? Sonuçta, takılma kültürü sadece filmlerde gördüğümüz gibi bir şey değil; hazır hissedene kadar seks yapmayı beklemek yaygın bir şey. Sevişmeyi, ilişki ciddi bir yere evrilene kadar beklemek doğal. Ama yine de bu açıklamanın demiseksüelliği tamamen savmak için kullanılışı, demiseksüel olmanın ne demek olduğunu tamamen gözden kaçırıyor.
Demiseksüel olmayı aseksüel spektrumun bir parçası yapan durum, bunun sınırlı, şartlı bir cinsel çekim içeriyor olmasıdır. Demiseksüel birinin duyduğu cinsel çekim bizi birdenbire alloseksüel yapmıyor, bu çekim halen yalnızca bizlerin yakın bir bağ kurduğu kişiye(lere) karşı deneyimleniyor [4]. Diğer kişilere karşı estetik, platonik hatta belki de romantik bir çekim duyuyor olabiliriz; ama duyduğumuz cinsel çekim yakın bağ kurduğumuz kişiye(lere) yönelik -bu da genel olarak partner(ler) veya yakın bir arkadaştır. Seksten, takılma kültürünü onaylamadığımız için uzak durmuyoruz -hatta bazılarımız tek gecelik ilişkilerde de bulunuyor çünkü bunun hissettirdiklerinden hoşlanıyoruz! Bizler sadece yakın bir bağ oluşturulmadan kimseye karşı hiçbir şekilde cinsel bir çekim kuramıyoruz -hatta bu kurulsa bile cinsel çekim duyamayabiliriz. Her demiseksüel biricik [5], ama cinsel çekimi kurma şeklimizle ortak paydada buluşuyoruz.
Fazlasıyla gerçek bir cinsel yönelime isim koyuyoruz; ama görmezden geliniyoruz. Allonormatif bir dünyada yaşayıp as+ bir deneyimimin olduğunu bilip de deneyimlediğimin as+ olmadığının söylenmesi asap bozucu. Kanıt her yerde. Biraz örneklendireyim.
Durum şu: Demiseksüellik diye bir isim var çünkü bu kendine özgün bir deneyim, “sadece herkes gibi olma”nın sürprizli çıktısı değil. Bu demiseksüelliği yanlış anlamaktır -ve dünyayı deneyimleme biçimimizin nesnelliğinin- mantığına da aykırıdır.
Demiseksüellik “sadece normal olmak” olsaydı, batıdaki kültürümüzün çoğu farklı olurdu.
Demiseksüellik, seksten kaçınma için başka bir kelime olsaydı, seks parfüm veya iç çamaşırı satışı yaptırmazdı.
“Sex sells” (“Seks satar”) diye bir tabir olmazdı, çünkü tanımadıkları kişileri cinsel olarak çekici bulmayan tonlarca insan olurdu ve böylelikle seksilik üzerinden reklam yapmaya gerek kalmazdı.
Demiseksüellik “sevişmek için ciddi bir ilişki beklemek” demek olsaydı; demiseksüel olduğunun farkında olmayanlar, arkadaşları ilk datelerinde (buluşmalarında) veya Tinder’da gördükleri yabancılara cinsel çekimlerini anlattıklarında şaşırmazlardı.
Demiseksüellik “herkes gibi olma” anlamına gelseydi, bizi hayat kurtarıcı ilaçlardan alıkoyacak endişesiyle doktorlarımıza cinsel yönelimimizi söylemekten korkmazdık -sırf şartlı bir cinsel çekim deneyimlediğimizi anlamayarak düşük bir libidodan muzdarip olduğumuzu sanacaklar diye. Sanki düşük bir libidoya sahip olmak dünyada başımıza gelebilecek en kötü şeymiş veya demiseksüeller yüksek libido sahibi olamıyormuş gibi.
Demiseksüellik seksten kaçınmak veya ömürlük seks orucunda olmak gibi bir şey olsaydı, seksten uzak durmaya karar vermiş olsa da yakın olmadıkları kişilerle bile sevişme dürtüsü olduğunu anlatan insanlar olmazdı.
Demiseksüellik gerçek olmasaydı, eğer özgün bir cinsellik olmasaydı, sürekli kendilerinin demiseksüel olduğunda ısrar eden ve dinlenmeyi talep eden bunca insan olmazdı. Belki de hayatları boyunca “Acaba diğer herkes de mi olduğundan farklı davranıyor?” diye düşünüp de nihayetinde kendilerine bir ev bulmuş gibi hissettikleri bu terimle bağdaşan bu kadar insan olmazdı.
Demiseksüel olmakla sevişmeyi beklemek arasında fark var. Sürtük utandırma ile takılma kültüründe yer almayı istememek farklı şeyler. Bir kişiyle arada bir bağ oluşana kadar cinsel çekim deneyimlememek ile zaten cinsel çekimin mevcut olmasına ya da bağ kurmadığımız başkalarına karşı cinsel çekim duymaya rağmen sevişmeyi bekletmek farklı şeyler. Demiseksüelliğin ne kadar kişiyle sevişip sevişmediğinle alakası yok. Kelimenin tam anlamıyla cinsel çekimin nasıl oluştuğu ile alakası var; eylem değil, kaçınmak değil, ilişkilenmemeyi tercih etmek değil, henüz sevişmeye hazır olmadığımızı söylemek için aradığımız bir etiket değil. Demiseksüellik, belirli şartlar altında oluşabilen bir cinsel çekim, ve bu duruma dair bir isim koymak kimsenin canını yakacak değil. Tam aksine, allonormatif bir dünyadan dışlanmış kişileri normal hissettirecektir. Bu da hoş, iyileştirici bir şey.
Demiseksüellik normaldir. Yanlış bir şeyi yoktur, ama evrensel bir deneyim de değildir. Herkes demiseksüel değil. Ancak bunu okuyorsan ve güçlü bir şekilde bunu kendine yakın buluyorsan, bazı araştırmalar yapmanı samimiyetle tavsiye ederim. Şu an bildiğimizden daha da çok demiseksüel var. Kim bilebilir? Sen de bir demiseksüel olabilirsin.
Yazan: Elle Rose
Çeviren: Melis Melfy
[1] 2000-2019 yıllarında, Yahoo Grup üzerinden aseksüel deneyimlere dair çevrimiçi tartışmalar yürüten eğitim amaçlı bir platformdu. Grubun ismi, amip organizmasının eşeysiz üremesinin aseksüellik ile ilişkisine atıfta bulunan bir espriden gelir.
[2] “Partner(ler)” ve “kişi(ler)” gibi kelimeler bu yazıya benim müdahalemdi. Orijinal metinde daha çok tek eşli bir dil kullandığını fark ettim ve as+’ların veya demiseksüellerin sadece tek eşli ilişkilendiği çıkarımının yapılmasından endişe duydum. Bu sebeple de çeviriye böyle bir müdahale bulunmayı uygun gördüm.
[3] Mental Klitoris’in “sürtük utandırma” veya İngilizce adıyla “slut shaming” üzerine ürettiği podcast bölümünü Spotify üzerinden dinleyebilir veya şu link ile göz atabilirsiniz.
[4] Demiseksüel, demiromantik ve demiplatonik gibi terimlerin de anlatıldığı bir çizgisel anlatım isterseniz Biricik Seksüel’in twitter/X hesabındaki şu paylaşımına bakabilirsiniz.
[5] Biricik deyip yukarıdaki dipnotta Biricik Seksüel’e atıfta bulunmuşken, demiseksüel olma üzerinden karikatür üretimine iki atıf daha yapmadan duramayacağım. Artur’un ve benim (çok eski bir çizim, beni yargılamayın) bu yazıdakilerle bağlantılı bulduğum iki karikatürümüz var.
Artur’un mükemmel çizimi; https://kaosgl.org/temasa-icerik/demi-yim
Benim berbat ve eski çizimim; https://kaosgl.org/haber/34-ama-sen-demiseksuelsin-34
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.