“Artık önceki yıllardaki gibi saklanmıyoruz, kampüste rahatlıkla bir lubunyaya rastlayabilirsiniz.”
Üniversite tercih dönemi bitti ancak Lubunya Tercih Yapıyor serisi büyümek istiyor. Farklı şehirlerden farklı üniversitelerden lubunyalar seriyi katkılarıyla geliştirmek istedi, bu yüzden kısa süreliğine seriye devam edeceğiz! Çünkü bu serinin, tercih dönemindeki lubunyalara destek olmasını istediğimiz kadar yerleştirmelerle birlikte yeni bir şehre ya da kampüse ayak basacak lubunyalar için bilgilendirici bir not olarak kalmasını da arzu etmiştik. Umarız ki yıllarca genç lubunyalar için hep birlikte bu hafızayı canlı tutabiliriz.
Daha önce de hatırlattığımız gibi: Bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşmaya kısa süre devam edeceğimiz Lubunya Tercih Yapıyor serisinin kırk ikinci konuğu Selçuk Üniversitesi’nden Nil.
LTY Serisi #41: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Uzay Çetin anlatıyor
Nil için Konya’ya gitmek sürpriz olmuş. Çünkü tercih listesinde son sıradaymış. Beklentilerini düşük tuttuğu için üniversite ve şehir Nil’i şaşırtmamış. Aslında memnun olduğu pek çok şey de olmuş. Kampüse ilişkin temel sorunu ise içindeki hastane sebebiyle popülasyonun sadece öğrencilerden oluşmaması. Barınma ihtiyacını karşılamak için bir süre sonra arkadaşıyla eve çıktığını ifade eden Nil de bu seriye konuşan pek çok öğrenci gibi onun eve çıktığı dönem ile şu anki ekonomik koşulların kesinlikle aynı olmadığının altını çiziyor.
Nil, Konya’ya ilk gittiğinde geldiği yer Ankara’daki gibi etrafında lubunyalar olacağını düşünmüş ama pek kimseyle karşılaşmamış. Gördüklerinden sonra da kendisini yakınlarına açıklaması çok uzun bir süre almış. Ama umut verici şeylerle devam ediyor Nil: “Diğer lubunyaların da o dönemin şartlarından dolayı benim gibi olduklarını fark ettim. Artık önceki yıllardaki gibi saklanmıyoruz, kampüste rahatlıkla bir lubunyaya rastlayabilirsiniz.”
Üniversitesinde LGBTİ+ topluluğu olmadığını hatırlatan Nil, kampüste LGBTİ+ etkinliklerinin olması halindeki öngörülerini de paylaşıyor. İdarecilerin LGBTİ+ görünürlüğünün üstüne uzun mesai harcayacağını tahmin ederken, hocaların bir kısmının ve öğrencilerin çoğunun desteğini alabileceklerini savunuyor.
Nil’in Konya’ya ve Selçuk Üniversitesi’ne dair detaylı aktarımlarını bir an önce okumaya başlayalım…
Senin tercih döneminden başlayalım istersen. Üniversite tercih dönemin nasıl geçmişti?
Öncelikle tercih dönemimde istediğim üniversitenin şartlarını karşılamadığımı fark ettikten sonra büyük bir panik durumu yaşadım ve bunun sonrasında tercih listemi istemeyerek de olsa güncellemek zorunda kaldım. Son tercihim olan Selçuk Üniversitesi’ne yerleşeceğimi hiç düşünmüyordum ve buna hiç hazır değildim. Tercih yaparken ikamet ettiğim şehre yakın ve sosyal imkanları olan bir yeri seçmeye dikkat ettim.
Selçuk Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Selçuk Üniversitesi’ne gelmeden önce Konya’ya dair hiçbir beklentim yoktu çünkü Ankara gibi büyük bir şehirden uzaklaşacaktım ve gideceğim yerin de sosyal imkanlarının Ankara kadar kapsamlı olmayacağını biliyordum; ama bir sene daha sınava hazırlanmak istemedim böylelikle Konya’ya yerleşmeye kendimi ikna edebildim.
Beklentimi oldukça düşük tuttuğumdan gittiğimde karşılaştığım manzara beni daha az şaşırttı.
Okuluna dair memnun olduğun ve olmadığı şeyleri sıralayabilir misin bizim için?
Kendi bölümüm adına konuşmam gerekirse hocalarımız kendi alanlarında deneyimli ve bilgili kişiler. Metotları ve öğrenciyle iletişimleri kuvvetli kişiler. Diğer bölümlerden arkadaşlarımın da değerlendirdikleri üzere eğitim kapsamında genel olarak bir sorun yok. Kampüse gelecek olursak, ferah, fakültelere kadar uzanan bir tramvay ağı var o yüzden ulaşımı kolay, arkadaşlarınızla oturup kahve içebileceğiniz mekanlar ve alışveriş imkanlarını barındırıyor. Ayrıca kampüs hayvan dostlarımızla çok ilgili ve bunu çok seviyorum.
Bunların yanı sıra dezavantaj olarak ele alabileceğimiz şeyler ise kampüsün içinde hastane olduğundan halka açık olması diyebiliriz. Şehir açısından ele aldığımızda ise halkının henüz bakış açısını genişletememiş olduğu için eğlence anlayışları ve öğrenciye bakış açıları da buna bağlı olarak az gelişmiş durumda.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Almış olduğum eğitimden memnunum çünkü müfredatımız diğer üniversitelerin aynı bölümlerine göre biraz daha ağır ve bölüm odaklı. Kişiye bağlı olarak bu değerlendirme biraz korkutucu olabilir ama gayet yerinde ve yeterli bir müfredatı var. Hocalarımıza ulaşımımız ise araştırma görevlisi aracılığıyla gayet kolay oluyor. Bunun dışında tercih eden hocalara kişisel telefonlarından da ulaşma imkanımız var ve bu çok yararlı oluyor.
Kampüste fakültelerin kendi kütüphaneleri haricinde iki adet ortak kütüphane bulunuyor. Bazı kaynaklara erişim zor olsa da ders içi gereçlere rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Kütüphanelerin yanı sıra erişimimizin olmadığı bazı kaynakları hocalarımız da sağlayabiliyor.
Üzülerek belirtmeliyim ki ben dil ve edebiyat bölümü öğrencisi olarak direkt Erasmus projesiyle yurt dışına çıkma imkanına sahip değilim. Bunun yerine alternatif projeleri kullanabiliyoruz. Üniversite kapsamında çoğu fakülte/bölüm gerekli şartları karşıladığı sürece kolaylıkla Erasmus yapabiliyor.
Barınma ile ilgili bir sorun yaşadın mı?
Ben üniversite hazırlık sınıfında ilk olarak arkadaş edinmek ve şehri gözlemlemek açısından özel bir yurtta kaldım. KYK yurtlarının daha tutucu ve kuralcı olduğunu düşünerek direkt bir özel yurda yerleşmeyi tercih ettim ama sonrasında fark ettim ki KYK yurtlarında kalmak giriş-çıkış saatleri ve beslenme açısından daha ekonomik ve rahatmış.
6 aylık bir yurt sürecinden sonra ise bölümden bir arkadaşımla eve çıktık. Ev bulmamız ve eve yerleşmemiz dönemin şartlarından dolayı gayet kolay bir süreç şeklinde ilerledi fakat şimdiki ekonomik şartları düşündüğümüzde kampüse yakın bir eve çıkmak oldukça masraflı. Kampüse biraz mesafeli olan kesimlerde bu masraf bir nebze de olsa azalabiliyor.
Özel yurt imkanlarına geri dönecek olursak yurtlar temiz ve güvenilir ama onun haricinde yemekhanesinde veganlar için ayrıcalıklı bir işleyiş gözlemlememiştim. Vejetaryenler için ise seçenekler mevcut ancak güncel durum hakkında bir bilgim yok.
Burslara erişim imkanın oldu mu? Eğer çalışman gerektiyse iş bulman zor muydu, LGBTİ+ bir öğrenci olarak deneyimlerin nasıldı?
Burs olarak yalnızca KYK bursundan yararlanıyorum. Bunun yanı sıra ek gelir ve tecrübe olması açısından bir yerde çalışıyorum. KYK bursu dışında burs almak isteyenler için gerekli belgeler ve burs bilgilendirmeleri önceden sağlanmıştı.
Benim için Konya’da iş bulmak çok kolay oldu ve hala aynı sektörde çalışmaktayım. Bir öğrenci olarak çeşitli yarı zamanlı çalışma imkanları var. AVM’ler, kafeler, dil kursları gibi…
Çalıştığım yerde çoğunluk öğrenci ve kendini geliştirmiş insanlar olduğundan LGBTİ+ bir özne olmak benim karşılaştığım bir sorun olmadı hiç. Belki de dışarıdan bakıldığında toplumsal cinsiyet normlarına aykırı bir görüntüm olmadığından bazılarının aklına bile gelmemiş olabilir. Ancak Konya sanayi bölgesinde çalışıyorsanız kulağınızda küpe olması ya da şort giymeniz bile bir sorun teşkil ediyor olacaktır. Öğrenci yoğunluklu bölgelerde ise sizi görünüşünüzden yargılayacaklarını sanmıyorum. Kısacası merkeze inildikçe artan bir LGBTİ+ karşıtlığı söz konusudur diyebilirim.
LGBTİ+ bir öğrenci olarak kampüs deneyimini de konuşmak isteriz. Üniversiteye giderken bu mesele üzerine beklentilerin var mıydı?
Büyük bir şehirden Konya’ya geldiğim için önceki gibi etrafımda yine lubunyaların olacağını düşünüyordum ancak ne yazık ki çok nadir rastladığım bir manzara oldu. İlk başlarda yeni tanıştığım arkadaşlarıma açılmadım ve bu benim için seneler aldı çünkü bir iki kere başka bir insana karşı akran zorbalıklarına şahit olmuştum. Bunları yenmelerini sağladım ve sonrasında açıldım. Diğer lubunyaların da o dönemin şartlarından dolayı benim gibi olduklarını fark ettim.
Artık önceki yıllardaki gibi saklanmıyoruz, kampüste rahatlıkla bir lubunyaya rastlayabilirsiniz.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvaletteki deneyiminden bahsetmek ister misin?
Eğer insanların kafasında yarattığı lubunya fenotipine uyuyorsanız kampüste biraz göz önünde oluyorsunuz. Kendi aralarında sizin cinsel yöneliminiz hakkında tahminler yürütülebiliyor. Neyse ki şu ana kadar bunların herhangi bir şiddet eğilimine sebep olduğunu gözlemlemedim. Çoğu kişi sadece konuşmakla kalıyor. Yakın çevrenizde ise lubunya olmakla ilgili size sürekli sorular yönlendirilebilir.
Sınıfımda çoğu kişi bir LGBTİ+ özne olduğumu bilmiyor. Bu yüzden kişisel bir ayrımcılık yaşamadım. Çoğu da bu konuda destekçi insanlar. Derslerimizden birinde yurt dışındaki LGBTİ+ evliliklerinden bahsettiğimizde bunu çok iyi anladım. Öğrencilerden sadece bir tanesi kapı bekçiliği yaptı, bütün sınıfın ve hocamızın tepkisinden sonra susmak zorunda kaldı. Bütün hocalar ve öğrenciler böyle olacaktır diyemiyorum elbette ama benim karşılaştıklarım bu şekildeydi. Gözlemlerime dayanarak biraz da bölümün etkisi olduğunu düşünüyorum bu konuda çünkü dil ve edebiyat bölümlerindeki hocalar ve öğrenciler diğerlerine göre daha LGBTİ+ dostu oluyorlar.
Eğer LGBTİ+ özneyseniz genelde karşılaşılan “Bana yürür mü acaba?” algısıyla karşılaşabilirsiniz ve bu yüzden de tuvalette sizden çekineceklerdir.
Fakültelerin kendi kantinlerinde neler yaşanıyor bilmiyorum ama bizim kantinimiz çok tatlı minik bir bahçe ve orada çok güzel tanışıklıklar gerçekleşebiliyor. İlk başlarda partnerimle rahat davranabildiğimiz tek yerdi diyebilirim ama sonrasında kampüsün her yerinde gönlümüzden geldiğince davranmaya başladık.
Üniversite yönetiminin LGBTİ+’lara yönelik tutumları, politikaları vs. nasıldı?
Yukarıda da bahsettiğim gibi her ne kadar LGBTİ+ öznelere ve haklarına saygı duyan, bunu destekleyen hocalarımız olsa da tam tersi tutumlu olanlar da var ve bir kısmı lanetleyip uzak dururken bir kısmı “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” algısına sahip.
Okulumuzda maalesef hiç LGBTİ+ dayanışmasına dair bir topluluk mevcut olmadığından herhangi bir etkinlik ya da görünürlük olduğunda hocaların tutumu nasıl olur bilemiyorum. Ama öngördüğüm biçimde ilerleyecek olursak büyük ihtimalle başta idareciler olmak üzere çoğu kişi bizim üzerimizde epey bir mesai harcayacaktır. Böyle bir durumda hocaların az bir kısmının ve öğrencilerin çoğunun desteğini alabileceğimizi düşünüyorum.
Okuldaki LGBTİ+ öğrenci topluluğu olmayan diğer öğrenci topluluklarını nasıl değerlendirirsin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi sence?
Okuldaki diğer topluluklara baktığımızda genelde sanat, özellikle tiyatro, spor ve Erasmus projesi toplulukları göz önünde. Bu bahsettiğim büyük topluluklarda lubunyalar rahat ve güvende olabilir. Faaliyetlerinde ayrımcılık yapmadan herkesi kapsıyorlar. Etkinliği ve görünürlüğü az diğer topluluklarda ise idareye yakınlığıyla doğru orantılı bir LGBTİ+ karşıtlığı olabilir.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir yer sence Konya?
Konya çok büyük ve geniş bir şehir. İnsanlarını bir kenara koyduğumuzda bu açıdan yaşamayı sevebileceğim bir yer çünkü İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerin üst üsteliği, kalabalığı beni çok yoruyor. Sosyal imkanları gelişmiş olsaydı kesinlikle burada kalmayı düşünebilirdim.
Ulaşım genel olarak tramvayla sağlanıyor ve şehrin bir ucundan diğer ucuna kadar tek bir hat üzerinden gidiliyor. Bazen bu yolculuk sonsuza kadar sürecekmiş gibi hissettirse de minibüs ya da otobüsten daha avantajlı oluyor. Şehirdeki havalimanı genelde aktarmalı uçuşlar sağlıyor ve kampüse yakın bir konumu var. İstanbul, Ankara, Eskişehir gibi şehirlerde yaşıyorsanız hızlı tren imkanı işinizi oldukça kolaylaştırıyor. Ben eskiden her hafta sonu Ankara’ya giderdim ama artık fiyatlar buna müsaade etmiyor benim için. Otogar da yine aynı şekilde kampüse yakın ve otobüsler öğrenciler tarafından daha çok tercih edilen seyahat aracı oluyor.
Şehrin en büyük geçim kaynağı tarım ve sanayi. Bu yüzden şehrin ortasında bir sanayi sitesiyle karşılaşabiliyorsunuz. İş imkanı olarak düşündüğümüzde genelde mühendislik gibi bölümler okuyan kişiler buralarda staj ve iş imkanı bulabiliyorlar. Öğrenciler genelde yarı zamanlı olarak çalışmak istediklerinde AVM tarzı yerlerde ve kafelerde çalışıyorlar. Zaten Konya’da garip bir şekilde AVM kültürü daha çok kafelerin bir araya geldiği yerler olmaya başladı. Onun dışında bölümünüzle ilgili bir iş departmanında çalışmak istiyorsanız da çeşitli alternatifler mevcut ve yine aynı şekilde okulun kendi bünyesinde yemekhanede, kütüphanede bu gibi yerlerde çalışabilirsiniz.
Şehirde kurmuş olduğum arkadaşlık ilişkileri sayesinde sürekli dışarı çıkıp eğlenme gibi bir zorundalık hissetmiyorum. Büyük şehirlerdeki gibi bir eğlence hayatı da yok şehirde. Şehrin sağladığı eğlence imkanlarından bazıları şu şekilde: Kafeler, okey, Play Station , VR, bilardo, bowling ve benzeri oyun salonları, Go Kart , sinema, tiyatro, müzeler, yeşil alanlar , göl gibi doğal alanlar, kaçış evleri , genelde yüksek müzik, yüksek alkol anlayışında clublar.
Belediyenin sağlamış olduğu çeşitli kurs imkanları mevcut ve bu kurslar fotoğrafçılık, dil eğitimleri, okçuluk, resim, enstrüman gibi geniş bir yelpazeye sahip. Hazırlık sınıfı öğrencileri bu kurslardan dil açısından daha çok yararlanıyorlar. Onun dışında çok iyi resim ve müzik atölyeleri mevcut. Ben de bir müzik eğitimi almaktayım ve kurs genele vurduğumuzda diğer şehirlerdekilere göre daha uygun. Tek sorun belediyenin sağlamadığı bu özel kurslar, kampüse biraz uzak.
Şehir eskiden çok ucuza bir sürü imkan sağlıyordu fakat ekonomik kriz ile birlikte büyük şehirlerdeki gibi bir fiyat aralığı ortaya çıkmaya başladı. Ama esnaflardan alışveriş yapıldığında genel olarak öğrenciye yardımcı oluyorlar. Yemek imkanlarını çok seviyorum, geç saatlerde bile hala açık yerler fazla ve erişimleri kolay.
Ev bulma süreçlerine gelirsek eğer şu anda şehirde büyük bir ev krizi hakim, ben yıllardır aynı yerde oturduğum için çok etkilenmedim ancak çoğu arkadaşım ev bulmakta çok zorlandılar ve tek başınıza eve çıkacaksanız kesenin ağzını biraz açmanız gerekmekte.
Genel olarak stüdyo konseptli yerler daha pahalı ve kampüse yakın evler de eski olduğu için insanlar stüdyo evlere öncelik gösteriyor. İlk seneler için yurtta kalmak hem çevreye adapte olmak hem de arkadaş edinmek açısından daha avantajlı olacaktır. Sonrasında ise bir ev arkadaşıyla eve rahatlıkla çıkılabilir. Bu gibi durumlarda masrafların bölünmesi maddi açıdan çok rahatlatıcı olacaktır. Ev ararken mümkünse sahibinden bir daire bulmaya özen gösterin ki bu şekilde direkt olarak ev sahibiyle iletişim halinde olup her konuda oluşabilecek sorunlara dair aracı olmadan kısa yoldan çözüme ulaşılacaktır. Konya’daki emlakçılardan benim hiç yüzüm gülmedi açıkçası çünkü öğrenciye karşı biraz tahammülsüzler. İmkanınız varsa mutlaka eve çıkıp bu deneyimi yaşamalısınız. Benim yaşadığım mahallede öğrenci azınlık halinde ancak insanlar bizlere karşı gayet nazik ve yardımsever. Mahallede bir lubunya olarak sorun yaşayan kimseyi gözlemlemedim. Ev seçerken öncelikle daha güvenli alanlara göz atılmalıdır. Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi lubunya için en güvenlisi merkezden uzak olmaktır. Sonrası için tramvay hattına yakın olmaya ve market imkanlarını göz önünde bulundurmaya dikkat edilmelidir. Zaten banka, kargo gibi ihtiyaçlarınız için kampüsü kullanabilirsiniz.
Bosna Hersek mahallesindeki bazı üçüncü nesil kahveciler lubunya için güvenli alanlardan. Starbucks hariç çünkü orada her kesimden insan oluyor. Partnerinizle bu gibi mekanlarda daha iyi vakit geçirebilirsiniz. Bu hususta kesinlikle parklardan uzak durun çünkü gelenekçi kesim komik bir şekilde her gencin parkta kolileştiğini düşünüyor.
Bahsettiğim clublarda güzel etkinliklere denk gelebilirsiniz ve şanslısınız ki bu sene güzide şehrimiz Konya’da bir festival gerçekleşecek, kolinizi alıp gelin mutlaka. Geçen senelerde bir festival daha düzenlenmişti ama hava şartlarından dolayı iki günü iptal olmuştu. Bir lubunya olarak Konya’da en özgür hissettiğim yerlerden biriydi.
Çeşitli tanışma uygulamalarında direkt cis-het istilası mevcut. Bu sene nasıl olacak bilmiyorum ama mobil uygulamalarda çok fazla lubunyayla karşılaşamıyoruz karşılaşsak da başkasının kolisi çıkıyor, küçük yer sonuçta. Koli dışında düşünüldüğünde lubunyalar birbirleriyle gayet güzel arkadaşlıklar içerisinde oluyor çünkü dayanışmaya ihtiyaç var.
Dışarıda yerel halk mevcutken herhangi birini biriyle sarmaş dolaş görürlerse yandınız. Sadece lubunya için geçerli değil bu arada bu husus maalesef genel bir yargı. Bu konuda biraz tutucular.
Bir lubunya olarak, saana bir kampüs yaratma imkanı verilse nasıl bir yer yapardın orayı?
Eğer bir lubunya olarak bana bu kampüsü baştan yaratma imkanı verilseydi öncelikle kampüs ve çevresini bizler için güvenli ve özgür bir alan haline getirmeyi hedeflerdim. Her kesimden insanı hiçbir ayrımcılık olmadan kapsayabilecek bir yere dönüşmesini ve her insanın bu değişimde söz hakkı sahibi olabilmesini isterdim. Daha yeşil bir kampüs isterdim. Daha mutlu yüzler isterdim. Veganlara uygun restoran ve kafeler isterdim. Kendimizi ait hissedebileceğimiz bir topluluk olsun isterdim. Sadece lubunya için değil, genel olarak daha aktif ve kapsamlı savunucu topluluklar isterdim. Kısacası barış ve huzur isterdim.
Selçuk Üniversitesi’ni tercih etmeyi düşünenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
Selçuk Üniversitesi’ni tercih etmeyi düşünüyorsanız ve bir lubunyaysanız değişimde size çok ihtiyacımız var. Burada size aile gibi hissettiren birileri olduğu sürece şehrin dezavantajları aklınıza bile gelmeyecektir. Her yeni yüz, her yeni fikir kampüste bir değişim anlamına geliyor ve bizler bu yolda ilerlemeler kaydedebildik, en azından kendimize güvenli alanlar yaratabildik.
Eğitim hususunda endişeleriniz olmasın çünkü kişisel gelişiminiz ne kadar iyi olursa verilen eğitimin size katkısı da bir o kadar iyileşecektir.
Umarım gideceğiniz üniversite size bilginin, mutluluğun, güzel deneyimlerin ve aşkın kapılarını sonuna kadar açar. Unutmayın ki her yerdeyiz ve hep birlikteyiz!
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.