TBMM’de 2025’in ilk haftası: LGBTİ hakları yazılı önergeler, komisyon toplantıları & genel kurulda tartışıldı; nefret ve savunular karşı karşıya geldi
2025 yılının ilk günlerinde TBMM’de LGBTİ+ hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konuları, yazılı soru önergeleri, komisyon toplantıları ve genel kurul konuşmalarında tartışma konusu oldu. Tartışmalar, nefret söylemleri ile hak temelli savunular arasında bölünmüş bir ajandayı ortaya koydu.
Yazılı Soru Önergeleri ve Komisyon Tartışmaları - 3 Ocak
DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş, LGBTİ+ mahpusların AİHM kararlarına rağmen tecritte tutulmasını Adalet Bakanı’na yazılı olarak sordu. “Türkiye, uluslararası insan hakları standartlarına uyumlu olduğunu iddia ederken LGBTİ+ mahpusların tecritte tutulması nasıl açıklanabilir?” diyerek hükümete bu konuda somut adımlar atma çağrısı yaptı.
Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, RTÜK’ün “toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı” olduğu gerekçesi medya kuruluşlarına verdiği yayından kaldırma, yayın durdurma veya idari para ceza sayısı hakkında bilgi istedi. Akabinde, RTÜK’ün, toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine uygun olacak yayınların yapımı ve yayınlanması hususunda çalışması olup olmadığını Kültür ve Turizm Bakanına sordu.
Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu - 9 Ocak
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadın cinayetlerinin ve LGBTİ+’lara yönelik nefret suçlarının arttığını vurguladı. Kaya, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) hitaben, “Paris Prensipleri’ne uygun hareket etmeyen bir kurum, kadınlar ve LGBTİ+’lar için bir güvence olabilir mi?” sorusunu yöneltti.
Genel Kurulda İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+ Hakları - 8 Ocak
TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+ hakları üzerine yapılan konuşmalar dikkat çekti. Farklı siyasi partilerden milletvekilleri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve LGBTİ+ haklarına ilişkin söylemlerle tartışmaya katıldılar.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, dijital platformlardaki LGBTİ+ içeriklerinin “Türk aile yapısına tehdit oluşturduğunu” iddia etti. Akburak, “2025’in Aile Yılı olarak ilan edilmesiyle toplumsal değerlerimiz pekiştirilmelidir. Ancak dijital mecralarda yayımlanan LGBTİ+ içerikler, aile yapımızı yozlaştırmaktadır” dedi. Ayrıca RTÜK’ün bu içeriklere yönelik yaptırımlarını artırmasını talep etti.
HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, İstanbul Sözleşmesi’ni ve LGBTİ+ derneklerini hedef aldı. Demir, “İstanbul Sözleşmesi, aileyi ve toplumsal değerleri tahrip eden sapkın bir ideolojiyi devletin her kademesine taşımıştır. Bunun sonuçları, sokaklarda ahlaksızlık olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı. Demir ayrıca, LGBTİ+ örgütlenmelerinin kapatılması ve dijital platformlardan tamamen yasaklanması gerektiğini belirtti.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik bu söylemlere sert tepki gösterdi. Başarır, “İstanbul Sözleşmesi, kadınların yaşam hakkı demektir. Ancak burada bir milletvekilinin bu sözleşmeye sapkınlık demesi utanç vericidir. Asıl sapkınlık, kadına şiddeti görmezden gelen zihniyettir” dedi. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin Türkiye’yi uluslararası arenada yalnızlaştırdığını ve AİHM kararlarına ters düştüğünü vurguladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali sonrası yaşanan kadın cinayetlerindeki artışa dikkat çekti. Koçyiğit, “Bir gece yarısı kararnamesiyle kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam hakları yok sayıldı. İstanbul Sözleşmesi, kadınların kanlarıyla kazanılmış bir haktır. Şimdi kadın cinayetleri ve nefret suçları korkutucu boyutlara ulaştı” dedi. Koçyiğit ayrıca, Türkiye’nin AİHM tarafından mahkûm edildiği Nahide Opuz davasını hatırlatarak, sözleşmenin bu davadan ilham alarak hazırlandığını ve Türkiye için tarihî bir kazanım olduğunu belirtti.
Genel Kurulda yapılan tartışmalar, İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+ haklarının, Türkiye’deki toplumsal çatışmanın merkezinde yer aldığını bir kez daha gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’ni savunan milletvekilleri, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam haklarının devlet eliyle güvence altına alınması gerektiğini vurgularken; muhafazakâr siyasetçiler, bu hakları “toplumun değerlerine tehdit” olarak görmeye devam etti.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.