“Öğrencilerini umursamayan, kendini güncellemeyen bir okul. Kampüs hayatına uzak, gericilerin içerisinde bir eğitim kurumu.”
Tercih döneminin sonu geliyor. ÜniKuir olarak, birkaç ay sonra kampüslere güneş gibi doğacak lubunyalar için pek çok üniversitedeki LGBTİ+ özneden deneyim aktarımları almak için yola koyulduk. Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisinde, kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşmaya devam ediyoruz.
Elbette bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Üniversiteli LGBTİ+ olmak hakkında daha çok deneyimi görünür kılmak ümidiyle oluşturduğumuz serinin otuzuncu konuğu İstanbul Üniversitesi’nden Naz Çalkan.
LTY Serisi #29: Balıkesir Üniversitesi’nden Mert anlatıyor
Naz Çalkan, İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk okuyor. Akademik yeterlilik tercihlerinde öncelik olmuş, bu açıdan bölümünün beklentilerini karşıladığını aktarıyor. Akademik katkısı dışında üniversitesinden hiç memnun olmadığını ileten Naz, kampüs hayatından uzak okulunun aynı zamanda gericilerle çevrelendiğini anlatıyor.
Naz kurucusu olduğu Eşitlik Topluluğu’nun pikniğine yönelik bu seneki saldırıların, üniversitenin atmosferini özetler nitelikte olduğunu söylüyor. İstanbul Üniversitesi’ne gelmeden önce karşılaşacağı şeyleri tahmin ettiğini ifade eden Naz, yine de Eşitlik Topluluğu’nun verdiği dayanışma hissinin kendisine iyi geldiğini anlatıyor: “Bu hisle, olmayan beklentime rağmen kendi imkanlarımı yarattım diyebilirim”. Okuldaki diğer öğrenci topluluklarının çoğu için LGBTİ+ dostu diyemeyeceğini ifade eden Naz, LGBTİ+’lara ve LGBTİ+ topluluğa yokmuş gibi davrandıklarını aktarıyor.
İstanbul Üniversitesi’nde yapılması planlanan Onur Pikniği, katılımcıların güvenliği için iptal edildi
Hocalarının ilgisizliğinden, kütüphanesinin yoksunluğundan bahseden Naz, burslara erişim konusunda da sıkıntılar yaşamış. Öğrenim kredisi almak zorunda kalan Naz, “bunun sonuçlarını hepimiz biliyoruz…” diyor. Kira fiyatlarına ve mahallesindeki baskıya rağmen İstanbul’u seviyor Naz, İstanbul’da yaşamasa mutlu olamayacağını düşünüyor.
Lafı uzatmadan, Naz'ın deneyiminin tümünü dinlemeye başlayalım. Söz, Naz'da.
Senin tercih döneminden başlayalım. Nasıl geçti anlatır mısın?
Ne okumak istediğim kafamda çok net olduğu için görece rahat bir tercih dönemi geçirdiğimi söyleyebilirim. Küçüklükten beri avukat olmak istediğim için prestijli hukuk fakültelerini sıralayarak tercih yapmaya karar vermiştim. Ankara Hukuk ile İstanbul Hukuk arasında kalmış ve bir noktadan sonra İstanbul'da okumanın, kişisel gelişim gibi noktalarda çok daha önde olduğunu düşündüm. İstanbul ve Marmara Hukuk'u önceleyerek bir liste oluşturduğumu söyleyebilirim.
İstanbul Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
İstanbul Üniversitesi'ne gelmeden çok büyük beklentilerim yoktu açıkçası. Okulun dağınık bir yerleşkesi olduğunu ve Beyazıt'ta bulunduğunu bildiğimden bir kampüs deneyiminden ziyade daha çok akademik katkılarına odaklanarak beklentimi düşürmüştüm. Akademik olarak oldukça iyi bir fakültede okuduğumu söyleyebilirim. O yüzden beklentilerimi karşıladı.
İstanbul Üniversitesi’ne dair memnun olduğun ve olmadığın şeyler neler?
İstanbul Üniversitesinin, en azından hukuk fakültesinin, akademik katkısı dışında memnun olduğum hiçbir yanı yok ne yazık ki. Öğrencilerini umursamayan, kendini güncellemeyen bir okul. Kampüs hayatına uzak, gericilerin içerisinde bir eğitim kurumu.
Sosyalleşecek hiçbir ortam bulunmuyor. Ana kapısı ve bahçede bulunan süs havuzundan oluşan bir kampüs ortamı desem yeridir.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Müfredat ve eğitim oldukça iyi diyebilirim. Uzun yıllardır var olan bir fakülte olmasının katkısı olmuş gibi duruyor. Hocaların ulaşılabilirliği ise oldukça eksilerde. Öğrencilerle ilgilenmemek için büyük bir çaba gösteriyorlar. Bünyesinde çok fazla öğrenci bulunduran bir fakülte olarak kütüphane öğrencilerin onda birini bile içine alamıyor. Ana kütüphane yıllardır 'yapılacak' deniyor ama öğrenciler bundan umudu kesmiş durumda.
Erasmus açısından Hukuk Fakültesi olarak iletişim kurma açısından yetersizler. Onlarca mail atsan da yanıt alamayıp son tarihleri kaçırmak çok olası. Yetersiz iletişim dışında Erasmus anlaşmaları oldukça iyi, çok fazla okulla anlaşma mevcut.
Nerede kalıyorsun, barınma ile ilgili bir sorun yaşadın mı?
İlk dört ayımda ikizimle orduevinde kaldıktan sonra eve çıktım. Eve çıkmam 2019'da olduğundan oldukça uygun ve sorunsuz şekilde gerçekleşmişti. İkizimle yaşadığım ve kiramızı ailem karşıladığı için barınma açısından hiç sorun yaşamadım desem yeridir.
Burslara erişim imkanın oldu mu?
Burslara erişim konusunda deneyimlerim oldukça olumsuz. Hiçbir burs alamadım ve öğrenim kredisi almak durumunda kaldım. Bunun sonucunu hepimiz biliyoruz...
Bir LGBTİ+ öğrenci olarak yaşadığın kampüs deneyimine geçelim. Öncelikle tercih öncesinde bu mesele üzerine okula dair beklentilerin neydi? Beklentilerin karşılandı mı?
Oldukça kötü. Bu sene yaşanan onur pikniği linç girişimi ve peşinden gelen gözaltılar bunu özetler nitelikte. Oldukça gerici bir bölgede yer alan İstanbul Üniversitesi'nde görünür kuir bir birey olmak her an gerginlikle yürümeyi beraberinde getiriyor. Gelmeden önce okulun, çevresinin ve birçok öğrencisinin fobik olduğunu bildiğimden gerçekten de sıfır beklentiyle başlamıştım. Sonrasında Eşitlik Topluluğu'nun verdiği güç ve dayanışma hissiyle olmayan beklentime rağmen kendi imkanlarımı yarattım diyebilirim.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvalette deneyimlediğin şeyler neler?
Kuir bir öğrenci olarak şaşırtıcı şekilde okulun kamusal alanlarında hiçbir sorun yaşamadım. Etrafımı güvenli insanlarla çevrelemem ve dış seslere kulağımı küçük yaştan beri otomatik olarak kapatmış olmamın da büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Senin deneyimlerin içinde kampüsün, okulun veya yaşadığın şehrin olumlu yönlerinin olduğu bir şeyler var mı?
Oldukça fobik bi tutuma sahip olan okulum sebebiyle üniversitenin ve kampüsün olumlu hiçbir yanını aklıma getiremiyorum. Hukuk Fakültesi’nde özellikle cinsiyetçi ve kuirfobik tavra sahip çok fazla öğrenci ve akademisyen mevcut.
Bu olumsuzluklarla birlikte İstanbul, kuir olarak dayanışmanın gücünü her şeyinle hissedebileceğin bir şehir. Oldukça fazla LGBTİ+ etkinlik, parti, eğitim düzenleniyor; kuir kafeler, barlarda sansürsüz şekilde kendin olabileceğin ortamlara sahip olabiliyorsun. Tabii ki aynı zamanda ileri seviyede bir devlet baskısıyla savaşıyoruz ama yalnız olmadığını hissetmek için harika bir şehir.
Hocaların, akranlarının ve üniversite yönetimin LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıl sence?
Hocaların LGBTİ+ öğrencilere ve gündemlere yaklaşımlarına dair söyleyebileceğim hiçbir şey yok ne yazık ki. Yokmuşuz gibi davranmakla fobik olmak arasında bir çizgide dolaşıyorlar. Öğrencileri genellemek istemem çünkü aktif olarak destekçi ve yanımızda olmaya çalışan öğrenciler var. Fakat büyük çoğunlukla öğrenciler de fobik ve nefret söylemi üretmeye çok açıklar
Onur Pikniği’nin sosyal medyaya ve haberlere yansıyan kısmını az çok biliyorsunuzdur. Piknik günü birçok öğrenci topluluğu nefret suçu işlemek için toplandı, bir kişiyi ayrı tutuyorum hiçbir akademisyen yanımızda olmadı, okul yönetimi şeriatçılar üstümüze yürürken bize okulun kapısını açmayıp bizi orada bırakmayı tercih etti. Hiçbir şekilde yanımızda olmadıklarını ve aksine karşımızda olduklarını üzülerek ama rahatlıkla söyleyebilirim.
Biraz da üniversitendeki LGBTİ+ öğrenci topluluğundan bahseder misin?
Okula girdiğimde eskiden var olan topluluk Radar’ı bulabilmiştim, kapanmış olduğundan üzüldüğümü hatırlıyorum. Sonradan bir arkadaşımla İÜ Eşitlik Topluluğu'nu “kurduk” diyebilirim. 2019'dan beri aktif olarak var olan, okul tarafından tabii ki tanınmayan bir topluluğuz. Henüz büyümekte ve devamlılığı sağlamaya çalışıyoruz. Okulun imkanlarından faydalanamayan bir topluluk olduğumuzdan okul dışında etkinlikler düzenliyoruz. Sosyalleşmek amaçlı piknikler, film gösterimleri, derneklerle ortak biçimde eğitim amaçlı etkinlikler, online buluşmalar düzenliyoruz.
Okuldaki LGBTİ+ öğrenci topluluğu olmayan diğer öğrenci topluluklarını nasıl değerlendirirsin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi sence?
Okuldaki toplulukların çok küçük bir kısmı LGBTİ+ dostu diyebilirim. Resmi olanlar okul yönetiminin de baskısıyla yokmuşuz gibi davranmaya bayılıyorlar. Resmi olmayan topluluklardan fobiye yer vermeyen ve tepki gösterenler var. Bazı LGBTİ+ kapsayıcı etkinlikler düzenliyorlar. Ama sayıları bir elin parmaklar kadardır desem yanlış olmaz.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Senin deneyiminde nasıl bir yer İstanbul?
İstanbul sürekli hareket halinde ve canlı ama öğrenci olması maddi açıdan oldukça zor bir şehir. Öğrencilere ev vermeyi reddeden ev sahipleri var. Kabul edenlerin de evlerinin piyasadaki en kötü evler olması gibi sebeplerle kiraya çıkmak çok zor. Kötü olmayan bir ev arıyorsan da birden çok ev arkadaşına ihtiyaç duyuyorsun.
Ben Ünalan'da yaşıyorum. Kiranın uygunluğu, Kadıköy'e ve metroya, metrobüse yakınlığı nedeniyle tercih ettiğim bir mahalle. Genellikle gerici bir nüfusa sahip olduğu için mahalle deneyimlerim olumlu diyemeyeceğim. Hem öğrenci ve genç olmama hem geç saatlerde dönüşlere balkondan bakıp dedikodu yapan bir muhit.
Yaşadığım yeri geçersek, İstanbul'da yaşamasam mutlu olabilir miydim diye düşününce ihtimal veremiyorum. Kadıköy Yeldeğirmeni çevresinde bir sürü kuir, kuir dostu kafe ve pub var. Zamanımın çoğunu buralarda geçirdiğimi söyleyebilirim.
Ulaşıma gelirsek İstanbul'da oldukça geniş bir ulaşım ağı var. Her ne kadar metrolar hala tüm günler 7/24 olmasa da metrobüslerle günün her saati ulaşım sağlamak mümkün. Öğrencilere de genelde metrobüs hattına yakın evler tutmayı öneririm.
Bir lubunya olarak bir kampüs yaratma imkanı verilse sana, nasıl bir yer yapardın orayı?
Irkçılığın, LGBTİ+fobinin, cinsiyetçiliğin, mülteci düşmanlığının, düşünülebilecek her türlü ayrıştırmanın kabul edilemez olduğu bir kampüs olurdu. Bol açık alanlı, tacize ve şiddete maruz kalındığında başvurulabilecek mekanizmaların olduğu, içeri adım atınca güvende hissedilecek bir kampüs.
İstanbul Üniversitesi’ni tercih etmeyi düşünenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
Büyülü kampüs deneyimini yaşamak heyecanıyla tercih yapıyorsanız listenize eklememenizi öneririm. Kendi güvenli ortamınızı kendiniz yaratmak zorunda kalacaksınız. Akademik olarak güçlü bir bölümü tercih ediyorsanız yalnızca güçlü bir eğitim bekleyerek gelmenizi öneririm. Eğer ki akakademik olarak güçlü bir bölümü tercih etmiyorsanız, tercih listenize eklememenizi öneririm.
İstanbul Üniversitesi'ni kazanırsanız umarım güzel bir eğitim süreciniz olur!
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.