"ODTÜ’yü kazanabilmem için gerekli olan motivasyonun çoğunu ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması’ndan aldım diyebilirim."
Tercih dönemi devam ediyor. ÜniKuir olarak, birkaç ay sonra kampüslere güneş gibi doğacak lubunyalar için pek çok üniversitedeki LGBTİ+ özneden deneyim aktarımları almak için yola koyulduk. Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisinde, kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşacağız.
Elbette bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Üniversiteli LGBTİ+ olmak hakkında daha çok deneyimi görünür kılmak ümidiyle oluşturduğumuz serinin yirmi birinci konuğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Ekin Tutgun.
LTY Serisi #20: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Şilan anlatıyor
Ekin Tutgun, ODTÜ’de Felsefe okuyor. Lubunya olarak kendisini yalnız hissetmeyeceği bir üniversiteye gitmek onun tercih dönemindeki kıstaslarından biriymiş. Tercih öncesi takip ettiği ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, üniversiteyi kazanmasında en temel motivasyonu olmuş. Ekin şimdilerde ise kendini bir an bile yalnız hissettirmediğini söylediği Dayanışma’yla birlikte aktivizm yürütüyor. Hep aranan “üniversite ortamını” ODTÜ’nün ona sunduğunu aktaran Ekin, memnun olmadığı şeylerin başında ise kayyum rektörlüğün varlığını sayıyor.
ODTÜ’deki dayanışmanın, bulunduğu diğer alanlara kıyasla ODTÜ’yü daha güvenli hissettirdiğini ifade eden Ekin, kampüste hak ihlaline ve ayrımcılığa uğradıklarında çabucak refleks alarak tepki verebilmelerinin “dayanışmanın gücü” olarak tanımlıyor.
Akademik kadrosundan, kütüphanenin imkanlarından ve yurdunun standartlarından memnun olduğunu anlatan Ekin, derslerde hocalarının cinsiyet atamalarından, yabancı dil derslerinde kişilerin kullandığı zamirlere önem vermemelerinden ve derslerde ortaya atılan fobik bir söyleme sessiz kalmalarından ise yakınıyor.
ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması’nın sene içinde gerçekleştirdiği etkinlikleri saymakla bitiremeyen Ekin, okulda lubunyaları kapsayan ve güvenli alan diyebileceği başka toplulukların varlığından da memnun.
Konu, lise yıllarını geçirdiği İzmir’den apayrı bir yerde konumlandırdığı Ankara’ya gelince, kendini yalnız hissetmediği bu şehirde neredeyse hiçbir zaman lubunya partisinden de mahrum kalmadığını aktarıyor. Bu seride yer alarak verdiği cevapları okuyan tercih dönemindeki öğrencilere de şöyle sesleniyor Ekin: "Çok farklı, heyecanlı ve bir o kadar da güzel bir hayat sizi bekliyor diyebilirim. Cevaplarımı okuyan arkadaşlara şunu da söylemek isterim ki tanışma toplantımızda sizinle tanışmak ve size deneyimlerimi aktarmak için sabırsızlanıyorum."
Senin tercih döneminden başlayalım istersen. Nasıl geçmişti senin için?
Okumayı istediğim bölümün eğitimin kalitesi, güzel bir kampüs ve bir lubunya olarak kendimi yalnız hissetmediğim bir üniversite ortamıydı ve bu üç kritere göre tercih yapmıştım.
ODTÜ’ye gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Aslında ODTÜ’ye gelmeden önce istediğim özellikleri barındırdığını zaten düşünüyordum, o yüzden tek tercih olarak ODTÜ’yü yazdım. Beklentilerim de karşılandı.
Bölümümün eğitimin kalitesi gerçekten istediğim gibi, kampüs de güzel bir üniversite kampüsü. Benim için en önemli özelliklerden biri olan “güvenli alan” ya da kendimi bir lubunya olarak yalnız hissetmeme durumu için de beklentilerimin karşılandığını büyük bir mutlulukla söyleyebilirim.
ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması’nı tercih dönemi öncesinde de biliyordum, gördüğüm ve hissettiğim dayanışma ruhu beni hem heyecanlandırıyor hem de motive ediyordu. ODTÜ’yü kazanabilmem için gerekli olan motivasyonun çoğunu ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması’nı önceden takip ediyor oluşumdan aldım diyebilirim. Şimdi ise dayanışmada 1.5 senedir aktivizm yürütüyorum ve bulunduğum ortamda hem arkadaşlarım hem de yürüttüğümüz mücadele sayesinde kendimi bir an bile yalnız veya güvensiz hissetmediğimi söyleyebilirim.
Üniversitende memnun olduğun ve olmadığın şeyler neler?
Bence ODTÜ kampüsü “üniversite ortamı”nı gerçekten hissedebileceğiniz bir yer. Yurtların kalitesi de ODTÜ’nün bir devlet üniversitesi olduğu düşünüldüğünde iyi denebilir. Birçok yurt kantininin vegan yemek seçeneklerini oldukça genişlettiğini de eklemek isterim. Bu durumlar beni memnun ediyor. Ancak yurtlarda bir lubunya olarak barınamama sorununa da değinmem gerekir, özellikle trans+’ların bu konuda çok zorlandığının ve ötekileştirildiklerinin farkındayım.
Okulumda birçok topluluk var, eğer kendinizi geliştirmek istediğiniz alanlar varsa, uğraşmak istediğiniz alanla ilgilenen bir topluluk bulabileceğinize eminim.
Bunun dışında ODTÜ kültürü ve mücadelesi de beni oldukça etkileyen unsurlardan. ODTÜ’de olduğunuz süre boyunca dayanışma ve mücadele hissini gerçekten fark ediyorsunuz ve bu gerçekten iyi hissettiriyor. Memnun olmadığım şeylerin temelinde tabii ki de kayyumun varlığı yatmakta. Ama bahsettiğim ODTÜ kültürü ve mücadelesi kayyumun varlığına boyun eğmediğinden, kayyum neyi engellemeye çalışırsa çalışsın pek başarılı olduğu söylenemez.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Benim bölümüm felsefe ve ODTÜ’nün bölümüm için sağladığı imkanların gayet geniş olduğunu söyleyebilirim. Hocalarımız alanlarında gerçekten iyi olan ve her an bir şeyler danışma, tartışma veya sohbet etme imkanını bize sunan insanlar. ODTÜ kütüphanesi ise kaynaklar açısından oldukça geniş ve çeşitli, ders çalışma açısından ise elverişli olduğunu düşünüyorum.
Nerede kalıyorsun, barınma sorunu yaşadın mı hiç?
ODTÜ kampüsündeki yurtlarda kalıyorum, Batı Yurtları. Çarşı dediğimiz kampüsün merkez kısmına uzaklığıyla bilinir ancak odaları Doğu Yurtlarına göre daha geniş ve kullanışlıdır. Yurtlar açısından yaşadığım tek zorluk kampüsün merkezine ulaşımındaki zorluğu sanırım, ancak bu sorunu da ring kullanarak çözüyorum.
Burslara erişim imkanın oldu mu? İş aramak zorunda kaldın mı?
Ben KYK bursu alıyorum, onun dışında herhangi bir bursa erişimim yok. Şu ana kadar bir iş arayışına girmeyi gerek görmedim ancak bundan sonrası için çalışmayı düşünüyorum çünkü sadece KYK bursu ile bir öğrenci olarak geçinmeye çalışmak bence oldukça zor.
Bir LGBTİ+ öğrenci olarak kampüs deneyimine geçersek… Üniversiteye gelmeden önce ne umuyordun örneğin, oradan başlayalım mı?
Bir lubunya olarak lise senelerimde bir dayanışma ortamı ya da güvenli alan bulamamak beni oldukça üzüyor ve yalnız hissetmeme neden oluyordu. Ancak ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması’nı öğrendiğim, takip etmeye başladığımdan beri üniversitede bu yalnızlaşmayı hissetmeyeceğimi düşündüm ve bu düşünce üniversiteye hazırlanma sürecimde motive olmamı sağladı.
Lise senelerimde de hedefim üniversiteye geçtiğimde LGBTİ+ aktivizmi yapmaktı ve şu an istediğim şeyleri yapmaya başladığımı, bulunduğum noktanın hayatım için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebilirim.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvalette neler deneyimledin? Buralarda LGBTİ+ bir öğrenci olmanın yaşattıklarından bahseder misin?
Lubunyalar olarak, LGBTİ+ fobiyle maalesef neredeyse her alanda karşı karşıya kalıyoruz. Ancak ODTÜ kampüsünde, bulunduğum diğer alanlara göre daha azıyla karşılaştığımı söyleyebilirim. Sanıyorum ki bu durum ODTÜ’deki dayanışma gücünün etkisi.
Deneyimlediğim bazı olayları örneklemek istiyorum biraz. ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması olarak bir vegan piknik düzenlemiştik. Piknik öncesinde toplandığımız alanda bulunan kafedeki bir çalışan oldukça fobik söylemlerde bulunmuştu. Sonrasında ise yaşanan bu durum tarafımızdan ifşa edilmiş ve dayanışma olarak bu mekanın önünde toplanıp var oluşumuzu haykırarak ODTÜ’de fobiye geçitin olmadığını vurgulamıştık. İşte bahsettiğim dayanışma gücü tam olarak bu aslında. Bu yüzden kampüste herhangi bir fobik olay yaşadığımda dayanışmanın varlığını hatırlayıp kendimi daha güçlü hissedebiliyorum.
Derslerde bir lubunya olarak deneyimlediğim şeylerden biri ise bazı hocalarımızın cinsiyet atamaları, pronounlara (zamirlere) önem vermemeleri ve herhangi fobik söylem karşısında sessiz kalmaları. Bu durumlarla karşılaştığımda ise öğrenci arkadaşlarımdan çıkan sesler, karşı çıkışlar bana oldukça iyi gelmişti.
Senin deneyimlerin içinde kampüsün, okulun veya yaşadığın şehrin olumlu yönlerinin olduğu bir şeyler var mı?
Ankara’da ODTÜ dışından edindiğim birçok lubunya arkadaşım var ve onlarla da aramızda olan dayanışma ağının güçlü olduğunu hissedebiliyorum. İzmir’deki lise yıllarımda gördüğüm dayanışma ortamından daha güçlü bir dayanışma ortamı hissettiğimi de kendi deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim. Bir lubunya olarak kendimi kampüs içinde olduğu gibi Ankara’da da yalnız hissetmiyorum açıkçası.
Derslerde yaşadığım olumlu deneyimlerime değineyim biraz da. Bir dersim için sunum yapmamız gerekiyordu ve istediğimiz herhangi bir toplumsal konu hakkında sunum yapma hakkına sahiptik ve o zamanlar Onur Ayı’nda olduğumuz için sunum grubuma Onur Ayı konulu bir sunum yapmayı önermiştim ve arkadaşlarım da çok istekli bir biçimde kabul etmişlerdi. Sunumu yaptıktan sonra hocamızın yorumları beni hem çok etkilemiş hem de oldukça motive etmişti. Onur Ayı konusunu seçmiş olmamızın çok faydalı ve bir o kadar da özel olduğunu söylemiş, karşı karşıya kaldığımız şiddet için çok üzgün olduğunu ve her zaman bizim yanımızda olduğunu belirtmişti.
Hocalarının, okul personelinin, üniversite yönetiminin LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıl?
Önceki sorularda bahsettiğim gibi karşılaştığım hocaların çoğunun LGBTİ+ gündemlere ve öğrencilere olan tutumu olumluydu. Fakat özel güvenlik veya iç hizmetler ya da idareciler için aynı şeyi söylemem pek mümkün değil. Bizi tehdit altında hissettirmeye çalışan kişiler olduklarını söyleyebilirim. ODTÜ yönetiminin LGBTİ+’lara yönelik tutumları ise oldukça fobik.
Kayyum Verşan Kök, lubunyaların kampüste özgürce barınmasını engellemeye çalışan, lubunyaların fobik şiddetle karşılaşmasına imkan veren bir rektör. Attığı maillerle Onur Yürüyüşümüzü engellemeye çalışmış ve yürüyüş sırasında da kampüse polis sokarak şiddete uğramamıza neden olmuştur.
TIKLA: Bir "İzinsiz Yürüyüş Merkezi" olarak ODTÜ
Üniversitende LGBTİ+ öğrenci topluluğundan biraz daha bahsedelim mi?
Dayanışma olarak aslında temelde amacımız hiçbir lubunyanın kendini kampüste yalnız hissetmemesi ve her kötü hissedişinde yanında onunla beraber mücadele eden insanların var olduğunu bilmesi. Bir sürü etkinlik düzenliyoruz. Hem LGBTİQAA+ 101, Queer okumalar, HIV-AIDS Mitler ve Gerçekler gibi bilgilendirici etkinlikler hem de vegan piknik, speed dating, Queer Takı Atölyesi, Queer Salsa Rueda Atölyesi ve Queer Yoga Atölyesi gibi eğlenceli etkinlikler...
Bunların yanında yalnız olmadığımızın daha çok farkında olabilmemiz adına deneyim aktarımlarımızı yaptığımız açılma toplantıları, Trans & Non-binary Buluşmaları ve Aroace+ Buluşmaları gibi etkinlikler de düzenliyoruz. Ayrıca mülteci LGBTİQAA+’ları, vegan aktivizmini, nöroçeşitliliği konu aldığımız kesişimsellik temelli etkinlikler de düzenliyoruz. Tabii ki partilerimizden bahsetmemek olmaz, aynı zamanda güvenli alana olabildiğince önem vererek birçok parti de düzenliyoruz.
Okuldaki LGBTİ+ öğrenci topluluğu olmayan diğer öğrenci topluluklarını nasıl değerlendirirsin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi? Faaliyetlerinde lubunyaları kapsıyor mu sence?
Lubunyaları kapsayan ve lubunyalar için güvenli diyebileceğim birçok topluluk var evet. Hatta ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması olarak birkaçıyla ortak etkinlikler de düzenliyoruz. Tasarım Topluluğu, Çevre Topluluğu, Felsefe Topluluğu, Dağcılık ve Kış Sporları Kolu Topluluğu, Sinema Topluluğu gibi toplulukları örnek olarak söyleyebilirim.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir şehir sence Ankara?
Ankara’da gerçekten iyi hissettirecek ölçüde geniş ve güçlü bir dayanışma olduğunu söyleyebilirim. Ankara’da kendimi bir lubunya olarak güvende ve rahat hissedebildiğim mekan ve alanların sayısı İzmir’dekinden daha fazla mesela. Queer-friendly (kuir dostu) mekanların sayısının fazla olduğunu söyleyebilirim.
Neredeyse Ankara’daki her üniversitede bir LGBTİ+ topluluğu olduğu için partisiz kalmıyoruz. Bunun dışında Ankara’da ulaşım bence rahat, zaten üniversite öğrencileri genelde Kızılay, Tunalı, Bahçeli taraflarında takılıyor; bu yerlerin ulaşımı da zor değil.
Ev bulma süreçleri açısından ben kişisel olarak bir deneyim yaşamadım henüz; ancak sosyal medyadaki lubunya dayanışma ağları sayesinde lubunya arkadaşlarımın ev veya ev arkadaşı bulabildiklerini biliyorum. Pahalılık veya uygunluk açısından ise bu ekonomik koşullarda bir öğrenci olarak yaşamak her ne kadar zor olsa da Ankara’nın öğrenci yaşamı için diğer şehirlere kıyasla daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Bir lubunya olarak, bir üniversite/kampüs yaratma imkanı verilse sana, nasıl bir yer yapardın orayı?
Bu soru için teşekkür ederim çünkü yüzümü güldürdü. Bir kampüs yaratsam, öncelikle kesinlikle fobiye geçit olmayan bir kampüs yaratır ve fobik bir durum oluştuğunda bu duruma karşı acil aksiyonların alındığı bir politika izlenmesini sağlardım. Lubunyaların özgürce hareket edebileceği bir kampüs ortamı önceliğim olurdu. Barınma konusunda ise yurda alımlarda dikkat edilecek unsurun atanmış cinsiyet değil, cinsiyet beyanı olduğunu vurgulardım.
CİTÖB’ün (Cinsel Tacizi Önleme Birimi) işler olmasını sağlar ve okuldaki psikolojik destek birimlerinin aktif bir şekilde işlemesini de öncelerdim. Kampüsün her yerinde bir sürü LGBTİ+ bayrağı olurdu. Dersliklerin isimlerini nefret cinayetlerinde yitirdiğimiz lubunyaların isimlerinden oluşmasını sağlardım, her anımızda hatırlayalım ve farkında olalım diye.
Onur Ayı’nın bol etkinlikli ve bir o kadar da eğlenceli geçmesini sağlardım. Onur Yürüyüşü günü ise gerçekten şiddetsiz ve güvenli bir alan yaratılması için çabalar ve yürüyüşün mükemmel geçmesi için çabalardım. Lubunyaların kampüsten fobik şiddeti barındıran bir yer olarak değil de kendilerini özgürce ifade edip rahatça barınabildiği bir alan olarak bahsetmeleri için elimden geleni yapardım.
ODTÜ’yü tercih etmeyi düşünenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
ODTÜ gerçekten bir lubunya olarak kendinizi asla yalnız hissetmeyeceğiniz ve her geçen gün kendinize birçok şey katabileceğiniz bir üniversite. ODTÜ’de lisede yaşadığınız, deneyimlediğiniz yalnızlaşma duygusunu deneyimlemiyorsunuz; tam tersi her zaman yanınızda olacağınızı hissettiğiniz lubunyalarla tanışıyor ve daha da güçleniyorsunuz.
Çok farklı, heyecanlı ve bir o kadar da güzel bir hayat sizi bekliyor diyebilirim. Cevaplarımı okuyan arkadaşlara şunu da söylemek isterim ki tanışma toplantımızda sizinle tanışmak ve size deneyimlerimi aktarmak için sabırsızlanıyorum. Güz döneminde yapacağımız tanışma toplantısına ve sonrasındaki bol gullümlü sohbetlerimizde görüşmek üzere.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.