“İktidara ve kayyımlarına: Bizler direnerek var olan lubunyalarız; sizden öncekileri nasıl gönderdiysek siz de gideceksiniz, biz kalacağız.”
Fotoğraf: Boğaziçi Direnişi
Boğaziçi Üniversitesi’nde 20 Mayıs’ta gerçekleşen 9. Boğaziçi Onur Yürüyüşü’ne yönelik saldırı, başta LGBTİ+'lar olmak üzere üniversite bileşenlerini bir süredir hedef alan sistematik şiddetin son örneği oldu. Boğaziçi Üniversiteli LGBTİA+ Çalışmaları Kulübü’nün (BÜLGBTİA+) çağrısıyla yürüyüş için toplananlara polis saldırdı, 70 kişi işkence ile gözaltına aldı.
Polis, 9. Boğaziçi Onur Yürüyüşüne saldırdı
Yaşananların ardından Türkiye’nin pek çok farklı yerinde aktivizm yürüten 20 üniversiteli LGBTİ+ topluluktan ortak açıklama geldi. BÜLGBTİA+ ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki LGBTİ+’larla dayanışmayı bırakmayacaklarını açıklayan topluluklar, kapatılan kulübün adını uzun süredir “kampüs kampüs, üniversite üniversite, şehir şehir” görünür kılmaya devam ettiklerini hatırlattı.
20 Mayıs'ta kampüs içinde yaşanan şiddet biçimlerinin sıralanarak karşı çıkıldığı açıklamada toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik ihlallerin kabul edilemez olduğu bildirildi.
Metnin imzacısı topluluklar şöyle: 7tepe7renk, Ankara Üniversitesi Queer Araştırmaları Topluluğu, Başkent Kuir, Cumhuriyet Üniversitesi LGBTİQA+ Öğrenci Topluluğu, Hacettepe Üniversitesi Kuir Araştırmaları Topluluğu, İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu, İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Cins Arı, İTÜ Kadın+ Dayanışması, İzmir Ekonomi Üniversitesi Feminist ve LGBTİ+ Öğrenci Kulübü (Mor Kolektif) , Koç Üniversitesi Kuir, KuirADÜ, KuirAYBÜ, KuirMar , Lavender LGBTİQ+, Mülkiye Kadın ve LGBTİ+ Dayanışması, ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması , ÖZÜ LGBTİQ+ Öğrenciler, Queer Akdeniz, TAU LGBTİQ+ Topluluğu, Sabancı Cins+ Kulüp
"Üniversiteli LGBTİQA+ toplulukları olarak Boğaziçi 9. Onur Yürüyüşü’nde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gasp edilen ve gözaltında işkenceye maruz bırakılan tüm arkadaşlarımızla dayanışma içindeyiz.
502 gün önce akademik özgürlüğü ve özerkliği ihlal ederek yapılan kayyım rektör atamasından sonra, iktidar ve iktidarın sahip olduğu kayyım zihniyeti tarafından LGBTİQA+ları hedef gösteren, kriminalize eden nefret politikaları etkisini iyice arttırdı. Bu süreci; hukuksuz uygulamalarla birçok LGBTİQA+ öğrencinin sindirilmeye çalışılması, BÜLGBTİA+ kulübünün kapatılması takip etti. Elbette Boğaziçi’nde yaşanan bu olaylardan sonra, diğer üniversitelerde bulunan kayyımlarca LGBTİQA+ topluluklar üzerindeki baskılar arttırılırken iktidar ile yandaş medyaca fobik söylem ve politikalar yaygınlaştırıldı, gökkuşağı bayrağı davalara konu yapılarak terörize edildi.
ÜniKuir'den basın açıklaması: Kayyumlar Gidecek, LGBTİ+'lar kalacak
Gerçekleştirilen bu nefret eylemlerine karşı lubunyalar olarak kapatılan BÜLGBTİA+’nın adını “bir kulüpte değil her yerdeyiz” diyerek kampüs kampüs, üniversite üniversite, şehir şehir dayanışmayı büyüterek görünür kılmaya devam ettik. BÜLGBTİA+ da gullümünü ve madiliğini sürdürerek söz üretmeye devam etti. Bu seneki onur haftası kapsamında birçok etkinlikle birlikte Boğaziçi 9. Onur Yürüyüşü’nü de duyurdular.
20.05.2022 tarihinde düzenlemesi planlanan Onur Yürüyüşü’nü engellemek için kayyım Naci İnci tarafından Taş Oda konserleri bahane edilerek tüm açık hava etkinlikleri toplanma saatinden dakikalar önce tek bir maille yasaklandı. Kayyım rektörün hukuksuz yasağına rağmen LGBTİQA+lar onur yürüyüşünü gerçekleştirmek üzere güney kampüste yoğun sivil polis ve ÖGB baskısı altında toplandı. BÜLGBTİA+’nın kullanımına kapatılan eski kulüp odasının bulunduğu bina önünde basın açıklaması gerçekleştirmek için yürüyen grup çevik kuvvet tarafından ablukaya alındı. Abluka altındaki arkadaşlarımız yerde sürüklenerek, ters kelepçe yapılarak işkenceyle gözaltına alındı. İşkence gözaltı boyunca da sürdürüldü. Gözaltına alınmaya çalışılan arkadaşlarımızla dayanışmak için kampüse gelen diğer öğrenciler ÖGB tarafından hukuka aykırı biçimde kampüse alınmadı.
Boğaziçi 9. Onur Yürüyüşünde barışçıl bir biçimde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan arkadaşlarımızın insan hakları ve evrensel hukuk ilkeleri çiğnenerek polis şiddetine maruz bırakılmasına karşı çıkıyor, varlıklarımızı görünmez kılmak için üretilen bahane kararları kabul etmiyoruz. Bu müdahalelerin iktidarın artan nefret politikalarının eseri olduğunu biliyoruz ve reddediyoruz. Son olarak iktidara ve kayyımlarına hatırlatmak istiyoruz: Bizler geçmişten beri sizlere karşı direnerek var olan lubunyalarız; sizden öncekileri nasıl gönderdiysek siz de gideceksiniz, biz kalacağız."
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.