Direniş melodileri arasında mikrofona ulaşan üniversiteli feministler ve kuir topluluklar, bir araya gelerek ortak mücadelelerini görünür kıldı.
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde yer alan FestivalPark, 8 Nisan 2025 Salı günü dayanışma sahnesine ev sahipliği yaptı. Farklı sanatçıların tek çatı altında dayanışmaya destek olduğu sahnede, direniş melodileri arasında mikrofona ulaşan üniversiteli feministler ve kuir topluluklar, bir araya gelerek hem ortak mücadelelerini görünür kıldı hem de cezaevinde tutulan lubunya arkadaşlarına destek mesajlarını kamuoyuyla paylaştı.
Etkinlik sırasında feminist ve kuir öğrenci toplulukları hazırladıkları ortak dayanışma bildirilerini okudu. Katılımcılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa ve devlet baskısına karşı birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaparken, tutuklu arkadaşlarına da yalnız olmadıklarını hatırlattı.
“Üniversiteli kadınlar ve lubunyalar olarak iktidarın saldırılarına karşı kampüslerden sokağa, binlerce sıra arkadaşımıza, irademize, geleceğimize sahip çıkmak için alanlardayız. Kampüslerimizden alışık olduğumuz kayyum uygulamalarına karşı demokratik üniversite, tek adam uygulamalarına karşı da demokratik yaşam talebini yükselttik.”
Etkinlikte, gözaltı süreçlerinde yaşanan hak ihlalleri ve cinsel şiddet de sert şekilde eleştirildi. Katılımcılar, çıplak arama işkencesi ve lubunyalara yönelik sistematik ayrımcılığı teşhir etti:
“Kampüslerimizdeki ÖGB saldırılarına, sokaklardaki polis barikatlarına karşı mücadele ederken gözaltında kadınlara ve lubunyalara yönelik dayatılan çıplak arama işkencesine, cinsel şiddete ve tacize karşı susmadık ve susmayacağız.”
Erkek egemen sisteme karşı verdikleri mücadeleyi hem söylemde hem eylemde sürdürdüklerini belirten konuşmacılar, kullandıkları dilin de bu dönüşümün bir parçası olması gerektiğine dikkat çekti:
“İşkence insanlık suçudur diyerek erkek devlet şiddetine karşı bir araya geldik. Hayatlarımızın her anında olan erkek egemen zihniyeti dilimizde ve söylemlerimizde yıkmak, küfrü ve eril söylemleri üretmemek; iktidarın kadın düşmanlığına ve nefret politikalarına karşı mücadele etmek demektir. Kabul etmiyoruz.”
Lubunyafobik yaklaşımların devlet politikalarıyla nasıl iç içe geçtiği de konuşmaların odak noktalarından biriydi:
“Lubunyafobik yaklaşımı sürdürmek demek, iktidarın lubunyaların temel baki özelliklerine saldırarak çıkarttığı yasa tasarılarını meşrulaştırmasına, lubunyaların toplumdan ötekileştirilmesine yol açmak demektir.”
Son olarak, alanda bir araya gelen kadınlar ve lubunyalar, birlikte direnme kararlılıklarını yineledi:
“Bu mücadeleyi kapsayıcı, eşitlikçi ve erkek egemenliğinden arınmış bir hale dönüştürmek için gerek üniversitelerde aldığımız forumlarda gerekse birlikte direndiğimiz eylem alanlarında kadınlar ve lubunyalar olarak sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
Etkinlik, tüm katılımcıların hep bir ağızdan haykırdığı “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!” sloganıyla son buldu.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.