“Okulda cinsiyetsiz tuvalet maalesef yok. Bazen tuvaletleri kullanmak için en boş binayı aradığım, insanların çıkmasını beklediğim anlar yaşadım.”
Tercih dönemi devam ediyor. ÜniKuir olarak, birkaç ay sonra kampüslere güneş gibi doğacak lubunyalar için pek çok üniversitedeki LGBTİ+ özneden deneyim aktarımları almak için yola koyulduk. Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisinde, kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşacağız.
Elbette bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Üniversiteli LGBTİ+ olmak hakkında daha çok deneyimi görünür kılmak ümidiyle oluşturduğumuz serinin on beşinci konuğu Marmara Üniversitesi’nden Egosi.
LTY Serisi #14: Yalova Üniversitesi’nden Bekir anlatıyor
Egosi, Marmara Üniversitesi’nde Almanca İşletme okuyor. B planı olarak gördüğü Marmara’yı kazandığını görünce önce gerilmiş çünkü öncesinde, üniversitenin “kaos dolu politik atmosferiyle ilgili” pek çok deneyim dinlemiş. Ama kaosun içinde kendi gullümünü de yaratabilmiş.
Hazırlıkta aldığı Almanca dil eğitiminin lisans derslerine başladığında işe yaramadığını aktaran Egosi, ilerleyen seneler için endişeli olsa da akademik kadrodan memnun olduğunu dile getiriyor.
Egosi, burs ilanlarının yer aldığı sitelerden bulduğu bir kuruma başvurarak burs imkanı kazanmış.
Kampüsten söz açıldığında, ortamı “mahalleleşmiş” diye tanımlıyor: Faşistlerin olduğu yerler, lubunyaların olduğu başka bir yer. Yemekhanenin “vetejaryen” katı ise ona göre tam bir lubunya alanı. Hazırlık okurken LGBTİ+ gündemler dersin konusu olabilirken, bölüme geçtiğinde bu gündemin ortadan kaybolduğunu anlatıyor.
Fobik tutumlardan orada yokmuş gibi sıyrıldığını ifade eden Egosi, “bu yöntemin yorucu olduğunu da kabul ediyorum” diyor. Üniversite yönetiminin ise LGBTİ+ gündemlere dair her alanı sansür, baskı, şiddetle kapatmaya çalıştığını aktarıyor. Baskı varsa direniş de var: Egosi okulunun LGBTİ+ topluluğu KuirMar’ı anmadan geçmiyor.
Senin tercih döneminden nasıl geçmişti, oradan başlayalım mı?
Tercih döneminde istediğim bölüm belliydi, Almanca İşletme istiyordum. Önce Türk – Alman Üniversitesi’ni sonra da gönülsüz bir yerden Marmara’yı yazdım. Türk Alman’ın puanı o sene çok yükselince Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü’ne yerleşmiş oldum.
Marmara Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Tercih sonuçları açıklandığında biraz üzgün ve gergindim açıkçası. Okulun kaos dolu politik atmosferiyle ilgili bi’ dolu deneyim dinlemiştim. Lubunya en kaotik yerde bile kendi küçük gullümünü yaratabilir ya, ben de biraz bunu yaşattım diyebilirim.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Bölümüm dolayısıyla 1 sene boyunca sıfırdan Almanca hazırlık eğitimi aldım. O dönem derslere evden katılıyorduk dolayısıyla çok da verimli geçmedi genel olarak. Lisansa geçtiğimde tüm sınıf dersleri anlamada çok zorlanıyordu.
Hazırlık okuluyla fakültenin hiçbir iletişimi yok, Almanca derslerinde günlük konuşmaya dair şeyler öğrenmişken bir anda akademik Almancayla tanışıyorsunuz ve sizi kolaylaştıracak hiçbir adım hazırlıkta atılmamış oluyor. Ders dili genelde tamamen Almanca, bazı hocalar Türkçe veya yarı Türkçe anlatmayı da tercih edebiliyor. İlerleyen senelerde dil bariyeri konusunun nasıl olacağı da benim akademik endişelerimden biri.
Bizim fakültenin akademik kadrosunu ben başarılı buluyorum, hükümetin belirgin temsili olmayan, çoğuna kolayca erişebildiğin bir kadro. Dersler yoğun geçiyor, cinsiyetçi söylemler arada kurulmuyor değil ama ben kişisel olarak derslerde bir ayrımcılığa maruz kalmadım.
Nerede kaldın, barınma ihtiyacını nasıl giderdin?
Okul başladığında aktivizmden tanıştığım bir arkadaşımın evine yerleşmiştim. Bir buçuk yıldır ev arkadaşlığı deneyimliyorum.
Burslara erişim imkanın oldu mu?
Burs ilanlarının olduğu sitelere göz gezdirmiştim. Oradan bulduğum bir kurumdan burs alıyorum.
Bir LGBTİ+ (veya lubunya) öğrenci olarak kampüs deneyimini de konuşalım. Tercih yaparken bu mesele üzerine beklentilerin nelerdi, beklentilerin karşılandı mı sence?
Bizim kampüste görünür çok lubunya var. Hiç tanışık olmasan da kampüste yalnız olmadığını hatırlatıyor insana. Kampüs “mahalleleşmiş” gibi biraz. Girişteki binaların orda ülkücü tayfayı görmen daha mümkün oluyor. Benim fakültemin de bulunduğu biraz arka taraflarda apolitiklerle, lubunyalarla ve azınlık öğrencilerle karşılaşıyorsun.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvalette neler yaşadın, neler deneyimledin?
Derslerde genelde dinleyici oluyorum, konuşursam bir fobiye maruz kalır mıyım endişesiyle. Olmuyor da biraz benim paniğim işte. Yemekhanede vejetaryen katı en üst katta, tam bir lubunya katı bence orası. Okulda cinsiyetsiz tuvalet maalesef yok. Bazen tuvaletleri kullanmak için en boş binayı aradığım, insanların çıkmasını beklediğim anlar yaşadım.
Hocaların LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıldı?
Hazırlık hocamız kuir videolar izletiyordu bize. Yazı ödevlerimizde ne yapar eder lubunya içerikler yazardım (Gülüyor). Güzel geri dönütler verirdi. Bölümünden midir nedir bilme, lisansa geçtiğimde LGBTİ+’lar hiç konuşulmadı. Konuşmamayı tercih ediyorlar.
Diğer öğrenciler peki?
Öğrenci profili çok değişken güvenli insanlar olduğu gibi; bakış atan, kendi mizahını(!) yaşatmak isteyen insanlar olmuyor değil. Bu noktada ben orada yokmuş gibi davrandığım içindir, hiç sözlü iletişime geçen biri olmadı. Bir fobi yaşamadım, izin de vermedim. Bu yöntemin yorucu olduğunu da kabul ediyorum.
Okul personelinin tutumu nasıldı?
Özel güvenlikler hiçbir okulda değişmiyor sanırım, hepsi çok rezil. Bir kere bir güvenlik gülerek saç rengime laf atmıştı. Ben bu gibi durumlarda iletişimi sınırlıyorum. Diğer personellerle ilgili hatırladığım madi bi durum yok, bizim fakültenin öğrenci işleri iyi çalışıyor bence.
Üniversite yönetimi için ne dersin?
Üniversite yönetimi LGBTİ+ gündemlere dair her alanı sansür, baskı, şiddetle kapatmaya çalışıyor. Lubunyaları yok sayan, islamo-faşist iktidarlara alan açan bir politika izliyorlar genel yorumum bu.
Okuldaki öğrenci topluluklarından söz eder misin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi sence?
Bir lubunya olarak, KuirMar dışındaki üniversitenin diğer topluluklarına ya da kulüplerine dahil olmaktan hep çekindim, hala da çekinirim. Marmara Üniversitesi’nin hiçbir topluluğunda tam olarak güvende hissetmeyeceğimi, potansiyel tehditleri ve akademik hayatımı da gözeterek uzak durmayı seçtim. Kuirmar dışında sadece Marmara İnsan Hakları ve Anayasa Kulübü’nün tanışma etkinliğine katılmıştım. Kapsayıcı olmaya ve lubunyalarla keşişimsel etkinlik yapmaya isteklilerdi. Hukuk ağırlıklı bir topluluk olduğu için orada çok yer bulamadım.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir deneyim sunuyor İstanbul sana?
Ben Göztepe Kampüsü’ndeyim. Kadıköy lubunyalar için kısmi güvenli alanlardan diye düşünüyorum. Gece hayatı, ucuz vegan yemeğe erişim, alıktırarak gezinmelerimi karşılayan bir semt.
Marmara Üniversitesi’ni tercih etmeyi düşünenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
Okula gelirseniz yarattığımız güvenli alanlarımızda buluşmak dileğiyle! Kuirmar LGBTİ+ dayanışma ağımıza katılın.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.