Sa, ÜniKuir ve SPoD’un üniversiteleri izleme raporunu, yıllar önceki kampüs deneyimlerinde gezinerek yorumluyor.
ÜniKuir ve SPoD’un Ankara ve İstanbul’daki devlet üniversiteleri özelinde “Üniversitelerde LGBTİ+’lara Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Raporu”nu okudum. Ben 2000-2004 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde eğitim görmüş bir akademisyenim. O günlerden bugüne Türkiye akademisinin genel itibariyle nasıl bir yer olduğu konusunda pek iyi deneyimler edinmedim. Ama Gazi Üniversitesi gördüklerim arasında EN KÖTÜsüydü, gerçekten.
Gazi Üniversitesi’nde LGBTİ+ bir öğrenci olmak, memleketimizin karanlık sokaklarında LGBTİ+ olmak gibi bir şeydi benim dönemimde. Üniversite, çeteler tarafından ele geçirilmiş olduğundan cinsel yöneliminiz ve cinsiyet kimliğiniz bir yana; sakalınız, gülüşünüz, küpeniz, dinlediğiniz müzikler, Ramazan ayında oruç tutup tutmamanız ya da çete üyelerinden birinin (çoğunlukla cis-hetero bir erkeğin) hoşlandığı kıza yan bakmanız bir gerginlik nedeni, dolayısıyla dayak yemeniz an meselesiydi.
Neyse ki kendi arkadaşlarımdan ördüğüm güvenli duvar sayesinde okula gidip gelmeyi, gülmeyi ve inceden inceye mücadele etmeyi sürdürebiliyordum. Ancak şunu da belirteyim ki, arkadaşlardan ördüğüm bu duvar da sık sık sarsılıyor, gediklerle, çöküklerle devrilip dağılmak için an kolluyordu.
Bu hatıralar eşliğinde ÜniKuir ve SPoD’un ilgili raporunu kuirizlem.org adresi üzerinden incelediğimde birazcık şaşırdığımı hatta hafiften umutlandığımı ifade etmeliyim. Daha ilk tabloda “Ders Başlığında Anahtar Sözcük Taşıyan 12 Zorunlu Ders” bilgisini görünce, ya bunlar gerçekten Gazi’den mi bahsediyorlar diye düşünmekten kendimi alamadım. Öte yandan seçmeli derslerin de sayısı hiç az değildi (13). Rapordaki anahtar kelimelerin ne olduğunu da göremediğimden[1], bu (son zamanlarda hükümetin sözde kadın politikaları nedeniyle artan) kadın üzerine dersleri temsil ediyor olmasın dedim? İçimden. Yani başlığında “Toplumsal Cinsiyet”, “Cinsel Yönelim” “Cinsiyet Kimliği” hatta direkt “LGBTİ+” geçecek bir ders hayal bile edemedim. Bu hayal gücü eksikliği tabii ki, fen bilimleri alanında eğitim görmüş olmamla da ilgili olabilir. Sosyal bölümlerde ne tür dersler nasıl açılır çok bir fikrim yok belli ki. Neyse, bu konuda çok da söylenmeme gerek yokmuş. Zaten tablonun altında bahsi geçen 13+12=25 dersin 18’inin “Kadın Sağlığı” üzerine olduğu açıklanmış. Sonrasında şöyle bir ifade var ama “…cinsel sağlık üzerine seçmeli ve cinsel gelişim üzerine seçmeli birer ders bulunmaktadır.” İki konu da “cinsel yönelim”den ve “cinsiyet kimliği”nden bahsedilmeden çok kolay işlenebilir. Dersi veren hocalar özel olarak aydınlanmamışlar ise bu iki dersin de “cis-heteronormatif söylemler yığını” olduğuna bahse girerim.
Tabloyu incelemeye devam ettiğimde “Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği”nden de iyi puan alınmış olduğunu gördüm. Ama açıkçası bunu da çok ciddiye almadım. Çünkü şu anda çalıştığım üniversitede de bir Kadın Araştırmaları Merkezi var, ama 8 Mart’ta çiçek dağıtmak ve meme kanseri farkındalık toplantısı düzenlemek dışında bir iş yaptığını görmedim.
Aynı tablonun, bir alt bölümünde “Kampüslerdeki 8 Mart Etkinliklerinin Sayısı”nı 14 olarak okuduğumda, öğrencilik yıllarımdaki feminist arkadaşlarımı düşündüm. Onların da gerçekten katılmak isteyeceği etkinlikler miydi bunlar? Yoksa, sadece “bakın biz de etkinlik yapıyoruz” diye “bayan”lara çay mı dağıtmışlardı? Bunu, içtenlikle merak ettim.
Üniversitede; “LGBTİ+ hakları bağlamında” terimini içeren hiçbir aktivite ve girişim yok. Bu terimi içeren bütün sorulardan 0 (sıfır) puan alınmış. Bu bilgi beni hiç mi hiç şaşırtmadı. Çünkü gerçekten Gazi Üniversitesi’nin Teknik Bilimler, Fen-Edebiyat ve Eğitim Fakültelerini içeren Beşevler Kampüsü korkutucu atmosfere sahip, tedirgin edici bir yerdi.
Bu ilk tablo, ki adını vermek gerekirse “Üniversitelerde LGBTİ+’lara Yönelik Ayrımcılık Göstergeleri” tablosu, beklediğimden (çünkü gerçekten en kötüyü, temiz bir 0 “sıfır”ı bekliyordum) iyi olsa da 28 üzerinden 7 alınan bir tablo olmuş. Dediğim gibi, burada “iyi gibi okunan” bazı şeylerin de uygulamada o kadar iyi olmadığına dair bir sezgiye sahibim. Nitekim, Gazi Üniversitesi azımsanmayacak süreler boyunca mafyalar ve çeteler tarafından terbiye edilmiş bir kültüre sahiptir. Eğitim kalitesine şükran borçlu olsam da kampüsteki “hapis hayatı”mızı görmezden gelemem.
Bunu takip eden diğer iki tabloda da durum pek iç açıcı değil, ama ilk iki tablonun arasındaki açıklama metninde şöyle bir ifade var: “…yapılan tarama sonucunda LGBTİ+ ve queer odağında toplam 8 yayın bulunmuştur.” Burada bahsi geçen yayın “makale, tez, bildiri” gibi akademik üretimler. 8 sayısı beni şaşırttı. Yani bravo, iyi cesaret!
Bundan sonraki bazı tablolar böyle boşluklarla (0, sıfırlarla) devam ederken sondaki öğrenci görüşmeleri ilginç şeyler gösteriyor diye düşündüm. Görüşmelere 2016 sonrası öğrencilerin katılımı daha yüksek. Bu da üniversitemin güncel durumunu öğrenmek için harika bir fırsat sunuyor. En yüksek değerin 100 olabileceği bazı “durumlar”dan alınan puan insanı kahırlara gark ederken, bazıları gözlerde bir umut pırıltısı oluşturabiliyor.
Kötü yana pek odaklanmadan üç cümleyi öne çıkarayım: “Öğrenciler LGBTİ+ hakları konusunda bilgi sahibidir” maddesi özelinde 46,83 skoru hiç fena değil.
“Öğrenciler kendi aralarında iletişim kurarken toplumsal cinsiyet eşitliği gözetir” maddesine ilişkin skor 53,57. Buna ben de katılırım gerçekten. Kendi sınıfımda da aşırı cinsiyetçi bir tavırla karşılaşmadım hiç.
“Arkadaş ortamında LGBTİ+’lara dair meseleler olumlu bir atmosferde konuşulur” maddesinin skoru 46.03. Bu benim kendi deneyimim için de geçerli. Gerçi kendi seçtiğim arkadaşlar arasında olumsuzlukla konuşulması çok mümkün olmazdı herhalde. Hatta kimileri sırf arkadaşları olduğum için LGBTİ+’lara karşı gerçek hislerini bastırıyor da olabilirlerdi tabii. Bunu bilemem…
En son tablo olarak verilen LGBTİ+’lara Yönelik Ayrımcılık Ölçeği bana eski günlerimi anımsatan, üzülmeme neden olan ama sunulduğuna memnun olduğum bazı cümlelere sahip. Örneğin “Üniversite içerisinde LGBTİ+’lar psikolojik şiddete maruz bırakılmazlar” maddesi 28,00 skor almış. Benim dönemimde sorulsaydı belki puan daha düşük olabilirdi, bilmiyorum. O sıralarda kampüste psikolojik şiddete maruz kalmayan tek bir kişi bile olmadığını düşünüyorum.
“Ders dışı akademik faaliyetlerde (seminer, çalıştay, atölye vb.) LGBTİ+’lar ayrımcılığa uğramaz” skoru %41,50. Aklıma yaptığımız bir fabrika gezisi geldi. Kızlarla ip atlıyorum diye cis-hetero-erkek bir hocam “Çükün düşecek” demişti. Açıkçası bunu komik bir espri olarak düşünmüştüm. Ayrımcılık olarak algılamamıştım. Sadece erkekliği çükle ilişkilendirmesi sorunluydu. Ama bende bu cümleye çok düşük puan vermezdim. Yani puan beklediğim gibi.
Dürüst olmak gerekirse, üniversitede akademik personelin ya da belki üniversite yönetiminin kendisinin, baskıcı olduğunu çok düşünmedim. İçeride konuşlanmış çete/mafya grupları idi bizim asıl sorunumuz. Hiçbir hocamızla bir problem yaşamadık. Sınıf arkadaşlarımız arasında da bir çatışma olmuyordu. Ama tabii, okul yönetimi o zorbalara göz yumuyordu. Belli ki onların tarafındaydılar. Bu bizi üzüyordu. Yine de güzel arkadaşlıklar sayesinde gençliğimizi heba etmeden bitirdik okulumuzu.
Ve Ankara tabii. Üniversite’nin Ankara’da bulunuyor olması bize büyük bir avantaj sağlıyordu. Kaos GL’ye gidip gelmeler, birçok eğlence/kültür mekanında farklı üniversitelerden gençlerle etkileşebilmek vs. bunlar şu an görev yaptığım okulda okuyan öğrencilerin sahip olamadığı fırsatlar.
Şimdiki aklım olsa tekrar gidip Gazi Üniversitesi’ni seçmezdim. NO! Ama tekrardan Ankara’da okumak isterdim, o kesin. O şehirde kurduğumuz dostluklar, deneyimlediğimiz mücadele, edindiğimiz bilgi ve görgü, hâlâ severek yâd ettiğim kazanımlardır.
Uzun bir yazı oldu. Sabırla buraya kadar gelebildiyseniz, çok teşekkür ederim size.
Dayanışmayla.
[1] Çalışmada izlenen anahtar kelimeler ve detaylı bilgi için raporun yöntem bölümünü inceleyebilirsiniz. Müfredat incelemesinde izlenen anahtar kelimeler ise şu şekilde “beden, cinsel/cinsellik, cinsel yönelim, cinsiyet, erkeklik, eşitlik, eşitsizlik, feminist/feminizm, insan hakları, kadın, LGBTİ+/LGBT, kuir/ queer, toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitliği, sivil toplum”.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.