LGBTİ+'ları hedefleyen söylemler, basın açıklamaları ve kanun teklifine rağmen HDP, TİP ve CHP milletvekilleri LGBTİ+'ları ve haklarını hatırlattı.
Geçen hafta sadece HDP'den Filiz Kerestecioğlu ve Serpil Kemalbay, LGBTİ+'ları konuşmalarında geçirmişti. Bu hafta LGBTİ+'lar pek çok kez Meclis gündemlerinin konusu oldu: Kimi zaman hedef gösterilerek kimi zaman desteklenerek...
Meclis konuşmalarını izlemek için tıkla
5 Aralık, Basın Toplantısı
AKP Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, LGBT Basın Toplantısı adını verdiği konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün doğru maskesi takıp arkasında aile soykırımı adına çalışanlar, eşitlik, toplumsal cinsiyet, kadına şiddet gibi sözlerin arkasına sığınıp bambaşka hedeflerin peşinde bir dizi çalışma ortaya koymaktadırlar. Önce itiraz edemeyeceğimiz hatta destekleyeceğimiz bu stratejinin yavaş yavaş asıl niyetine doğru toplumu kullanarak sürüklediğini görüyoruz, yaşıyoruz. Bir bakıyorsunuz özel hayata karışılamaz, tercihler insanların kendi tercihleri diye bireyi yücelten ve onun özel alanını koruyan bir hava estiriliyor. Ancak bir bakıyorsunuz asıl niyet ve hedef çoktan devreye alınmış. Cinsiyetin bir tercih meselesi olduğu, isteyenin istediği cinsiyet rolünü kendisinin seçebileceği ve hatta cinsel tercihinin açıkça söylenmesi, örgütlenmesi ve hatta cinsel tercihinin örgütlenmesinin ötesinde özendirilmeye çalışılması hatta topluma dayatılması gibi arka planların peşi sıra ortaya konduğunu şaşkınlıkla izliyoruz.
Kamuoyunun dikkatini özellikle bir şeye çekmek isterim. İlk başta bazı doğrular neden sonunda büyük yanlışlara dönüşüyor? Bu zihniyet nasıl oluyor da bu kadar hızlı örgütleniyor, bunlara kim sahip çıkıyor? Evet şimdi terör örgütleri gibi bir de sosyal terör olan aile soykırımı tehlikesinden bahsediyoruz ve mücadele ediyoruz. Ancak bu mücadelenin önünde uluslararası bir lobinin de bulunduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Karşımızda markaları, zaman zaman sanatçıları, dizi ve sinema sektörünü etkileyen güçlü bir lobi var.”
6 Aralık, Genel Kurul
MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz:
“Türk gençliğini millî güvenlik sorunu olarak tanımladığımız uyuşturucu ve madde bağımlılığı bataklığına çekmek isteyenlerin, terör örgütlerinin ağına düşmesini bekleyenlerin, deistleştiğini ve ateistleştiğini iddia ederek manevi anlamda dayanıksız bırakmaya niyetlenenlerin tuzaklarını başlarına yıkmak önceliğimizdir. Türk gençliğinin dış odaklarca fonlanan aile kurumumuza, ahlaki değerlerimize, millî kültürümüze düşman olan LGBT sapkınlığı ve sapıklığı yönlenmesini düşleyenlere, sokak röportajlarında içeriği zehirli sorular yönelterek Türk gençlerinin Türk vatanını terk etmesini dileyenlere karşı Türk tarihinin kahramanlarını Türk gençliğinin mihmandarı yapmak en temel vazifemizdir.”
6 Aralık, Genel Kurul
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu:
“Kısacası, AYM, 2022’deki rolünü kapatma davasıyla belirleyecek. Şair Özdemir Asaf ‘Adalet’ şiirinde ‘İnsansız adalet olmaz, adaletsiz insan olur mu? Olur, olmaz olur mu ama olmaz olsun.’ demişti. Evet, artık her kesimden insan bu ülkede boğazına kadar haksızlığa batmış ve ‘Olmaz olsun.’ diyor. Soruyorum, biz Anayasası olan bir ülke miyiz gerçekten? Temel hak ve özgürlükleri güvence altına almayan bir ülkede adil ve demokratik bir seçim olabilir mi örneğin?
Her gün kadınlar öldürülürken; LGBTİ hakları âdeta görünmez olurken; barış hakkı, vicdani ret hakkı yerle bir edilirken; tarikatlar 6 yaşındaki çocukların hayatını daha yaşarken söndürürken “Anayasa var.” diyebilir miyiz biz bu ülkede? Neden başvurur insanlar size? Bakın, 30 Haziran 2022’ye kadar 428.554 bireysel başvuru olmuş. Neden başvurur insanlar size? Dava açma merakları olduklarından mı? Hayır, adaletsizlikten, hak aramak istedikleri için, haksızlığa uğradıkları için. Hâlâ askerî darbe tortularıyla dolu olsa bile bu Anayasa nerede gerçekten bu ülkede? Neden AİHM kararlarını uygulamıyorsunuz? Son 18’inci madde ihlali kararıyla tüm arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekiyor. Nasıl bırakmazsınız? Nerede Anayasa?”
6 Aralık, Genel Kurul
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm:
“Erkek adalet değil, gerçek adalete ihtiyacımız var. Sayenizde LGBTİ+'lar da nefretin ve şiddetin odağı hâline geldi. Varoluşlarına dahi saldırıyorsunuz. Bırakın LGBTİ+'ları korumayı, LGBTİ+'lar bizzat iktidarınızın ve kolluk güçlerinizin şiddetiyle karşı karşıya. Nefret mitingleri örgütleniyor, hani, güya, demokratik hak ya, biz biliyoruz, bunun arkasında da siz varsınız, sizin çabalarınızla örgütleniyor. LGBTİ+'lar saldırıya uğradıklarında şikâyet bile edemiyorlar. Kimi kime şikâyet edecekler ki? Zira şiddetin bizzat sizin talimatınızla gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz.
LGBTİ+'lara yönelik suçlarda 1 tane bile nefret suçu nedeniyle verilmiş ceza yok, aksine şikâyet edenin, protesto hakkını kullananın ceza aldığı bir yargı sisteminiz var. Her türlü katliamın, cinayetin, tecavüzün, şiddetin, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, hırsızlığın normalleştiği sisteminiz batsın, genel ahlakınız batsın, çürümüş düzeniniz batsın. Toplumu da çürütmeye çalışıyorsunuz ama izin vermeyeceğiz. Kadınlar, LGBTİ+'lar, çocuklar, halklar, bu ülkede ezilen herkes mücadeleyle sizi tarihin çöp sepetine gönderecek.”
6 Aralık, Genel Kurul
MHP Afyon Milletvekili Mehmet Taytak:
“Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği Kurumu sadece idareyi değil kamuoyunu ilgilendiren tüm konulara müdahale edebilmelidir. Toplumu etkileyen, ruh sağlığımızı tehdit eden gündüz kuşağı programları, ahlaksızlığın dayatıldığı diziler, denetimi daha az olan dijital platformlar ve yeni neslin kimliksiz, cinsiyetsiz ve köksüz olarak yetişmesini hedefleyen sosyal medya dayatmalarına karşı tüm kurumlarımızla beraber ortak hareket etmeliyiz. Dizilerde, filmlerde, magazin programlarında ve sosyal medyada paranın uşağı olması için gençlerimize dayatılan iğrenç akımlara tahammülümüz kalmamıştır.
Türk milleti, sosyal medya karamsarlığına, umutsuzluğa ve sanal dilenciliğe alıştırılmak isteniyor. 3-5 beğeni fazla almak için sanal şaklabanlık yapan, toplumun sinir uçlarıyla oynayan, elinde bir mikrofon, bir kamerayla “sokak röportajları” adı altında meydanlarda milleti birbirine sokan, birbirine kırdıran denetimsiz fenomenlerin topluma verdiği zararları kamusal olarak değerlendirmemiz gerekmektedir.”
8 Aralık, Genel Kurul
AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ:
“Amerikan beslemesi bu örgütlerden FETÖ’ye verilen görev, çocuklarını inançlı, ahlaklı bir şekilde okutup istikbale hazırlama gayreti içerisinde olan Anadolu ailelerinin evlatlarını ailelerinden koparıp katalog evlilikleriyle istihbarat örgütü gibi yapılandırarak ordu, yargı, Emniyet başta olmak üzere devlet kurumlarını ele geçirmek suretiyle ülkeyi ABD’nin müstemlekesi hâline getirmeye çalışan bir ihanet örgütü. Lideri ise son kullanım tarihi ilaçla, serumla uzatılmaya çalışılan bir şizofren. Ve dahası var, burası önemli, dahası var; beyinlerini yıkadıkları zavallılar tarafından uydurma rüyalarla ülkeye mehdi olarak döneceği telkin edilen bu sapık, yıllarca önce yanında yetişen, özel hayatına tanıklık eden ve eşcinsel olduğunu çıkaracağı kitabında yazan gazeteci Hüseyin Meriç’i öldürttü, burası önemli. Ama ne yazık ki Cenab-ı Allah’ın men ettiği bir yaşam anlayışına sahip bu sapığın ülkeye mehdi olarak dönmesi hayali kuran ve 15 Temmuzda bu milletin ordusunun helikopterini, tankını, silahını bu millete karşı kullanan bir ihanet şebekesi.”
8 Aralık, Kanun Teklifi (Anayasa Değişikliği)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı "I. Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan "temelidir ve" ibaresi "temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve" şeklinde değiştirilmiştir.
“Evlilik birliği, hem kültür hem de medeniyet anlayışımıza göre ancak bir kadın ile bir erkeğin birbiriyle evlenmesiyle kurulabilir. Bu gerçeklikten hareketle kanunlarımız da evlilik birliğinin ancak kadın ve erkeğin birbiriyle evlenmesiyle kurulacağını hükme bağlamıştır. İnsan tabiatına uygun bir birliktelikle, bu bağlamda iki ayrı cinsiyetin yani kadın ve erkeğin evlilik yoluyla kurduğu aile, Türk milleti olarak varlığımızın da teminatıdır.
Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldın, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak Devletin aslî görevidir. Günümüzde aileyi tehlike ve tehdit altında gören bazı ülkelerin de aileyi korumak amacıyla anayasa ve kanunlarında bazı düzenlemeler yaptığı görülmektedir.
Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, Milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasım zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasanın 41 inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldın, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır.”
8 Aralık, Basın Toplantısı
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy:
“Çocuk tacizcilerinin salınmasına da kadın katillerine verilen iyi hal indirimlerine de çocuk yaşta evlilikleri yasalaştırma çabalarınıza, çocuk istismarının üstünü örtmenize; bizim, kadın hareketinin her yerde, sokakta da mecliste de bu kürsüde de her yerde tek bir cevabımız var: Hayatlarımızdan da haklarımızdan da asla vazgeçmeyeceğiz. Çocukları, LGBTİ+’ları ve kadınları asla cemaatlere teslim etmeyeceğiz. Gerici tarikat ve cemaatler kapatılana kadar da mücadelemiz devam edecek.”
10 Aralık, Genel Kurul
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran:
“Şimdi, bütün bunlar olurken Aile Bakanlığı ne mi yaptı? Gerçekten bizlerle, kadınlarla dalga geçer gibi 25 Kasım’da kadına yönelik şiddetle ilgili spotlar yayınladı, kendilerinin şiddet uyguladığı bir ortamda spotlar yayınladı. Bakanlığın şiddete karşı spotlar yayınladığı gün kadınlar kolluğun şiddetine uğradı, kolluğun şiddetine! Hangi kadınlar? İktidar politikası, sadece kendilerini değil; çocukları, LGBTİ+’ların yaşam hakkını savunan kadınlara, sokaklarda, meydanlarda özgürlük ve onurlu yaşam talebini haykıran kadınlara yönelik maalesef istismarcılara olduğu kadar yumuşak olmuyor. İşte, iktidarın kadına yönelik politikası bu fotoğraf ve bunlar gibi daha onlarca örnek...”
10 Aralık, Genel Kurul
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki:
“Ben bugün İçişleri Bakanlığı bütçesi hakkında görüşlerimi sizinle paylaşacağım. Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Günü'nde Türkiye'de insan hakları ihlallerinin birinci derecede sorumlusu olan Bakanlığın ve Bakanlığın başındaki Sayın Bakanın uygulamalarını değerlendireceğiz. Çok ayrıntılı şeyler söylemeyeceğim ama şunu söyleyeyim bu konuda: İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği, dün Türkiye'deki hak ihlalleriyle ilgili, geldiği noktayla ilgili çok ayrıntılı bir rapor yayınladılar. Yaşam hakkı ihlalinden sistematik hâle gelen işkencelere, cezaevlerindeki hak ihlallerinden mültecilerin yaşadıkları sorunlara, kadınlardan LGBT bireylere kadar her alanda yaşanan hak ihlallerini çok ayrıntılı anlattılar, zamanınız olursa okuyun derim.”
10 Aralık, Genel Kurul
TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil:
“Şimdi, Sayın Bakan, ben duymazken bağırıp çağırdığı için, bana ne demiş biliyor musunuz arkamdan? ‘LGBT’ci.’ demiş, ‘Cinsiyetçi.’ demiş. (AKP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) ‘Sayın Bakan’ dedim, herkesten özür dilerim. Süleyman, ben cinsiyetsiz değilim, önce onu söyleyeyim. Her 25 Kasım’da, her 8 Mart’ta tir tir titreyerek yasaklamaya çalıştığın kadınlardan biriyim, anca bunu o kafana sok; bu, bir.
Beni evet, o LGBTİ+’ların hakları ilgilendirir çünkü iki yetişkinin rızasıyla birbirini sevmesi, sevişmesi sadece onları ilgilendirir. (AK PARTİ sıralarından “Yuh!” sesleri, gürültüler) Anayasal olarak ben onları savunmakla mükellefim. Bağırın, çıldırın, bu ülkede bir Anayasa var.
Beni ne ilgilendirir biliyor musunuz? 6 yaşında bir çocuğu 30 yaşındaki müridine eş diye veren o şerefsiz tarikat şeyhi; o beni ilgilendirir işte. Beni ne ilgilendirir biliyor musun? 2020 yılında ‘Ben o çocuğu koruma altına aldım.’ deyip de ağzını açıp tek laf etmeyen, o tarikatın kapısını basmayan ne Yusuf Ziya Gümüşel’e ne o çocuk tecavüzcüsü Kadir İstekli’ye tek bir laf edemeyen, onları tutuklatamayan, sonra da utanmadan Aile Bakanı diye burada oturan bu kadın ilgilendirir beni. Beni bunlar ilgilendirir.”
10 Aralık, Genel Kurul
MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem:
“Değerli milletvekilleri, dijital yayın platformlarına da değinmek istiyorum. Başında; Netflix ülkemiz aleyhine yayın içerikleriyle millî, manevi, ahlaki değerlerimizi ayaklar altına almayı hedeflemektedir; aynı zamanda, kültür emperyalizminin en güçlü silahıdır. Birkaç ülke hariç, bütün dünyada milyonlarca aboneye ulaşmaktadır. Yayınladığı “3 Altında: Arcadia Hikâyeleri” adlı çocuk animasyon çizgi filmde -bakın, Netflix’te çocuk animasyon bir çizgi filmden bahsediyorum- burada 9-10 yaşında 2 kız çocuğu birbiriyle öpüştürülerek maalesef çocuklar farklı yönde yönlendirilmektedir.
‘13 Commandments’ isimli dizide Atatürk ve Erdoğan fotoğrafları kullanılarak Türkler, barbar ve katil olarak gösterilmiştir. Yine, Netflix platformunda yayınlanan ‘İkinci Dünya Savaşı’ konulu belgeselde hastalıklı Türk ve Türkiye düşmanlığı yapılarak bir tarihî belgeselde bile Türkiye’nin toprak bütünlüğüne el ve dil uzatılmaktadır. Bunun gibi örnekler çok fazla. Daha fazla örneğe girmek istemiyorum. İncelediğinizde hepiniz bunları göreceksiniz ve tespit edeceksiniz. Küresel çetelerin Türkiye’ye dayatmaya çalıştığı sözde Ermeni soykırımı yalanı, özellikle yine hain FETÖ terör örgütünün de propagandasını yapan ‘Another Life’ diye bir dizi var, burada da aynı şekilde bunları görmekteyiz. Söz konusu platformlardan uzak durmanın tek yolu şudur: Sonuç itibarıyla, çocuklarımızı korumak istiyorsak onların izlememesine ancak biz sebep olabiliriz, biz bunu önleyebiliriz.”
10 Aralık, Basın Toplantısı
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu:
“İktidara geldiklerinde Türkiye’nin bir coğrafyasında belli kimlikten insanlara karşı ağır insan hakları ihlalleri yaşanıyordu. Bugün Türkiye’nin bütün coğrafyasında, 81 ilde her kimlikten, her inançtan, her cinsiyetten, her cinsel yönelime karşı ağır insan hakları ihlalleri var. Yani (iktidar) zalimlikte ve zulümde eşitliği sağlamış durumdalar.”
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.