Gilbert ve Gordon’ın aşk hikayesi mektuplarda yaşıyor.
Gilbert ve Gordon’ın ilişkisini gün yüzüne çıkaran mektuplar uzun zaman önce kamuoyuyla paylaşılmıştı. ÜniKuir gönüllüsü Ayşe G. ise hadise yeni olmasa da mektuplardaki "Gelecekte daha aydınlık bir zamanda tüm mektuplarımız yayınlansa harika olmaz mıydı?" cümlesini gördüğünde, yaşananları enine boyuna anlatan bu metni çevirme sorumluluğunu omuzlarında hissettiğini söylüyor ve metni Türkçe’ye kazandırmaya karar veriyor.
Yazar: Shannon Quinn
Yayın tarihi: 4 Temmuz 2018
Yayınlayan: History Collection
Kapak fotoğrafı: Heritage Open Days
...
İkinci Dünya Savaşı sırasında sevgililerinden ayrılmak zorunda kalan askerler, bir gün yeniden bir araya gelip aile kuracakları umuduyla sevgililerinin fotoğraflarına bakar ve aşk mektupları yazarlardı. O askerlerden biri Gilbert Bradley de mektuplar yazmış olsa da gerçek aşkının fotoğrafını hiçbir zaman saklayamadı çünkü aşık olduğu kişi Gordon Bowsher adında bir erkekti.
İkilinin aşk hikayesi onlarca yıl bir sır olarak kaldı ve gözlerden uzak tutuldu. Gilbert Bradley 2008 yılında öldüğünde evini temizleyen emlak şirketi, ona ait mektupları savaş efemerasında* uzmanlaşmış bir antikacıya sattı. İngiltere, Shropshire'daki Oswestry Müzesi'nde bir tarihçi ve gönüllü olan Mark Hignett, doğduğu kente dair tarihi belgeleri araştırırken eBay'deki mektuplara rastladı. Mark Hignett ilk başta, Gilbert Bradley'in kız arkadaşına veya nişanlısına yazdığını düşündü çünkü mektuplar “G” harfiyle imzalanmıştı. "G"nin Gordon Bowsher'ı temsil ettiğini anladığındaysa şaşkınlığa uğradı. Eşcinsel erkekler arasındaki mektuplar inanılmaz derecede nadirdi çünkü neredeyse her zaman yok edilirdi. Peki ya eşcinsel bir sivil ve asker arasındaki mektuplar? İşte bu paha biçilemezdi.
(İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris'te eşcinsel bir asker ve diğer bir erkeğin son derece nadir rastlanan bir fotoğrafı. Gordon ve Gilbert'in birlikte oldukları bir fotoğraf yok ama buna benzer görünüyor olabilirdi. Kaynak: Elle Dergisi)
Mark Hignett, koleksiyonu eBay'den satın aldı ve Gilbert ile Gordon'un mümkün olduğu kadar çok mektubunu bulmak için yıllar süren bir arayışa girdi. Aradan geçen yıllar ve bin poundun üzerinde harcamanın sonunda, bulduğu her mektup hikâyenin başka bir eksik parçasını tamamladı. Hignett'in koleksiyonunda toplam altı yüze yakın mektup bulunuyor ve günümüzde Oswestry Müzesi'nde sergileniyor.
İkinci Dünya Savaşı döneminde eşcinsellik yasa dışıydı ve orduda eşcinsel bir erkek olarak yakalanmanın sonuçları çok daha kötüydü. Eğer ortaya çıkarsa Gilbert muhtemelen hapis yatacak hatta homofobik bir asker tarafından vurulup ölüme terk edilecekti. İkinci Dünya Savaşı başladığında Gilbert Bradley'nin orduda olmayı hiç istememesi şaşırtıcı değildi. 1939'da askere alınan Bradley’nin, diğerleri gibi hükümete itaat etmekten başka seçeneği yoktu. Tıbbi muayene sırasında, askere almayacaklarını umarak epilepsi hastası gibi davrandı. Ne yazık ki doktorlar bunu görmezden gelerek sağlam raporu verdi. Gilbert’ın Oswestry, Shropshire'daki Park Hall Kampında uçak nişancısı olarak eğitilmesi emredildi.
(Mektuplar ve Gilbert’ın bir fotoğrafı. Kaynak: Caters)
Gilbert ile Gordon, bir yıl öncesinde bir tekne evindeki bir partide tanıştılar. Gordon, Gilbert'ın yeğeniyle bir ilişki içindeydi ancak birbirleriyle tanıştıklarında yadsınamaz bir kıvılcım oluştu ve gizli bir ilişki yaşamaya başladılar. Gordon Bowsher'ın babası inanılmaz derecede zengindi. Hindistan'da bir çay plantasyonuna sahipti ve aynı zamanda Büyük Britanya ve bölgelerinden mallar getiren bir nakliye şirketi işletiyordu. Bu zengin çocuk, en önemli şey olan aşk dışında arzuladığı her şeye sahipti ve aradığı aşkı Gilbert Bradley ile buldu. Gilbert'ın savaşa gönderileceğini öğrendiklerinde, ellerinden geldiğince birbirlerine yazmaya söz verdiler. Gordon, Gilbert'ın savaştan sağ çıkıp çıkmayacağı konusunda düşünmenin bitmek bilmeyen endişesini anlatıyor ve posta kutusundaki her mektup yüreğine su serpiyordu.
(Üniformalı bir çift. Kaynak: DailyMail)
Bütün bu yoğun duygulara rağmen, ilişkilerini bir sır olarak saklamak zorundaydılar. Açık kimlikli gey olmak, 1967'deki Cinsel Suçlar Yasası'na kadar suç olmaktan çıkarılmayacaktı. Yasal olduğu zamanlarda dahi yirmi bir yaşını aşmayanlar için eşcinsel seks yasaktı. Gordon ile Gilbert, ailelerine ve arkadaşlarına ilişkilerini açıkça anlatabilecekleri bir dünya hayal ettiler ama kapalı kapılar ardında kalması gerektiğini biliyorlardı. Şaka olsun diye birbirlerinden babalarının nasıl tepki vereceğini hayal etmesini isteseler de bunun asla gerçekleşmeyeceğini biliyorlardı ve şöyle yazdılar: "Dünyanın geri kalanının aşkımızın ne olduğuna dair hiçbir fikri yok."
Tahmin edileceği üzere, orduya alınan başka eşcinsel erkekler de vardı. Yıllarca ayrı kalmak yalnızlığı da beraberinde getiriyordu ve Gilbert Bradley, İskoçya'da görev yaptığı savaş sırasında iki erkekle tanışarak ilişki yaşadı. Sanki savaşta olanın savaşta kalacağına dair bir anlaşmaları varmış gibi, Gordon'a yazdığı mektuplarda bu konuda tamamen dürüsttü. Gordon aldığı haberlere yanıt verdi, “(Anlıyorum) sana neden aşık olduklarını. Nihayetinde, ben de aynısını yaşadım".
1939'dan 1945'e kadar birbirlerine yazmaya devam ettiler ve sonra mektupların ardı kesildi. Belki de Gordon, Gilbert'ın başka erkeklerle ilişkisi olduğunu düşünmeye artık dayanamıyordu ya da hayatlarına devam etmek zorunda kaldıkça birlikte olabilecekleri umudu giderek daha az olası hale geliyordu. Çok uzun yıllar iyi bir mücadele vermişlerdi fakat savaş onları parçalamıştı. Tutulmamış onlarca söz ve gerçekleşmemiş hayallere rağmen yıllar boyunca gerçekten birbirlerini beklemişlerdi.
(Gilbert, otellerde seyahat ediyor olsa bile eline geçen her fırsatta yazardı. Kaynak: Caters)
Mektupların birinde Gilbert, Gordon'a kanıtları yok etmesi için yalvardı böylece suçlanabilecekleri hiçbir iz kalmayacaktı. Bu süre zarfında, birbirlerine mektup yazan gey erkeklerin büyük çoğunluğu mektuplarını yaktılar. Yine de Gordon ile Gilbert, aşklarının anılarına yakalanma riskinden daha fazla değer veriyorlardı. Gilbert’ın evinde yaklaşık altı yüz mektup bulundu ve muhtemelen bir zamanlar çok daha fazlası vardı.
Mektupların birinde, “Benim sevgili ufaklığım. Yıllardır kendime hiçbir aşkın ömür boyu sürmeyeceğini zorla öğrettim… Senden isteğim, sevgilim, zihnini olabildiğince zorlayarak geleceğe bir kere olsun bakman. Savaşın bittiği ve birlikte yaşadığımız zamanı hayal et… Bundan sonra, hayatlarımızın altın çağını birlikte yaşamak daha iyi olmaz mıydı?” yazıyordu.
(Mektup koleksiyonunun tümü. Kaynak: Caters)
Ne yazık ki bu hikayede onlar için mutlu bir son yoktu. Varsa bile birlikte yaşanmadı. Yıllarca İngiltere'den ayrılıp, eşcinselleri daha çok kabul ettiği bilinen güneşli Kaliforniya'da yaşayabilecekleri Amerika Birleşik Devletleri'ne taşınma hayalleri kurdular. Savaştan sonra oraya tatile gittiler ve Gordon Bowsher gerçekten Kaliforniya’ya taşındı ancak bunu yalnız yaptı. Bir iş kurarak babasının izinden gitti. Atların üzerinden para kazandı.
Gilbert Bradley ordudaki erkeklerle ilişkilenmeye devam etti ve 1941 senesinde Sir Paul Latham adlı ünlü bir politikacıyla olan ilişkisi sızdırıldı. “Uygunsuz davranış” nedeniyle askeri mahkemede yargılandı ancak neyse ki hapse atılmadı ya da öldürülmedi. BBC'de stüdyo asistanı olarak bir iş buldu ve sonunda emekli olduğu Brighton Beach'te doksan iki yaşına dek yaşadı. Mektupları 2008 yılında öldüğü güne kadar sakladı.
Kimse tam olarak neden ayrıldıklarını veya neden bunca yıl paylaştıkları hayalin peşinden gidemediklerini bilmiyor. Mektuplarda bundan asla bahsedilmiyor - ya da Mark Hignett henüz o mektupları bulamadı. Belki de Gilbert Bradley sadece en iyi anlarını, "altın çağlarını" hatırlamak istemişti. Mektupların birinde şöyle yazıyordu: “Gelecekte daha aydınlık bir zamanda tüm mektuplarımız yayınlansa harika olmaz mıydı? O zaman tüm dünya, birbirimize nasıl da aşık olduğumuzu görebilirdi."
(Mark Hignett ve aşk mektupları koleksiyonu. Kaynak: Caters)
Neyse ki bu istekleri gerçekleşti ve Mark Hignett, tüm mektupları kronolojik sırayla içeren bir kitap yayınlamayı planlıyor. Aşklarının hikâyesi BBC'de ilk kez paylaşıldığında düzinelerce film yapımcısı, oyun yazarı ve şarkı yazarı hikâyeden o kadar ilham aldı ki, onların aşkından esinlenen bir sanat yapıtı yaratmak isteyerek Mark Hignett'e ulaştı. Gelecekte bir gün, hikâyeleri hakkında büyük ihtimalle bir Hollywood filmi çekilecek ve insanlar şimdiden bunun Titanic ve Brokeback Mountain'ın toplamından daha fazla insanı ağlatacağını tahmin ediyor.**
Heritage Open Days adlı yerel bir festivalde, Gilbert ile Gordon’ın aşk mektuplarından ilham alan insanlar bir yazı atölyesi için bir araya geldiler. Çiftin onuruna kendi mektuplarını yazdılar ve sonra onları yaktılar. Ardından ise külleri toplayarak bir elmas yüzük haline getirdiler, sonsuza dek süren aşkı simgelemesi için.
*Efemera: Gündelik yaşamın küçük ve geçici belgelerinden oluşan koleksiyonculuk
**Gilbert ile Gordon’ın hikayesi 2021 senesinde The Letter Man ismiyle kısa filme uyarlandı.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.