“Beklentilerim, her üniversite kazanan öğrenci gibi saftı. Fakat bu okul bana işgüzarlığı, hiyerarşiyi ve erkekliği sonuna kadar yaşatmaya çalıştı."
Üniversite tercih dönemi bitti ancak Lubunya Tercih Yapıyor serisi büyümek istiyor. Farklı şehirlerden farklı üniversitelerden lubunyalar seriyi katkılarıyla geliştirmek istedi, bu yüzden kısa süreliğine seriye devam edeceğiz! Çünkü bu serinin, tercih dönemindeki lubunyalara destek olmasını istediğimiz kadar yerleştirmelerle birlikte yeni bir şehre ya da kampüse ayak basacak lubunyalar için bilgilendirici bir not olarak kalmasını da arzu etmiştik. Umarız ki yıllarca genç lubunyalar için hep birlikte bu hafızayı canlı tutabiliriz.
Daha önce de hatırlattığımız gibi: Bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşmaya kısa süre devam edeceğimiz Lubunya Tercih Yapıyor serisinin otuz altıncı konuğu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden (Samsun) Şebo.
LTY Serisi #35: İTÜ’den Tan anlatıyor
Şebo, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Türk Müziği Devlet Konservatuvar’ından yeni mezun. “İnanılmaz erkek” bulduğu bölümüne dair deneyimler maalesef neredeyse tümüyle olumsuz. Özellikleriyle hocalarından ayrıca şikayetçi Şebo, çoğunun fobik olduğunu söylerken müfredatın yeni deneyimlere kapalı olduğunu aktarıyor. Sevdiği tek şey, denize yakın ulaşımı kolay kampüsü.
Kampüste fiziksel olmasa da sıklıkla tacize maruz kaldığını bildiren Şebo, kendisini akışkan olarak tanımladığını söylediğinde absürt tepkiler aldığını aktarıyor. Hocalarından sıklıkla yakınan Şebo, uyum sürecindeki bir trans arkadaşına atanmış ismiyle hitap etmekte ısrar ettiklerini anlatıyor.
Öğrenciyken çalıştığı mekanlarda atanmış cinsiyeti üzerinden sıklıkla tacize maruz kaldığını ve iş hayatının mücadele ile geçtiğini söyleyen Şebo, Samsun’da güvenli bulduğu mekanları tercih yapacak lubunyalarla paylaşmayı ihmal etmiyor.
Lafı uzatmadan sözü Şebo'ya bırakalım...
Senin tercih döneminden başlayalım, nasıl geçmişti?
Benim alanım mülakat sistemi ile öğrenci alımı yapıyor. Bu sebeple bilinçli bir tercih yaptım. O dönemlerde YGS sınavından 150 barajını geçtiğinde herhangi bir okulun mülakatına katılabiliyordun. OMÜ konservatuvarının da böyle bir sistemi vardı. Okulun yetkinliği Türkiye’deki sayılı üniversitelerin içine girmese de alanının donanımlı hocaları da mevcut.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Konservatuvara gelmeden önce bol konserli, istediğim enstrümanı seçebileceğim bir yer umuyordum. Aynı şekilde bizim bölümlerde pek hoca öğrenci ilişkisi yoktur bazen öğrenci hocadan daha donanımlı olabiliyor. Bunun gibi sebeplerle şen şakrak bir 5 yıl bekliyordum maalesef öyle olmadı. İstediğim enstrümanı seçemedim. Sınırlı kontenjan belirlemişler kafalarına göre dağıttılar öğrencileri, neredeyse kimse istediği enstrümanı seçemedi.
Hocalar inanılmaz erkek, 5 yıl boyunca bazı hocaların beni ciddiye alıp göz teması kurmadığını bile biliyorum. Kadın ve anarşist olduğum ya da onun bir açığı karşısında susmayacağımı bildiği için benimle göz teması bile kurmazdı. Beklentilerim, her üniversite kazanan öğrenci gibi saf ve duygusaldı. Fakat bu okul bana işgüzarlığı, hiyerarşiyi ve erkekliği sonuna kadar yaşatmaya çalıştı. Sürekli tetikte oldum. Bütün hocaların nefreti oldum. Sindiremeyecekleri bir öğrenciyi maalesef kabullenemiyorlar da. Ama aynı zamanda korkuyorlar.
Okula dair memnun olduğun ve olmadığın şeyleri sıralasan?
Kampüs genel olarak yeşil bir alanda, denize çok yakın ulaşım harika. Kampüs eğlenceli ve sosyal bir ortam aynı zamanda güzel sanatlar bölümleri çok yok, nüfus az ve sakin. Okulun karşısında kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir kırtasiye var. Market var. Yemekhanede kapsayıcı bir menü yok, hayvansal ürün ağırlıklı yemekler çıkıyor.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Benim girdiğim dönemde 5 yıldı, hazırlığı da okuduk; fakat son dönemlerde değişti artık 4 yıl oldu. Akademik kadrosu berbat, ezber bir eğitim. Geleneksel eğitim ağırlıklı, yeni müzik deneyimlerine kapalı, bazı ders hocaları hariç hepsi homofobik. Bazı ders hocaları alanında uzman ama insan ilişkilerinde kötü, anlayışsız ve iletişim sorunları var. Bazı hocalara kolaylıkla bir telefonla ulaşabilirken bazılarına mesai saatleri hariç asla ulaşamazsın. Uyarı bile alabilirsin. Disiplinli ve prosedüre uygun davranmaya çalışan fakat bunu beceremeyen bir akademik kadro var. Kaynak konusunu kişinin sorumluluğuna bırakıyorlar, kütüphane ile ilgili bir bilgim yok.
Nerede kaldın, barınma ile ilgili sorun yaşadın mı?
Hem okuyup hem çalışmak zorundaydım bu sebeple hiç yurtta kalmadım. Canlı müzik yaparak geçimimi sağladığımdan bazen yalnız yaşadığım bile oldu. Görece diğer işlere göre daha iyi kazanıyordum. Son dönemlerde ev arkadaşım oldu. Hem vegan hem kuir harika deneyimler yaşıyoruz. Yurtlara gelince yemekler kapsayıcı değil onu biliyorum. Okulun hemen yakınında genellikle güzel sanatlar öğrencilerine tahsis edilmiş deniz manzaralı ama biraz eski bir yurt var.
İş bulman zor muydu, LGBTİ+ bir öğrenci olarak deneyimlerin nasıldı?
İş bulmakta zorluk çekmedim. Atanmış görünümüm kadın olduğundan tabiri caizse havada kaptılar. Genellikle barlarda sahne aldım. Çok fazla tacize uğradım, hep kavga edip çıktım. Ama Samsun’da kuir dostu olduğunun beyanı olmayan mekanlar var mesela Bakku, Holmes. Buralarda LGBTİ+ arkadaşlarım çalıştılar. Patronun çok patronluğunu hissettirmediği bir çalışma ortamı olduğunu biliyorum sadece o kadar.
Özellikle bir LGBTİ+ öğrenci olarak kampüs deneyimini konuşacak olursak, neyle karşılaştın?
Atanmış cinsiyetim kadın olarak belirlendiği ve kendimi akışkan olarak tanımladığım için ayrımcılıklara daha çok atanmış cinsiyetim üzerinden maruz kaldım. Kampüs içinde bunu rahatlıkla dile getirebildiğimi söyleyebilirim. İki trans arkadaşım en azından kampüs içinde güvenli bir alanda olduklarını hissettiklerini beyan etmişlerdi. Kampüs içinde kuir teoriye hakim birini bulmak zor mesela cüretkar bir şekilde “Sen gey misin, lezbiyen misin?” diye soranlarla karşılaşabilirsiniz. Benim beyanım yok, akışkanım bazen şöyleyim bazen böyleyim dediğimde gelen cevaplar genellikle “ha lezsin” ya da “o ne ya” şeklinde oluyordu. Yani öğrencilerden pek beklentiniz olmasın. Kuracağınız sosyal ilişkiler belki bu ayrımcı ve yobaz insanlarla bir araya gelmenize engel olabilir. Öyle olmasını umuyorum.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvaletteki deneyimlerin peki?
Okulun her yerinde muhakkak tacize uğrayabiliyorsunuz. Bu hiçbir zaman fiziksel bir boyutta olmadı. Ama o tacizi hissettiren bakışları ve sözleri duyarsınız. Yemekhanede ve kantinde çalışan ablalarımız çok samimi ve kucaklayıcı. Okul içi öğrencilerin sürekli değiştiği, dinamik bir yapı olduğunu göz önünde bulundurursak benim dönemimde durumlar o kadar da vahim değildi umuyorum ki senin için de güvenli bir alan olur.
Senin deneyimlerin içinde kampüsün, okulun veya yaşadığın şehrin olumlu yönlerinin olduğu bir şeyler var mı?
Samsun’un Atakum ilçesi yani kampüsün bulunduğu yer harika. Ulaşım güzel, zaten basit bir şehir. Sahili ve mekanları da çok güzel. Şehir ve kampüs genelinde fobik davranışlara maalesef maruz kaldığım oldu ama yine de diğer şehirlere nazaran biraz daha yaşanabilir diyebilirim. Atakum Belediyesi bünyesinde gerçekleşen yaz boyu etkinlikler oluyor ve eğlenceli de geçiyor. Fakat LGBTİ+ etkinlikler yok denecek kadar az.
Hocalarının, akranlarının, üniversite yönetiminin LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıldı?
Hocalar kampüs içinde hissettirmemeye çalışsa da kendi içlerinde fobikler. Mesela uyum sürecinde olan trans arkadaşıma resmiyete dökülmediği için ısrarla atanmış ismi ile hitap etmeye devam ediyorlardı. Öğrenciler, yukarıda da bahsettiğim gibi dinamik bir alan olduğu için deneyimlerin tecrübelerin biricik olacağını; benim dönemimi de de zaman zaman iyi olduğunu zaman zaman öğrenciler tarafından fobik davranışlara maruz kaldığımı söyleyebilirim. Okul personelleri de tıpkı hocalar gibi. Okul yönetiminin LGBTİ+ haklarına olması gerektiği gibi bir tutumu olduğunu söyleyemem. Umarım tercih yapacak lubunyaların deneyimleyeceği süreç yaşanılabilir, güvenli bir alan olur.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.