“Çoğu fakültede olduğu gibi LGBTİ+’lardan sadece cinsel yolla aktarılan enfeksiyonların risk faktörleri aşamasında bahsediliyor.”
Üniversite tercih dönemi bitti ancak Lubunya Tercih Yapıyor serisi büyümek istiyor. Farklı şehirlerden farklı üniversitelerden lubunyalar seriyi katkılarıyla geliştirmek istedi, bu yüzden kısa süreliğine seriye devam edeceğiz! Çünkü bu serinin, tercih dönemindeki lubunyalara destek olmasını istediğimiz kadar yerleştirmelerle birlikte yeni bir şehre ya da kampüse ayak basacak lubunyalar için bilgilendirici bir not olarak kalmasını da arzu etmiştik. Umarız ki yıllarca genç lubunyalar için hep birlikte bu hafızayı canlı tutabiliriz.
Daha önce de hatırlattığımız gibi: Bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerin, farklı bölümlerinden hatta aynı dersi alan lubunyaların tecrübe ettiklerinin dahi birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşmaya kısa süre devam edeceğimiz Lubunya Tercih Yapıyor serisinin kırk dördüncü konuğu Kafkas Üniversitesi’nden (Kars) Zwischen Immer und Nie.
LTY Serisi #43: Atılım Üniversitesi’nden İlayda anlatıyor
Zwischen Immer und Nie, Kafkas Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi’nde okuyor. Kars’a ve üniversitesine yerleşmeden önce asla açık kimlikli bir lubunya olabileceğini tahmin etmiyormuş. Beklentilerinizi düşük tutun diye tavsiyede bulunuyor, onun beklentileri böylece karşılanmış. “Kampüs ortamı” arayan lubunyalar için ise Kafkas Üniversitesi’nin doğru tercih olmayabileceği kanaatinde.
Aldığı tıp eğitimi hakkında bilgi veren Zwischen Immer und Nie, sağlıkta şiddet sebebiyle gelen hekim istifalarla doğrudan ilişkili klinik eğitiminin en çok etkilendiği üniversitelerin kendisininki gibi küçük fakültelerin olduğunu düşünüyor. Tıp eğitiminde LGBTİ+’lardan sadece cinsel yolla buluşan hastalıklar başlığında bahsedilerek yapılan damgalamadan söz açan Zwischen Immer und Nie, sözde muhalif hocaların dahi kimi zaman ayrımcı sözlerini işittiğini anlatıyor.
Kafkas Üniversiteli öğrenci, başta kampüste cinsel yönelimini gizlediğini ancak son dönemlerde açık kimlikli yaşadığını ve görünmek istediği halinden ödün vermediğini aktarıyor. Kimi zaman rahatsız eden bakışlar dışında bu görünürlüğü hedef alan başka bir tacize maruz kalmadığını söylüyor.
Zwischen Immer und Nie’nin Kars’ın kışından, Kafkas Üniversitesi’nin tıp eğitimine kadar pek çok durağa uğradığı röportajına bir an önce geçelim…
Senin tercih döneminden başlayalım istersen. Üniversite tercih dönemin nasıl geçmişti, sen neye göre tercih yapmıştın onlardan bahseder misin?
Benim için tercih dönemi oldukça zorluydu açıkçası. Çünkü mezuna kalacağımı düşündüğüm bir dönemde, kendi hedeflerim doğrultusunda çok sınırda bir sıralama yapmıştım ve hiç düşünmediğim halde bir anda benim için tercih yapma ihtimali oluşmuştu.
Aslında ikilemim çok basitti: Doğu’da tıp mı Batı’da diş mi? BOUN, ODTÜ gibi okulların Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümlerini de kısa bir dönem için seçenekler arasına dahil etsem de gerek o dönemin aile ve rehber öğretmenlerin de dahil olduğu gergin atmosferi gerekse de tıp fakültesine olan ilgim sebebiyle Doğu’da tıp yazmayı tercih ettim ve Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yerleştim.
Kafkas Üniversitesi’ne gelmeden ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
Açıkçası çok bir beklentim olduğunu söyleyemem çünkü “Kars’ta okumak” denildiğinde ortalama bir insanın zihninde neler canlandığını hepimiz tahmin edebiliriz. Açıkçası bu tavsiyeyi de vermek isterim: Beklentiniz düşük olsun.
Çok bir beklentiyle gittim diyemem, yalnızca tıp fakültesi okuyacak olmanın heyecanını yaşıyordum. Düşük bir beklentiyle gittiğim için beklentimi karşıladı açıkçası. Fakat bu hayattan beklentilerinize göre fazlasıyla değişkenlik gösterebilir. Ben kendi cinsel yönelimini çok kısa süre önce kabullenebilmiş bir lubunya olarak orada hiçbir lubunyayla sosyalleşemeyeceğimi ve asla açık kimlikli bir şekilde yaşayamayacağımı düşünürken edindiğim ilk arkadaşlardan birinin lubunya olduğunu öğrenmiştim ve bu beni çok mutlu etmişti. Şu anda da açık kimlikli bir lubunya olarak okuyorum.
Okula dair memnun olduğun ve olmadığın şeyleri anlatır mısın?
Memnun olduğum şeyler: Güzel öğrenci kulüplerinin olması, hocalarımızın büyük çoğunluğunun gerçekten özverili insanlar olması ve arkadaş ortamım. Memnun olmadıklarım ise okuldaki süreçlerin aşırı plansız işlemesi, fiziki imkanların eksikliği ve öğrencilerin genel düşünce yapısı.
Nasıl bir kampüs ortamı sunuyor sence Kafkas Üniversitesi?
Açıkçası pek kampüs ortamı sunduğunu düşünmüyorum. Kampüs içerisinde basitçe yeme, içme gibi ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz alanlar bulunmakla birlikte farklı fakültelerin sosyalleşmelerini sağlayacak alanlar pek yok. Yani kampüs ortamı sizin için çok önemliyse Kafkas Üniversitesi doğru bir tercih olmayacaktır.
Aldığın eğitim hakkında neler söylersin?
Tıp fakültelerinde eğitim iki aşamadan oluşur: Preklinik ve klinik. 1-2-3. sınıflarda alınan Preklinik eğitimi bence gayet yeterli. Bu eğitimin bir kısmını online olarak almış biri olarak o dönemde bile hocalarımızın gerçekten büyük bir özveriyle çalıştıklarını söyleyebilirim.
Klinik eğitimde ise Türkiye’de şu anda hekimlere yönelik sistematik şiddet pratiklerini de düşündüğümüzde hekim istifalarından en çok bizim gibi periferde ve küçük fakültelerin etkilendiğini düşünüyorum. Okulda ciddi bir hoca trafiği var ve bazı stajları online olarak almak zorunda kalabiliyoruz. Bence bunlar önemli dezavantajlar ancak kişisel çabalarla tolere edilebileceğine inanıyorum. Fakülte küçük olduğu ve öğrenci sayısı az olduğu için hocaya ulaşmak ve hocayla birebir iletişim kurmak oldukça kolay oluyor. Müfredat Türkiye’deki birçok tıp fakültesiyle koordine şekilde ilerliyor. Kütüphane var ancak sınav dönemlerinde yer bulmak oldukça zor olabiliyor. Kaynaklara ulaşım konusunda kütüphanemizdeki kaynakların eksik olduğunu düşünüyorum.
Nerede kalıyorsun, barınma sorunun oldu mu hiç?
İlk senemde 6 ay kadar yurtta kalmıştım. Yurtların ulaşım problemleri hariç benim için çok kötü bir deneyim değildi. Duyduğum kadarıyla şu anda o da düzelmiş. Ancak toplumun ‘erkek’ normlarına uymayan biri olarak erkek yurtlarında sosyalleşmek de zaman zaman tedirgin edici olabiliyor. Ayrıca bence yurtların en önemli problemi özel alanların olmayışı. Onun dışında evde kalıyorum. Ev arkadaşlarımla herhangi bir problem yaşamıyorum.
Lubunya bir öğrenci olarak kampüs deneyimine odaklanırsak, nasıl bir deneyim sunuyor sana Kafkas Üniversitesi?
Kars oldukça küçük bir yer ve üniversitede hakim olan iklimin pek LGBTİ+ dostu olduğunu söyleyemeyiz. En azından çoğu zaman çok "welcoming" bir ortamda hissetmeyebiliyorsunuz. Dolayısıyla kampüste açık kimlikli bir lubunya olarak sosyalleşmek çok kolay olmasa da Kars’ın genel olarak kozmopolitik ve çeşitlilikler açısından zengin bir yer olduğunu düşündüğümüzde çok da zor değil bence.
Bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvaletteki deneyiminden bahseder misin? Buralarda LGBTİ+ bir öğrenci olmanın getirdikleri nelerdi?
Üniversitenin ilk dönemlerinde cinsel yönelimimi gizlemeye çalışıyordum. Aslında bu bile başlı başına büyük bir psikolojik ve toplumsal şiddet bence. Bu kadar doğal bir parçanızı gizlemek zorunda hissetmek… Ancak son dönemlerde son derece açık kimlikli olarak yaşıyorum. Kendi giyinmek, görünmek istediğim şeylerden ödün vermiyorum. Bir erkek olarak okula ojeli gittiğim de oluyor. Şimdiye kadar enteresan ve zaman zaman rahatsız edici bakışlar hariç, ki bu zaten kadın ve LGBTİ+’lar olarak bizim birçok yerde kaderimiz, herhangi bir tepkiyle karşılaşmadım. Direkt bir homofobiye maruz kaldım diyemem ancak ne kadar özgür yaşayabiliyoruz, orası da muamma. Çünkü özürlüğün ölçütünü yine kendi çizdiğimiz sınırlara göre belirliyoruz.
Senin deneyimlerin içinde kampüsün, okulun veya yaşadığın şehrin olumlu yönlerinin olduğu bir şeyler var mı?
Çok sevdiğimiz hocalarımızdan biri derslerindeki tartışmalara çoğu zaman LGBTİ+’ları da dahil ediyor. Örneğin girdiğim en son dersinde hastalara “Hanım”, “Bey’’ şeklinde hitap etmemiz gerektiğini ancak bazı LGBTİ+’ların bundan rahatsızlık duyabildiğini ve onlar nasıl istiyorlarsa onlara o şekilde hitap etmemiz gerektiğini ifade etmişti.
Yukarıda da bahsettiğim gibi Kars çeşitlilikler açısından zengin bir şehir olduğu için koruyucu bir muhafazarlıktan da o kadar nasibini almış bir şehir değil. Dolayısıyla burada giyiminize, konuşmanıza yani kısaca cinsiyet ifadenize dikkat etmeniz gerekmiyor çoğu zaman.
Okulumuzda primer (öncü) olarak LGBTİ+ hakları alanında çalışan bir öğrenci kulübü olmamakla birlikte LGBTİ+’lar için güvenli alanlar içeren, LGBTİ+ temalı etkinlikler yapan öğrenci kulüpleri ve öğrenci kolları mevcut.
Hocaların, akranlarının ya da üniversite yönetiminin LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıl?
Öncelikle çoğu fakültede olduğu gibi LGBTİ+’lardan sadece cinsel yolla aktarılan enfeksiyonların risk faktörleri aşamasından bahsediliyor. Kendini muhalif olarak tanımlayan bazı hocalardan bile LGBTİ+fobik ifadeler duyduğum oldu. Dolayısıyla hem destekçi ve güvenli alan sunan hem de fobik hocaların olduğunu söyleyebilirim. Fakültemizin öğrenci profili genel olarak bu konularda çok muhafazakar olmadığı için ben direkt LGBTİ+fobik söz, tutum ya da davranışa maruz bırakılmadım. Üniversite yönetiminin LGBTİ+’lara yönelik tutumu ise Türkiye’deki diğer üniversitelerle aynı.
Okuldaki LGBTİ+ öğrenci topluluğu olmayan diğer öğrenci topluluklarını nasıl değerlendirirsin? Bu topluluklar lubunyalar için güvenli mi sence?
Benim de aralarından bir tanesinin aktif üyesi olduğum bir öğrenci kulübü ve bir öğrenci kolunun LGBTİ+’lar için güvenli alanlar olduklarını ve faaliyetlerinde lubunyaları kapsadıklarını söyleyebilirim.
Kampüsün neler sunduğundan bahsettik, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir yer sence Kars?
Bence Kars yaşamak için fena bir şehir değil. Kışın hava sıcaklıkları fazlasıyla düşebiliyor. Ben kendi gözümle -27 dereceyi görmüştüm mesela. Dolayısıyla bu kimileri için bir eksi olsa da alışılamaz bir şey değil bence. Şehrin merkezi eski Rus binalarıyla dolu olduğu için gerçekten göz zevkine de hitap ettiğini söyleyebilirim.
Şehrin bir sinema topluluğu var ve her hafta sinemada bir kült film izleme etkinliği oluyor ve etkinlikten sonra film tartışılıp analiz ediliyor. Bence bu, Kars şartları için muazzam bir fırsat.
Ev bulma süreçleri zor değil. Şehirde oldukça güzel mekanlar var ve zaman geçtikçe sayıları artıyor. Yeni nesil kahvecinden fast-food zincirine kadar birçok şey bulmak mümkün. Dönem dönem konserler, tiyatrolar, müzik dinletileri olsa da bunların düzenli bir şekilde yapıldığını söyleyemem.
Kars’ta yapabileceğiniz en iyi aktivitelerden biri Sarıkamış’a kayağa gitmek. Sarıkamış doğası ve pistlerinin güzelliğiyle kayak yapmayı öğrenebileceğiniz en iyi yerlerden biri olmasının yanı sıra Türkiye’deki en ucuz kayak merkezlerinden biri. Aralık-Mart aralığında kayak yapmanız çok rahat.
Şehir genel olarak uygun bir şehir bence. Ulaşım dolmuşlar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. En son öğrenci 4, sivil 5 TL idi. Şehirde direkt olarak lubunyalar için alan açan bir mekan olmamakla birlikte gittiğiniz mekanların bir çoğunda bir lubunya olarak kendinizi tetiklenmiş hissetmeyeceğinizi düşünüyorum. Ayrıca bazı aralıklarla gerek fakültemizdeki öğrenci kulüplerinin ya da kollarının gerekse de başka fakültelerin düzenlediği partilerde de bir lubunya olarak rahatça sosyalleşebilirsiniz.
Bir lubunya olarak sana bir üniversite yaratma imkanı verilse sana, nasıl bir yer yapardın orayı?
Tabii ki öğrencilerin her şeyin merkezinde olduğu ve bütün kararları onlarla birlikte alan, çeşitliliklere saygılı, herkes için güvenli bir alan yaratmak isterdim.
Kafkas Üniversitesi’ni tercih edenlere söylemek istediğin bir şey var mı?
Üniversitede ve Kars’ta geçirdiğim süreç sonunda fark ettiğim şöyle bir şey var: İnsanlar içinde bulundukları şartları değiştiremeyip, değiştirmek için çaba göstermeyip yalnızca şikayet edip mutsuz olanlar ve içinde bulunduğu şartları kabul etmeyip imkansızlıklar içinde imkan yaratmaya çalışan, kendilerine yeni alanlar açmak için çaba gösterip mutlu olmaya çalışanlar olarak ikiye ayrılıyorlar.
Eğer hayatın her zaman istediğiniz şekilde ilerleyemeyeceğini kabul etmiş ve içerisinde bulunduğunuz şartlarda mutlu olmaya çalışacak biriyseniz tüm dezavantajlarına rağmen burada kendinize çok fazla imkan bulabilir, öğrencilik serüveninizi çok keyifli ve dolu dolu geçirebilirsiniz. Ama eğer böyle biri değilseniz burada bulunmanız sadece size ve çevrenize keyifsizlik verecektir. Bence bu ayrımın hangi tarafında olduğunuzu bilmek tercih sürecinizi kolaylaştırmak adına çok kıymetli olacaktır. Dopdolu, rengarenk, musmutlu bir üniversite hayatı geçirmenizi; çok iyi dostlar, unutulmayacak anılar biriktirmenizi dilerim.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.