Yürüyüş öncesi bir yandan sessizlik devam ederken, bir yandan tepkiler büyüyor.
Sivil toplum kuruluşu iddiasındaki 150 grup, 18 Eylül Pazar günü LGBTİ+’ları hedef almak için İstanbul Fatih’te bir araya gelecek. Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu adı altında buluşarak yürüyüş organize eden grup, LGBTİ+ nefretini toplumun geneline yaymaya çalışırken nefret kampanyasının başını çeken Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği de televizyon ve radyolarda yayınlanması için bir tanıtım videosu hazırladı. Video “kamu spotu” olarak ücretsiz biçimde yayınlanmak üzere RTÜK onayını da aldı.
Nefret kampanyası sürerken LGBTİ+’lar ve hak savunucuları da yürüyüşe tepki göstermeye devam ediyor. Öte yandan bazı partiler, sivil toplum örgütleri ve sanatçılar da LGBTİ+ var oluşları daha da tehlike söz konusu hedef göstermeyi kınayan açıklamalar yapıyor.
Nefret için "Büyük Aile Buluşması", nefrete karşı LGBTİ+ belgeseli izleyen aileler
Son olarak, üniversiteli LGBTİ+ toplulukları ortak ses çıkarak lubunyalara seslendi ve yalnız olmadıklarını hatırlattı. 24 topluluk, yürüyüşten bir gün önce yayınlandıkları metinde nefret kampanyalarını örgütleyenlere ve nefrete karşı ses çıkarmayanlara tepki gösterdi.
“Nefret suçlarına karşı durması gereken siyasi partiler, barolar ve STK’ler kendi oy, koltuk, rant vb. çıkarları için her geçen gün harlanan bu alevin kendilerine sıçramayacağını düşünüp sessizliğe gömülüyor.”
Pazar günü Saraçhane Parkı’ndan başlayacak LGBTİ+ karşıtı yürüyüşe devlet desteğine dikkat çeken mektup, Onur Haftalarında ve Onur Yürüyüşleri’nde LGBTİ+’ların maruz kaldığı şiddeti, yasakları ve baskı politikalarını bir kez daha hatırlattı. Topluluklar, her şeye rağmen kampüste, sokakta, iş yerinde hatta evde direnmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Geçtiğimiz günlerde Yesevi Alperenler Derneği ve 150 sözde STK “Fikirde birlik ve mücadele platformu” adı altında bir araya gelerek LGBTİ+ karşıtı bir yürüyüş düzenleyeceklerini duyurdular. Bu yürüyüşün aile mefhumunun ardına sığınıp biz LGBTİ+’ları hedef haline getirerek şiddete teşvik eden bir nefret yürüyüşü olduğu ortadayken “demokratik” bir yürüyüşmüş gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Biz LGBTİ+lar bizlere yöneltilen şiddete ve nefrete karşı, haklarımız ve yaşamlarımız için barışçıl gösteri yürüyüşü hakkımızı kullanmaya çalıştığımızda günler öncesinden hukuksuz yasaklar koyanlar, bizleri işkenceyle gözaltına alanlar bu nefret yürüyüşüne destek oluyor, hatta sözde devlet kurumu olan RTÜK bu nefret organizasyonunun devlet eliyle gerçekleştiğini aleni biçimde göstermek için davet videosunu “kamu spotu” olarak yayınlama kararı alarak açıkça suça ortaklığını ilan ediyor. Nefret suçlarına karşı durması gereken siyasi partiler, barolar ve STK’ler kendi oy, koltuk, rant vb. çıkarları için her geçen gün harlanan bu alevin kendilerine sıçramayacağını düşünüp sessizliğe gömülüyor.
Biz aşağıda imzası bulunan Üniversiteli LGBTİ+ Toplulukları olarak, yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizin bu nefret yürüyüşünü gerçekleştireceklerden, bizleri her alanda sansürlemeye çalışırken homofobiyi, transfobiyi yaymayı görev edinmiş RTÜK’ten, kameraların önüne geçip lubunyaları hedef göstermek için fırsat kollayan suç işleri bakanından, “lezbiyen mezbiyen yok öyle bir şey” diyerek sanki yıllar önce bizlere cici görünmek için çelenk yollamamış gibi bizleri yok sayan cumhurbaşkanından daha büyük olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Lubunyaları görmezden gelerek, marjinalleştirmeye ve kriminalize etmeye çalışarak yok edebileceklerini sananlar bilsin ki, kampüslerimizde olduğu gibi sokaklarda, iş yerlerimizde hatta evlerimizde, hayatın her alanında direnmeye devam edeceğiz. Bizleri daha önce de Esat-Eryaman’dan, Ülker Sokak’tan silmeye çalıştılar, Süleyman’lar hep vardı ama hepsi geldi geçti, kalanlar bizlerdik, mücadelemizdi. Yine öyle olacak!
Onların nefretine karşı bizler gücümüzü; varoluşumuzdan, özgür, eşit, sınıfsız, sınırsız sömürüsüz yaşama olan inancımızdan, gullümümüzden, madiliğimizden, en önemlisi dayanışmamızdan alıyoruz. Mücadelemizi Taksim’den, Ankara’dan, ODTÜ ve Boğaziçi Onur Yürüyüşleri’nden, ülkenin dört bir yanında inatla bir araya gelen üniversite topluluklarından, seçilmiş ailelerimizden alıyoruz. Direncimizi Pürtelaş’ta, Bornova Sokak’ta, Küçük Bayram Sokak’ta direnen trans seks işçilerinden, Boysan’dan, Zeliş’ten, Hande’den, Zirve’den, Ahmet’ten, Hande Buse’den, Berrak’tan alıyoruz. Hafızamız Esat-Eryaman’a, siyah pembe üçgenlere dayanıyor. Buradayız, tarihten beri varız ve var olmaya devam edeceğiz. Biricik Arzu’nun da dediği gibi “Elbet bir gün kaybedecekler! Ve gidecekler! Ama rahat rahat gitmelerine asla ama asla izin vermeyeceğiz!” O gün gelene kadar da asla yalnız değilsiniz. Bizler buradayız ve bir aradayız.
7tepe7renk, Ankara Üniversitesi Queer Araştırmalar Topluluğu (QueerAnka), Bilgi Gökkuşağı Kulübü, BÜLGBTİA+, Hacettepe Üniversitesi Kuir Araştırmaları Topluluğu, İKUİR , İstanbul Üniversitesi Eşitlik Topluluğu, İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları (İTÜ Cins Arı), Koç Üniversitesi Kuir, Kuir Baykuş, KuirADÜ, KuirAYBÜ, KuirMar, Lavender LGBTİQ+, Lion Queer, Mersin Üniversitesi LGBTİ+ Dayanışması, Mülkiye Kadın ve LGBTİ+ Dayanışması, ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, ÖZÜ LGBTİQ+ Kulübü, Sabancı Cins Kulüp, TAU LGBTİQ+ Topluluğu, TOBB Üniversitesi ETÜ Kuir, Yalova Üniversitesi LGBTİ+ Öğrenci Topluluğu, Yıldız Oda LGBTİ+ Topluluğu
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.