“Kantine ilk kez girdiğimde öğrencilerin öldüresiye bakışlarını, yargılayıcı gözlerini, elle işaret ederek sözlü tacizlerini çok net hatırlıyorum.”
Üniversite tercih dönemi, bu yıl (2023) 27 Temmuz ve 8 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek. ÜniKuir olarak, geçen seneden beri Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisiyle bir yola çıktık ve üniversite tercihi yapacak LGBTİ+’lar için önemli olduğunu bildiğimiz bir soruyu yanıtlamaya çalışıyoruz: “Gideceğim üniversitedeki lubunyalar neler yaşıyor?”
Elbette bu seri, tek bir lubunyanın belirli bir dönem içindeki deneyimini kapsıyor. Üniversitenin farklı kampüslerinden, farklı bölümlerinden lubunyaların hatta aynı dersi alanlarının bile tecrübe ettiklerinin birbirinin aksi olabileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü hepimizin deneyimi biricik.
Pek çok üniversitedeki LGBTİ+ özneden deneyim aktarımları aldığımız bu serinin, birkaç ay sonra kampüslere güneş gibi doğacak lubunyalara fikir vermesini umut ediyoruz. Lubunya Tercih Yapıyor (LTY) serisinde, kampüs güvenliğinden barınma sorunlarına, ders içeriklerinden burs imkanlarına, üniversite personelinin tutumlarından şehirdeki koli fırsatlarına kadar pek çok şeyden konuşuyoruz.
Lubunya Tercih Yapıyor dosyası ikinci yılında: Serinin elli birinci konuğu Karadeniz Teknik Üniversitesinden (KTÜ) Emre!
LTY Serisi #50: Amasya Üniversitesinden Firuze anlatıyor
Emre, KTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü 2021 mezunu. Seride yer alan pek çok öğrenci gibi Emre de çok büyük beklentilerle gitmese de üniversite ortamının görece rahat ve farklı görüşlerdeki insanlarla karşılaşma imkanı tanımasını umuyormuş. Ancak beklentilerinin kesinlikle karşılanmadığını hatta gördüğün şeyin çoğu zaman zorbalık olduğunu ifade ediyor.
Kampüsün fiziksel şartlarından memnun olduğunu aktaran Emre, aldığı eğitimin güncel akademik bilgiyi yakalamaktansa tekrara dayalı olduğunu belirtiyor.
Kiralık ev arama sürecinde LGBTİ+ olduğu için sorun yaşadığını ve barınma sorununu çözdükten sonra yaşadığı muhitte esnafın tacize maruz kaldığını aktaran Emre, yaşadıkları sebebiyle (atanmış dışında) cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ifadelerinin dışavurumunun Trabzon’da güvenlik riski yaratabileceğini ifade ediyor. Aynı zorbalığın kampüste de değişmediğini, kampüse ilk girdiği gün dahi insanların damgalamalarına maruz kaldığını anlatan Emre, tuvaletten kantine kadar kampüsteki kamusal alanlarda diğer öğrencilerden gördüğü şiddeti teker teker ortaya koyuyor.
Arkadaş edinmede öğrenci topluluklarının işlevsel olduğunu aktaran Emre, dahil olduğun toplulukların tümü güvenli olmasa da bu alanlarda var olmanın mevcut ayrımcı düzeni bozduğunu belirtiyor. Trabzon’da ve KTÜ’de okuyan bir lubunya olmanın zor olduğunu ifade eden Emre, fobik baskılara ve şiddete maruz kalmasına rağmen mücadeleye devam etmesinin arkasında çevresinde yarattığı değişimin yattığını söylüyor.
Şehre ve kampüse dair deneyimlerini uzun uzun anlatan Emre’de şimdi söz.
Senin tercih döneminden başlayalım mı? Nasıl geçmişti?
Lise son sınıftayken aklımda sahne sanatları veya moda bölümü üzerine bir bölüm okumak vardı. Ama ailemin üzerimde kurduğu baskılar ve tehditler sonrasında üniversite tercihlerim babam tarafından yapıldı. Listeye mühendislik bölümlerini yazdı. Benim müdahalem sadece elektrik-elektronik bölümünü ilk sıraya almak oldu. İstanbul’da doğup büyümeme rağmen aslen Trabzonlu olduğum için ve İstanbul’dan uzaklaşmam için babam ilk sıraya Trabzon’u yazdı. İlk tercihim olan KTÜ-Elektrik/Elektronik Müh. Bölümünü kazanmış oldum. Aslında puanım İstanbul-Ankara-İzmir gibi büyükşehirlerdeki okullara da yetiyordu.
Karadeniz Teknik Üniversitesine başlamadan önce ne umuyordun? Beklentini karşıladı mı?
KTÜ hakkında pek bir bilgim yoktu hatta Trabzon’da üniversite olduğunu da bilmiyordum. Yazları sadece 10 gün kadar Trabzon’daki köyümüze gelip sonrasında geri dönerdik. Trabzon hakkındaki bilgim sadece köyden ibaretti. O yüzden çok bir beklentiyle gitmedim. Kendimi psikolojik olarak zor şartlar olacağına hazırlamaya başlamıştım.
Üniversite ortamı olacağı için daha rahat ve farklı görüşlerdeki insanlar ile karşılaşacağımı umuyordum. Seviyeli tartışmalar ve farklı kimliklerdeki insanlar ile tanışmayı umuyordum… Ama hiçbiri olmadı. Gittiğimde karşılaştığım aşırı yobazlık, yargılanma, aşağılanma, dalga ve alay geçilmesi, küçümsenme, dışlanma ve en kötüsü şiddet oldu.
Nasıl değerlendirirsin KTÜ’nün kampüs atmosferini? Memnun olduğun ve olmadığın şeyler neler?
Trabzon’da yapılacak şeyler çok kısıtlı olduğu için öğrenciler kampüs içerisinde kendileri etkinlik düzenleyerek daha yaşanılabilir bir alan kurmaya çalışıyor. Ben tenis oynuyordum bu yüzden okulun tenis kortlarında bolca zaman geçiriyordum. Spor alanları, yeşil kampüs oluşu ve içerisindeki birkaç kafe okulu daha sosyal bir ortam haline getiriyordu. Kırtasiye, market, kahve gibi ihtiyacım olan çoğu şeyi okuldan çıkmadan bulabiliyordum. Üniversitenin kısıtlı olsa da Erasmus olanağı bir nebze olsa insana umut veriyordu.
Memnun olmadığım konuları ise yaz şenliklerinin olmaması, öğrenci kulüplerine destek verilmemesi, okul içi öğrenci etkinliklerinin kısıtlanması, farklı görüşlere kapalı olmaları en büyük memnuniyetsizliklerim arasında yer alıyor.
Aldığın eğitim hakkında ne söylersin?
Maalesef kaliteli bir eğitim sistemi olduğundan bahsedemeyeceğim. Derslerin içeriği ve ilgili materyallerinde eksikler var. Dersler aşırı tekrar ve bilgi olarak da güncel olmayan konular mevcuttu. Yıllar öncesinden hazırlanan slaytlar hala anlatılmaya devam ediyordu. Akademik kadrodan ziyade akraba kadrolarının olduğu bir yerdi.
Benim iletişimim kuvvetli olduğu için hocalarımla iyi bağlar kurdum bu yüzden dersler hakkındaki görüşlerimi ve sorularıma rahatlıkla sorsam da diğer öğrenciler için bu durum aynı değildi.
Erasmus imkanı diğer üniversiteler gibi. Okul, Erasmus yapmak isteyen öğrencileri belli kontenjanlar dahilinde destekliyor ve ilgili davranıyorlar. KTÜ de yapılacak diğer aktivite ise kütüphanede zaman geçirmek. Yapılacak pek bir şey olmadığı için çoğu öğrenci kütüphaneye gidip hem ders çalışıp hem de sosyalleşiyordu. Kütüphanenin ormanın içinde, deniz manzaralı ve havalimanı pistinin karşısında olması çok güzeldi. Kütüphanede aradığım bütün kitaplara ve ihtiyacım olan bütün çevrimiçi kaynaklara erişim konusunda bir sorun yaşamadım. Kütüphane çalışanları da ilgili ve yardım sever kişilerdi.
Nerede kaldın eğitim hayatın boyunca?
Trabzon’da lubunya iseniz dış görünüş olarak çok belli etmemeniz gerekiyor. Yoksa barınma konusunda sıkıntı çekebilirsiniz. Ben 2 ay ev bulana kadar yurtta sonrasında eve çıktım. 2 sene evde, 2 senede apart dairede tek kişilik odada kaldım. Kalacak yer bulma konusunda dikkat ettiğim en önemli şey, feminen ifadeler sergilememeye dikkat ettim. İnce ses tonum yüzünden bile birkaç ev sahibi evlerine bakmalarına izin vermedi.
2 aylık yurt ve 2 yıllık ev deneyimimde bir sorun yaşamadım. 2 sene kaldığım apartta, yönetim ile ilgili problemim olmadı ama apartın girişinde berber tarafında düzenli olarak sözlü tacizlere maruz kaldım. Kaldığım konum Trabzondaki en yaşanabilir yer olduğu için gidecek başka lokasyonum da yoktu. 2 sene boyunca sözlü tacizler devam etti ama duymamızlığa vurdum ve onlar yokmuş gibi orada kalmaya devam ettim.
Peki bir LGBTİ+ olarak kampüste, derste, yemekhanede, kantinde, tuvalette neler yaşadın, neler deneyimledin?
Üniversite olduğu için açık görüşlü insanlar beklemeyi umarken daha okula girdiğim ilk gün bakışlara maruz kaldım ve hakkımda söylenenleri duymaya başlamıştım.
Eylül ayıydı, kısa bir şort giyiyordum ve elimde clutch (el çantası) vardı. Fakültenin kantinine geldiğimde herkesin beni öldüresi bakışları, yargılayıcı gözleri, elle işaret ederek sözlü tacizleri ve nefret söylemlerini çok net hatırlıyorum. Sonrasında da diğer öğrencilerin aşırı bir göz tacizi içerisindeydim. Boğulma hissiyle bir an önce eve gitmiştim. Yıl 2016’ydı, o zamanlar kampüste benden yaşça büyük kişiler vardı. Sosyal medya hayatımızda daha az etkilediği bir dönem olduğu için insanlar farklı görüşlere daha kapalı ve bir haberdi. Çoğu kişi ilk kez bir lubun slayleyişini (ortalığı kavurmak) görüyordu.
İlk senemde tenis dersinden çıkıp eve giderken bir öğrenci grubu, giydiğim şortun onlara göre kısa ve uygun olmadığını söyleyip uyardılar. Sonra kuytu bir köşede beni dövdüler. Gittiklerinde yerden kalktım ve yüzümü temizleyip yoluma devam ettim. Ertesi gün, daha kısa bir şort ve daha lubun bir kombinle bulundukları yerin önünden geçtim.
Derste sadece 1 kere sınıftan çıkarıldım şortumdan dolayı ve o dersten daha sonrasında kaldım. Onun haricinde herhangi bir hocamla bir sorunum olmadı. Yemekhanede günde 1 kere öğle yemeği çıkıyordu ve çok kalabalık olduğu için yeme alıp çıkmam 10 dakika sürüyordu. Bu sebeple herhangi bir sorun yaşamadım. Tuvalette sözlü tacizlere maruz kaldığım durumlar oldu ama hepsine gerekli cevapları verdiğim için sorunsuz bir tuvalet deneyimi yaşıyordum.
Kantin personeliyle bir sorun yaşamadım ama kantin ortamı gerçekten korkunçtu. Kantine her gelişimde herkesin uzaylı görmüşçesine bakışlarına maruz kalıyordum. İlk zamanlar garip gelse de bir süre sonra alışmıştım. Bu, 4 sene boyunca devam etti. Dışarıdan lubunya olduğum belli oluyordu ve masadan insanların yanından geçerken rahatsız olanların yüzlerine doğru tote çantamı (büyük kol çantası) savuruyordum. KTÜ’de lubun olmanın zorlukları gerçekten var. Tanıdığım çoğu kişi kendini saklardı veya farklı kişiliklere bürünmek zorunda kalırdı. Kampüste iki lubunun yan yana yürüdüğünü çok çok nadir görebilirsiniz. Çoğunlukla tepki ve dikkat çekmemek için kendilerini gizlerler.
Senin deneyimlerin içinde kampüsün, okulun veya yaşadığın şehrin olumlu yönlerinin olduğu bir şeyler var mı?
4 sene boyunca herhangi bir LGBTİ+ etkinliği ya da LGBTİ+ hakları hakkında bir şey yapılmadı. Sadece 1 kere Tıp Fakültesi öğrencileri “Gökkuşağının Altında Çay İçelim” etkinliği düzenledi ve onda da bazı olaylar olduğunu duydum. Onun dışında hiçbir şey yoktu. Hocalarımla aram çok iyi olduğu için bana her zaman yardımcı oldular. Okulda kötü şeyler yaşadığım gibi iyi şeyler de yaşadım. Kampüste denize sıfır kortlarda tenis oynamaktan çok keyif alıyordum. Şehrin olumlu tek yönü doğası başka hiçbir olumlu etkisi benim üzerimde olmadı.
Hocaların LGBTİ+ öğrencilere ve LGBTİ+ gündemlere yaklaşımları nasıldı?
Hocaların birçoğu benim sayemde ilk kez LGBTİ+ öğrenci görüyorlardı. Herhangi bir yorum ya da görüş belirtmeyip sadece ilginç bulup bakıyorlardı ama bu yargılayıcı ya da rahatsız edici bir bakış değildi. Sadece ilk kez lubun görüyorlardı.
Diğer öğrencilerin tutumundan bahsetmiştin, biraz daha anlatır mısın?
İlk seneler biraz zorlayıcı olmuştu genel olarak LGBTİ+ öğrencilerine olumlu bir tavır olmuyor. Kantinde ve sınıfta tek başıma oturmaya alışmıştım. Bölümde laboratuvar gruplarına erkek öğrenciler beni almak istemezdi ve sınıfta yanıma kimse oturmazdı.
Bir keresinde sınıfta bir erkek öğrencinin yanında boş yer vardı ve oturmuştum. Sonrasında biraz sohbet edip arkadaş olmuştuk. Sonraki gün o kişi, bir daha ona selam vermemem için beni çok saçma bir şekilde uyarmıştı. Genel olarak pek sıcak karşılanmıyor ama sizinle aynı vibeda (enerji) olan kişilerle okulda illaki bir şekilde denk geliyorsunuz. Arkadaş edinmemde öğrenci kulüpleri çok yardımcı oldu.
Üniversite personelleri hakkında ne söylersin?
Okulda aktif rol alan bir öğrenciydim bu sebeple idarecilerle sürekli bir diyalog içindeydim. Herhangi bir sorunum olmadı, hepsinin bana yaklaşımı iyi ve samimiydi. Bir keresinde bir öğrenci tarafında tehdit ediliyordum. Güvenliğe durumu bildirdim, anında müdahale ettiler ve bana çok yardımcı oldular.
Üniversite yönetimi peki?
Bence herhangi bir tutumları ya da politikaları yok çünkü KTÜ’de konuşulmayan, konuşulmak istenmeyen bir konu LGBTİ+.
Üniversitende LGBTİ+ öğrenci topluluğu var mı?
Herhangi bir topluluk yoktu. Olmasına da izin verilmezdi bence.
Diğer öğrenci topluluklarını tanıyor musun? Oralarda bir LGBTİ+ olarak var olmak nasıl?
KTÜ öğrenci kulüpleri gerçekten çok başarılı işlere ve etkinliklere imza atıyor. İlgi alanıza göre bir kulüpte kendinize bir yer bulabileceğinizi düşünüyorum. Sosyal kulüpler daha lubun friendli oluyorlar. Tenis, Dağcılık, Yüzme, Dans gibi..
Çok isteyerek girdiğim KTÜ IEEE Kulübünden ilk senemde baskılar ve sözlü tacizlerden dolayı çıkmak durumunda kalsam da son senemde tekrar girerek kafalarındaki kötü ve anlamsız düşüncelerden kurtulmalarına yardımcı oldum. Bir nebze de olsa, daha lubunya-destekçi bir ortam olmaya başladığını söyleyebilirim.
Kampüs deneyimini detaylı bir şekilde aktardın, biraz da şehirden bahsedelim. Nasıl bir yer senin için Trabzon?
Trabzon bence korkunç bir yer. Kampüs dışına çıkıldığı zaman daha da kötü bir yer haline geliyor bence. Halk aşırı yobaz ve kapalı düşüncedeler. Lubunya olarak kendinizi gizlemeniz güvenliğiniz için daha iyi olacaktır.
Birkaç kere giydiklerimden dolayı, ki sadece çantam vardı, genç bir grubun nefret söylemlerine maruz kaldım ve beni çok rahatsız etti. Kıvırmadan ve pek konuşmadan sadece işimi halledip uzaklaşırdım. Güvenli hissettiğim tek yer kampüstü.
Date (randevuya çıkmak) ve koli kültürü de Trabzon’da çok sıkıntılı. Çoğunluk gizli olduğu için pek kolileşilmiyor ve uygulamalardan birilerini bulmak da çok zor. Date kültürü de bu yüzden sıfır. Eve koli atarken de çok dikkatli oluyordum. Lubunya olduğum için herkesin gözü ekstra üzerimdeydi. Yanımdaki herhangi bir erkek için bile “Kesin sevgilisi” ya da “Kesin kolileşiyor” gibi cümleler çok duyuyordum. Bir keresinde bir arkadaşım bu yüzden benle görüşmeme kararı almıştı. Okulda da bu yüzden erkeklerle ders çalışmak ya da not istemek zor oluyordu. Genelde kızlardan not alıyordum ya da notlarımı kendim tutuyordum.
Bir lubunya olarak sana bir üniversite kampüsü yaratma imkanı verilse, nasıl bir yer yapardın orayı?
Sosyal aktivite alanların bolca olduğu; iş ve eğlence dünyasının etkinlikleri ile yurtiçi ve yurtdışı bağlantılı ortak çalışmalarının yapıldığı; herkesin özgürce düşünebildiği ve yadırganmadığı, korkusuz bir şekilde saat sınırsız güvenli hareket edilebilen bir üniversite ortamı yapmak isterdim.
Karadeniz Teknik Üniversitesini tercih etmeyi düşünenlere ne söylersin?
Tercih listenden Trabzon’un son sıralarda olması güvenliğin ve mental sağlığın için daha iyi olabilir. Ama gelmek istiyorsan ya da gelmen kesinse mücadeleye hazırlıklı ol!
Benim motivasyonum şuydu: Fobik zorbalıklarla mücadele vererek çoğu kişinin kafasındaki kalıpları yıktım. Lubunların her yerde olduklarını ve var olmaya devam edeceklerini onlara gösterdim. Başıma kötü şeylerde gelse de çok iyi dostlar edinerek iyi şeylerin de olabileceğini öğrendim.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.