“Akademide Bi+ Çalışmak” serisinin ilk konuğu Lara, araştırma sahasının yol açtığı tanışmaları, keşifleri, sorgulamaları, yeniden sormaları aktarıyor.
Bi+ Görünürlük Haftası'nda bu kez akademiyi konuşuyoruz. Konuklarımız, akademide biseksüel+ öznelerin deneyimlerini sahaya inerek çalışan araştırmacılar. Onlarla tezlerinde bi+ özneleri seçme nedenlerini, sahada görmeyi umduklarını, karşılarına çıkanları, sahadan ayrılırken akıllarında yer edinenleri, araştırmacı-akademi ilişkisindeki kesişimleri/dönüşümleri, tezlerinden bizim payımıza düşenleri yani kısaca “akademide bi+ çalışmayı” söyleştik.
İlk konuğumuz Lara Özlen hafıza, film çalışmaları, toplumsal cinsiyet ve kuir teori gibi alanlara ilgi duyan bir araştırmacı. Sinema ve kültürel çalışmalar eğitimi alan Lara, 8 yıldır sivil toplum alanında çalışıyor. “İstanbul'daki Lezbiyen ve Biseksüel Kadınların Kimlik Politikaları ve Dayanışma Pratikleri” başlıklı tezinde lezbiyen ve biseksüel kadınların çevrimiçi ve fiziksel alanlarda sosyalleşmesinin dayanışma pratikleri ile ilişkisini konu edinen Lara, tez konusu seçimini şöyle özetliyor: “Sanırım kendi öznelliğimden ve açılma sürecimden yola çıktım.”
Lara tez sürecinin, LGBTİ+ aktivizminde lezbiyen ve biseksüel öznelerin daha az görünür olduğunu, bu gruplar üzerine (gey erkeklere kıyasla) daha az içerik ve araştırma olduğunu fark etmesiyle başladığını ifade ediyor.
"Kendimle ilgili pek çok şeyi yeniden düşündüm, politik bağlarımı gözden geçirdim"
Akademide cinsel yönelim/cinsiyet kimliği çalışmak nasıl bir şeydi senin için? Herhangi bir engelle karşılaştın mı tez konunu seçerken? Saha seçiminde/sahada seni zorlayan bir şey var mıydı?
Saha çalışmamı fiziksel mekanlar olarak barlar, online alanlar olarak da randevu aplikasyonları üzerinden yürüttüm. Araştırmanın kendisiyle sosyalliği birbirinden ayırmanın zor olduğu bazı anlar dışında, çok keyifli bir süreçti. Sahanın kendisinden daha zor olan şey, neyin teze dahil olacağı kısmıydı. Çünkü çok fazla şeyi dahil etmek istiyor insan. Bunun dışında, beni destekleyen insanlarla çalıştığım için şanslıydım sanırım. Aynı dönemde trans erkeklik ve trans kadınların uyum süreci üzerine çalışan iki arkadaşım daha vardı. Birbirimizde epey dayanıştık diyebilirim.
Eğer özneysen ve paylaşmak istersen, bi+ deneyimin/kimliğin bu akademik çalışma ile nasıl kesişti, nasıl etkiledi birbirini? Sence bu ilişkide dönüşen taraflar kimler? Her ikiniz mi yoksa üstün gelen bir taraf var mı ya da biriniz birinize mi uyum sağladı sence?
Dediğim gibi, açılma sürecim tezle paralel olarak ilerledi. Görüşmecilerimin bir kısmını önceden az buçuk tanıyordum, bir kısmıyla randevu aplikasyonları veya barlar üzerinden tanıştım. Birbirinden çok farklı onlarca insanı yakından tanıma fırsatım oldu. Lezbiyen ve biseksüel bireylerden, kimliklerinin hayatlarının neresinde durduğunu, kuir teoriyle/feminizmle ilişkilerini, nasıl açıldıklarını veya açılmadıklarını, dayanışma meselesini nasıl gördüklerini uzun uzun dinledim. Bu arada ben de kendimle ilgili pek çok şeyi yeniden düşündüm. Kendi politik bağlarımı ya da dayanışmayı nasıl tanımladığımı gözden geçirdim. Aslında tezin akışını görüşmelerimi yaptığım insanlarla belirlemiş olduk. Kendi adıma çok şey öğrendiğim bir süreçti. Benimle ilgili ne düşündüklerini de görüştüğüm insanlara sormalısınız, o kısmını bilemiyorum.
"Birileri için hayalini kurup gerçekleştiremedikleri şeydi dayanışma"
Bu tezden nasıl ayrıldın? Aklında ne vardı, ne gördün, ne değişti?
Sanırım “dayanışma” kelimesine kendimce büyük politik anlamlar yüklemiştim araştırmanın başında. Bir noktadan sonra bu kelimenin herkes için farklı çağrışımları, anlamları olabileceğini fark ettim: Birileri için arkadaşları, birileri için örgütleri, başka birileri içinse hayalini kurup gerçekleştiremedikleri şeydi “dayanışma”. Biraz daha kendi kafamda yarattığım kalıplardan çıkıp öznelerin söylediklerine kulak vermem gerekti. Bunu yaptıktan sonra daha rahat akmaya başladı yazma süreci.
Bi+ ve lezbiyen kadınları birlikte çalışmak saha içindeyken sana ayrım yapmalıydım hissini uyandırdı mı?
O zaman böyle düşünmemiştim. Ama şimdi geri dönüp bakınca belki bu konuda biraz daha dikkatli olabilirdim. Ama öte yandan, lezbiyen veya biseksüel olduğu varsayımıyla görüştüğüm pek çok insan, konuşmamız sırasında “kuire daha yakın hissettiğini”, “aslında bu tanımlamaların sınırlayıcı olduğunu” söyledi. Yani bir yandan lezbiyen ve biseksüel görünürlüğünü önemserken, öbür yandan da var olan kategorilerin sınırlayıcılığı üzerine konuşmalar yapmış olduk.
"Bi+ özneler için lezbiyen alanlar zorlayıcı olabilir"
Bi+ kadınların, gey barlardan çok kadın kadına sosyalleşilen alanları daha güvenli bulduklarını anlıyorum. Peki bu kadın kadına sosyalleşilen fiziki ve sanal mekanların bi+ deneyiminin/görünürlüğünün altını kazıyan yanları var mı?
Bi+ deneyimi, pek çok durumda üzeri kapanan bir karaktere sahipti benim görüştüğüm insanlar özelinde. Birkaç biseksüel özne, kadın kadına sosyalleşilen alanlarda “yeterince lezbiyen olmadıkları için yargılandıklarından” veya “ilişki kurmak için tercih edilmediklerinden” söz etmişti. Dolayısıyla evet bi+ özneler için lezbiyen alanların zorlayıcı olabileceğini söyleyebiliriz. Görüşmecilerimin çoğu, politik görünürlüklerini kadınlarla birlikte oldukları zamanlarla ölçtüklerinden bahsettiler. Kadınlar arası kurulan ilişkilerin görünürlüğü tabii ki heteronormatif dünyada daha belalı oluyor.
Çalıştığın alanda aktivizme/sisteme ilişkin bir sorunla, baskıcı yöntemle karşılaştın mı? Sence aktivistlere ve STK'lara ne düşüyor?
Kadınlar ya feminist gruplarla örgütleniyor ya da örgütlenmemeyi tercih ediyor. Tüm bu örgütlenme sürecini etkileyen pek çok başka şey de var: Ekonomik bağımsızlık, açılma veya açılamama, akademik formasyon vs. gibi. Bunlara ek olarak, LGBTİ+ grupların örgütlendiği alanların çoğunlukla cis-geylerden oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aktivizmin, çoğunlukla ne kadar kapsayıcı ve “kolektif” olduğunu iddia etse de var olan hiyerarşilerin dışına çıkmakta zorlandığını gördüm. Dolayısıyla herkesin farklı koşullardan geldiğini unutmamak ve birbirimize alan açmak önemli hale geliyor. Ayrıca tabii ki, lezbiyen ve biseksüel kadınların psikolojik ve fizyolojik sağlık mekanizmalarına erişimi çok elzem ve tüm bu heteronormatif sistem içinde epey meşakkatli.
lara.ozlen91@gmail.com
Lara Güney Özlen’in tezinden faydalanarak kaleme aldığı bir yazıya buradan, tezin tamamına (İngilizce) ise Ulusal Tez Merkezi sayfasından erişebilirsiniz.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.