“Tarihin doğru tarafında olduğumuzu biliyoruz”
ODTÜ’deki son Onur Yürüyüşü’nün üzerinden üç sene geçti. 2019’da kampüsteki yürüyüşe katılan, polis şiddetine maruz kalmalarına rağmen yargılanan öğrenciler geçen yıl beraat etti. Pandemi nedeniyle yürüyüş iki yıl üst üste yapılmadı.
Şimdi sıra 10. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde. ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, HATIRLA sloganı ile hem 5. ODTÜ Onur Haftası hem de 10. ODTÜ Onur Yürüyüşü için çağrıda bulundu. Etkinliklerle geçecek haftanın sonunda ODTÜ geleneğinin önemli bir parçası tekrar yaşatılacak.
ÜniKuir, Dayanışma’dan aktivistler Ilgaz ve Ali ile Onur Haftası öncesi hazırlıkları, motivasyonları ve nasıl hissettikleri üzerine konuştu.
Onur Yürüyüşü’nü neden yapmak istiyorsunuz, aslında bir soru değil artık sebepleri çok açık. Şu taraftan sorabilirim ama: Yıllardır ODTÜ olsun Boğaziçi Üniversitesi olsun kurtarılmış bölge gibi algılanıyordu. Buralarda aktivizm yürütmek sanki çok kolay gibi. Ama öyle olmadığını sıkça gördük. Buradan yola çıkarak, sizin motivasyonunuz ne bu süreçte, neden ODTÜ için kilit bir noktada duruyor yürüyüş?
Ilgaz: OHAL’den itibaren başlayan yasaklar, bu yasaklar sonucunda zaten kısıtlı olan haklarımızın geri çekilmesi sonucunda bu hakların peşini bırakmayacağımızı göstermek açısından önemli. Aynı zamanda kampüste fobinin de arttığını düşünüyorum. Gerek transfobi gerek mülteci düşmanlığı gerek ırkçılık… Hepsi çok arttı. Yeni gelenlerin, özellikle pandemi sürecinde okula gelememiş olanların önceki kültürü yeniden edinebilmesi için devam ettirmemiz ve peşini bırakmayacağımızı söylememiz önemli.
Ali: Kampüste uzun süredir aktarılamayan bir hafıza var ve bu hafıza ciddi anlamda yitiriliyor. Biz gündelik olarak bunları anlattığımız bir döneme girmeye başladık bir yerden sonra. Yemekhane eylemi oluyor, orada turnikelerden atlamak inanılmaz radikal geliyor. Fakat, bu tarz eylemlilikler ODTÜ’nün kültürü aslında. Turnikeden atlamak bunun çok küçük bir örneği. Çok daha büyük şeyler yapıldı. Dersler uzun süre boykot edildi, bir hafta hocalar dahil kimse okula gitmedi. Böyle bir okulda eylemlerin radikalleştirilmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ya da Üçlü Amfi’nin gökkuşağına boyanması bile vandallık olarak adlandırılıyor. Alanlarımızı tutamadıkça bu alanların işgal edildiğini görüyoruz.
ODTÜ’deki farkı şurada görüyorum ben: Metropol olmayan şehirlerde genelde fobik saldırıların öğrencilerden geldiğini gözlüyorum. Boğaziçi ve ODTÜ gibi alanlarda öğrencilerin fobisi yok mu? Var ama Onur Yürüyüşü’ne müdahale edecek kadar değil. Bizim daha çok karşımıza çıkan şey, saldırıya varan ciddi polis müdahalesi oluyor. Devletin direkt sistematik ayrımcılıkları ile karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden bu alanlardaki mücadelenin farklılıklar taşıdığını düşünüyorum.
İktidarın sistematik şiddeti diyorsak bir bileşeni olarak da 9. ODTÜ Onur Yürüyüşü’nden hatırladığımız, polisi kampüse davet eden rektörlük akla geliyor. 10’uncusunu düzenlerken üniversite ile ilişkiler ne durumda?
Ilgaz: Biz zaten rektörlükten izin almayacağız, anayasal hakkımız olan bir yürüyüş olduğu için. Fakat güvenliğimizi sağlamak adına rektörlükle randevu alıp, güvenliğimizin sağlanmasını istediğimizi ilettik. İçeri polis sokacaklarını doğrudan söylemediler; ama direkt “Yürüyüşü yapmayın” dediler. Bazı imalarda bulundular, “Başınıza bir şeyler gelir” gibi şeyler söylediler. Polisin girmeye çalıştığı takdirde müzakere edip, engellemeye çalışmayacaklarını anladık biz bu konuşmadan.
Ali: Genelde sessizleşmemizi ve küçülmemizi istiyorlar. Etkinliklerimizin dışarıya çok fazla duyurulmamasını, yürüyüş gibi gelenekselleşmiş ve tırnak içinde toplumun dikkatini çekebilecek, şimşekleri okul yönetiminin üstüne çekecek şeyler istemiyorlar. Yönetim şöyle dedi: “Okula tepkiler gelecek, yapmayın diyecekler” gibi net bir ifade vardı.
Hazırlıklarınızdan bahseder misiniz biraz?
Ali: O hafta (6-10 Haziran) sabahları motivasyon etkinlikleri, akşamları da çoğunlukla bilgileneceğimiz ve güncel konular hakkında konuşmacılar çağıracağımız etkinlikler olacak.
Ilgaz: Etkinlikleri, olabildiğince kesişimsel bir dayanışmaya ihtiyacı olan kişileri kapsayacak şekilde yapmaya çalıştık. Nöroçeşitlilerin, mülteciler lubunyaların yararlanabileceği ve aynı zamanda bizim onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi öğreneceğimiz etkinlikler planladık.
Ali: Boğaziçi’nde yaşananlardan sonra elbette çok güvende hissetmiyoruz kendimizi. Bu süreçte güvenlik ve haberleştirme adına ulusal ve uluslararası örgüt ve kurumlarla temas kuruyoruz. Tüm dünya görecek ve izliyor olacak. Herkesin gözü bu yürüyüşte olacak. Herhangi bir müdahale olması durumunda iki-üç kere düşünecekler.
Bu süreçte kaygı duymak kadar doğal bir şey yok elbette. Yine de sizi güçlendiren şeyler de oluyor mu?
Ali: Güvende hissetmediğimi söyledim ama korkmuyorum. Aslına bakarsan çok heyecanlandırıyor bu durum beni. Öncelikle, tarihin doğru tarafında olduğumuzu biliyorum ve bu yürüyüşler bizim hakkımız. Üstümüzde kurulan baskı bunları değiştirmeyecek. Bizi iyi hissettiren şey, bir kitlenin orada toplanması ve hepimizin tek bir amaç için yürümesi: Lubunyayı görünür kılmak ve lubunya mücadelesine destek vermek. Bana sadece bu ruh yetiyor açıkçası.
Ilgaz: Beni en çok heyecanlandıran şey, apolitik olan lubunyanın bile Onur Yürüyüşü’ne geleceğini söylemesi. Politik olmayan insanların bile politik bir düzlemde hak mücadelesi için birleşebilmesi ve bunun heyecanlı olmaları beni bayağı motive ediyor. ODTÜ’nün apolitikleşmesi ve haklarımızın geri çekilmesinin kanıksanması oluşmaya başladığını söylemiştim. Bu sebeple, insanların politik bir düzeyde birleşebilecek olması bana umut veriyor.
Ne söylemek istersiniz bu röportajı okuyacak kişilere?
Ali: Öncelikle lütfen 10 Haziran günü takipte olsunlar. Sosyal medyadan ayrılmasınlar. Gelebilecek ODTÜ’lü öğrenciler gelsin. Bizi yalnız hissettirmeyecek her şey çok değerli. Nereden olursa olsun, desteğe çok ihtiyacımız var.
Ilgaz: Yalnız hissetmememiz için sadece öğrencilerden değil, akademisyenlerin, işçilerin de bizimle dayanışmalarını çok isteriz.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.