“Üniversite yönetimi, adını fobiyle duyurmuş bazı akademisyenleri korumak adına Almanya'daki partner üniversitelerle anlaşmalarından vazgeçebiliyor."
Tercih dönemi devam ediyor. ÜniKuir olarak, birkaç ay sonra kampüslere güneş gibi doğacak lubunyalar için pek çok üniversitedeki LGBTİ+ özneden deneyim aktarımları almak için yola koyulduk. Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisinde, kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşacağız.
Elbette bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Üniversiteli LGBTİ+ olmak hakkında daha çok deneyimi görünür kılmak ümidiyle oluşturduğumuz serinin yirmi beşinci konuğu Türk Alman Üniversitesi’nden Ceyhun.
LTY Serisi #24: Ankara Üniversitesi’nden Bahar anlatıyor
Ceyhun, Türk Alman Üniversitesi’nde Moleküler Biyoteknoloji okuyor; ancak merkezi yerleştirme puanı ile başka bir üniversiteye yatay geçiş yapmak üzere.
Aktif kulüplerle, iyi bir kampüs ortamı ve üniversite kültürüyle karşılaşma beklentilerinin karşılığını Türk Alman Üniversitesi’nde bulamamış. Ceyhun eksikliklerin Türk Alman Üniversitesi’nin henüz on yıllık bir olmasından kaynaklanabileceğini ifade ediyor. Hazırlıkta aldığı Almanca eğitimi ise deneyiminde olumlu bir yerde duruyor.
Üniversiteye gitmesi ile birlikte tanıştığı arkadaşlarıyla eksikliğini hissettikleri LGBTİ+ topluluğunu kurmuşlar: TAUQueer. Ona iyi gelen şeylerden birinin, diğer pek çok öğrenci topluluğunun TAUQueer’e desteği olduğunu anlatıyor. Yatay geçiş yapacak olmasına rağmen toplulukla dayanışmaya devam edeceğinin altını çiziyor.
Rahatsız olduğu şey ise üniversite yönetiminin pozisyonu. Almanya’daki partner üniversitelerle anlaşmalarından vazgeçmek pahasına okulun, fobik akademisyenlerini koruduğunu hatırlatıyor.
Sen nasıl bir tercih dönemi yaşadın, oradan başlayalım mı?
Benim tercih döneminde üniversite seçiminde belirlediğim en önemli iki kriter, yurt dışı olanakları ve kulüplerin aktifliğiydi. Üniversitelerde kulüp faaliyetlerin kişinin kendisini geliştirmede önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.
Türk Alman Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Üniversiteye gelmeden önce daha aktif kulüpler, daha iyi bir kampüs ve üniversite kültürü bekliyordum fakat sanırım okulun on yıllık bir geçmişinin olması ve küçük bir üniversite olması önemli bir faktör ki pek de düşündüğüm gibi değildi.
Peki bir LGBTİ+ olarak beklentilerin nelerdi?
Üniversiteyi tercih etmeden önce bir kuir topluluğunun olmasını isterdim. Birçok arkadaşımın da benim gibi hissettiğini biliyorum. Ama neyse ki artık böyle bir topluluğumuz var.
Memnun olduğun ve olmadığın şeylerden biraz daha bahsedelim mi?
En önemli sorunlardan bir tanesi okula ulaşımın zorluğu. Okul Beykoz'da ormanın içinde. Konaklama ve yurt konusunda sadece sınırlı sayıda “kız apartı” bulunuyor. Onda da sadece bir yıl kalınabiliyor.
Pek bir kampüs ortamı bulunmadığını söyleyebilirim. Okulun içerisinde kantin ve yemekhane dışında herhangi bir kafe bile yok. Ormanın içinde olduğundan çevresinde de kampüs anlamında beklenti karşılayacak bir yer yok.
Peki sen barınma ihtiyacını nasıl giderdin?
İstanbul'da yaşadığımdan aile evinde kalıyorum. Bir gün annem okuldaki bir protesto için hazırladığımız, içinde LGBTQ temsili bulunan bir pankartı gördü ama sanırım pek anlamadığından birkaç ufak yalanla açıklamam kolay oldu.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Okulda sadece hazırlık eğitimi gördüm ve aldığım Almanca eğitiminin çok kaliteli olduğunu söyleyebilirim.
Olumlu deneyimlerinden devam edersek eğer?
Okul içerisindeki Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları veya Tiyatro kulübü gibi bazı kulüplerin onur ayında etkinliklerinde LGBTİ+ görünürlüğünü, temsilini arttıracak içerikler hazırladıklarını görmek; birçok öğrencinin kampüste topluluğumuzla ilgili konularda desteğini duymak, okumak çokça iyi hissettiriyor.
Hocaların, diğer öğrencilerin ve üniversite yönetiminin LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıldı?
Her ne kadar şikayetçi olduğum çok konu olsa da Türk Alman'daki insan profilinin LGBTİ+ konusunda oldukça destekleyici olduğunu düşünüyorum. Hazırlıkta derslerime giren hocaların herhangi bir fobik davranışını görmedim hatta desteklerini çokça hissettim diyebilirim. Tabii üniversite yönetimine yaklaştıkça fobinin başladığını söyleyebilirim. Zira adını fobiyle çokça duyurmuş bazı akademisyenleri korumak adına okulun Almanya'daki partner üniversiteleriyle olan anlaşmalarından vazgeçebiliyor. Okuldaki öğrenci profilinin ise gayet destekleyici ve iyi olduğunu düşünüyorum. Tabii ki sıfır fikirle her gördüğüne SJW (sosyal adalet savaşçısı) diyen bir grup insan var ama kuir bir öğrencinin yalnız hissedeceğini düşünmüyorum.
Üniversitendeki LGBTİ+ öğrenci topluluğundan bahseder misin?
İlk geldiğimde bir kuir öğrenci topluluğu yoktu, ama şu an TAUQueer diye bir topluluğumuz var. Online seminerler, LGBTİ+ güvenli partiler, kampüste vegan piknik gibi birçok etkinlik yapıyoruz. Aramıza yeni katılacak lubunyalarla bu yıl daha fazlasını yapmayı planlıyoruz.
Okuldaki LGBTİ+ öğrenci topluluğu olmayan diğer öğrenci topluluklarını nasıl değerlendirirsin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi? Faaliyetlerinde lubunyaları kapsıyor mu?
Bütün topluluklar hakkında bilgi sahibi değilim ama Uluslararası İlişkiler Kulübü, Tiyatro Kulübü, Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Kulübü’nde hem kuir arkadaşlarım bulunuyor hem de bazı kuir temsillerini görebiliyoruz.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir şehir sence İstanbul?
Hep İstanbul'da yaşamış olduğumdan ev bulma sürecim olmadı. Ama İstanbul'da ulaşımın, özellikle bizim okula, fazlasıyla zor olduğundan ve yaşamanın diğer şehirlere göre pahalı olduğunu söyleyebilirim. Ama eğlence ve etkinlik konusunda özellikle Kadıköy'de ve Taksim'de kuirlerin bulunduğu birçok mekan bulabilirsiniz. Partiler ve içmek pek benlik olmadığından çok bilgim yok ama bunlardan en bilindik olanı Bigudi sanırım.
Bir lubunya olarak bir kampüs yaratma imkanı verilse sana, nasıl bir yer yapardın orayı?
Ben kampüslerin öğrencilerin her şeyi bulabileceği büyüklükte bir şehir gibi olması gerektiğini düşünüyorum. Derslikleri, kütüphaneleri, kafeleri, yurtları bir arada olan büyük bir kampüs bence en iyisi olurdu. Öğrenci kulüplerine destek olunması ve Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu gibi komisyonların bulunmasının da bir üniversitede çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Türk Alman Üniversitesi’ni tercih etmeyi düşünenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
Üniversiteyi tercih ettiğinizde barınmadan, ulaşımdan, hayat pahalılığından, kampüsün yetersizliğinden şikayet edebilirsiniz. Bu sebeple tercih etmeden bir kere gelip görmenizi şiddetle tavsiye ederim. Ama bir kuir olarak nasıl hissederim gibi çekinceleriniz varsa, asla yalnız olmayacağınızı temin edebilirim.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.