"Güvenlik, terör gibi safsatalarla politik özgürlüklerimiz ve temel haklarımız elimizden alınmak isteniyor."
YKS tercih sonuçlarının açıklanmasından birkaç gün önce, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İç İşleri Bakanlığı’nın toplantısı sonucunda ortaya çıkan kararlar bir genelge ile valiliklere gönderildi.
“Üniversitelerde yeni eğitim-öğretimin huzur ve güven ortamı içerisinde sürdürülebilmesi amacıyla” hazırlandığı iddia edilen genelgeye göre nasıl belirleneceği meçhul biçimde terör örgütleri ile bağlantılı olduğu tespit edilen öğrenci kulüplerinin ve kadın platformlarının engellenmesi salık veriliyor.
Kampüs aktivizminden ve örgütlenmelerinden suç unsuru yaratmayı amaçlayan genelgede öğrencilerin, ekonomik krizin eğitim hayatları üzerinde yarattığı hasara karşı ses çıkarmalarının da önüne geçilmeye çalışılıyor. Barınma sorununa ilişkin sosyal medya paylaşımlarından “provokatif” olduğu tespit edilenlere işlem başlatılması isteniyor.
Genelgede, bakanlığın kaynaklarının ekonomik krizle boğuşan öğrencilere değil kampüsü hapishaneye çevirmek için X-Ray cihazlarının, kapı dedektörlerinin ve güvenlik kamera sistemlerinin yaygınlaştırılmasına harcanacağı anlaşılıyor.
Genelgenin barınma sorununa çözüm için değil yasakçı politikaları uygulamak için hazırlandığını vurgulayan 23 üniversite topluluğu dün sosyal medya hesapları üzerinden ortak bir metin yayınladı.
Çok sayıda LGBTİ+ topluluğunun da imzacı olduğu ortak açıklamada, barınma sorununun çözümü için somut adım atmak yerine öğrencilerin tarikat yurtlarına mahkum edildiği, öğrencilerin aldığı 850 TL’lik burs ve kredilerin 810 lirasının yurt ücretine gittiğinin ve bu sorunu dile getiren öğrencilerin güvenlik problemi oluşturduğu gerekçesiyle baskı altına alındığının altı çiziliyor. Metinde ayrıca kampüs girişlerine yerleştirilmesi istenen ekipmanlara ayrılacak büyük bütçeye de karşı çıkılıyor.
Öğrenciler, kadınların ve LGBTİQA+’ların taleplerinin “terörle iltisaklı”, “yasa dışı” tanımlamarıyla kriminalize ederek engellemeye çalışıldığını ifade ettiklerini genelgeyi tanımladıklarını ilan ediyor. Söz konusu taleplerin bir güvenlik sorunu değil “onur bir yaşam ve özgürlük sorunu” olduğunu ortaya koyan açıklamada tüm muhalafet ve üniversite bileşenleri ses çıkarmaya çağrılıyor.
“Geçtiğimiz günlerde Gençlik ve Spor Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının koordinasyonuyla hazırlanan ve 81 il valiliklerine yollanan “Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri” isimli genelgeyle özerk, demokratik olması gereken üniversiteler tüm alanlarıyla İçişleri Bakanlığının kontrolüne bırakılarak adeta hapishaneye çevrileceği açıklandı.
Üniversitelilerin barınma hakkı için gerçekçi hiçbir çözüm üretmeyen, öğrencileri tarikat yurtlarına mahkum eden, KYK yurtlarının odalarında ranza sistemine geçen, verilen 850 liralık bursların/kredilerin 810 lirasını yurt ücreti adı altında gasp eden hükümetin yalnızca “denetimle” ücretsiz, erişilebilir, nitelikli olması gereken barınma hakkını sağlayacağını iddia etmesi akıl karı değildir. Biz üniversiteliler bu denetimlerin tarikatlara, çetelere yönelik olmadığını; tam aksine fahiş kira ve yurt ücretleriyle boğuşan, kalacak yer bulamadığı için eğitimine devam edemeyen bizlerin nitelikli barınma hakkı için yaptığımız eylemleri “provakatif” olarak nitelendirip meşru taleplerimizin “güvenlik problemleri” bahanesiyle silikleştirilmeye çalışıldığını; genelgedeki yasakçı politikalarla mücadele eden öğrenciler üzerinde baskı kurarak, yıldırmak için getirildiğini biliyoruz ve bunlara karşı çıkıyoruz.
Genelgeyle öğrencileri hiperenflasyonun olduğu ekonomik kriz döneminde 850 lira ile geçinmek zorunda bırakan ve üniversitelilere hiçbir bütçe ayırmayan AKP hükümeti, üniversite yerleşkelerini hapishaneye çevirecek “X-Ray cihazı, kapı dedektörleri, güvenlik kamera sistemleri” gibi israf kalemlerine bütçe yağdırıyor. Bu genelgeyi üniversitelilere yönelik arama faaliyetlerini arttırarak, üniversiteleri karargahmışçasına istihbarat çalışması ile kendi siyasal islamcı ideolojilerine göre dizayn etmek için baskı aracı olarak kurguladıklarının farkındayız ve bunu reddediyoruz.
Kadınlar ve LGBTİQA+’lar; her gün şiddete maruz kalırken, öldürülürken, hakları ellerinden alınırken, toplumdan izole edilirken, sömürülürken korumayan hatta koruyan hukuki mekanizmaları işlevsizleştirmeye çalışarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen ve faillerle iş birliği yapan gerici AKP hükümeti şimdi de bu genelgeyle yaşamları, hakları için mücadele eden kadınları ve LGBTİQA+’ları “terörle iltisaklı”, “yasa dışı” kılıflarıyla kriminalize ederek engellemeye çalışıyor. Kadın ve LGBTİQA+ mücadelesi gerici, kuirfobik, kadın düşmanı, faşist iktidarın sonunu getirecek meşru bir mücadeledir ve bir genelgeyle engellenemez.
Biz özerk, demokratik, özgür, eşit ve kuir feminist bir üniversite için mücadele eden üniversiteliler ve üniversite toplulukları olarak sarayın bizler ve akademi üzerindeki baskı politikalarını kabul etmiyoruz, hapishane genelgesini tanımıyoruz.
Biz öğrencilerin sorunları güvenlik olmadığı gibi bu derece küçümsenecek, bağlamından koparılacak bir boyutta da değildir. Bizlerin sorunları asgari yaşam olarak nitelendirilen barınma hakkına, hayatlarımızı idame ettirecek geçim kaynaklarına erişememektir. Bizlerin sorunları “güvenlik, terör” gibi safsatalarla politik özgürlüklerimizin ve temel haklarımızın elimizden alınması, kamusal eylem ve taleplerimizin radikalleştirilmesi, sansür yasalarıyla sözde denetim adıyla yaşamın her alanında sesimizin kısılmaya çalışılması, insan haysiyetine yaraşır bir yaşam için yaptığımız meşru pratiklerin siyasi hamlelerle yok edilmek istemesidir. Kısacası bu bir güvenlik sorunu değil onurlu bir yaşam ve özgürlük sorunudur.
Bizlerle birlikte tüm toplumsal muhalefeti ve üniversite bileşenlerini bu özgürlük sorununda ses çıkarmaya çağırıyoruz.”
İmzacılar: Bilkent Kadın Çalışmaları, Ege Vegan, Hacettepe Kuir Araştırmaları, Hacettepe Münazara Topluluğu, Hacettepe Evrimsel Biyoloji & Tıp Topluluğu, Hacettepe Toplumsal Araştırmalar Topluluğu, İTÜ Dayanışması, İTÜ Cins Arı LGBTİ+ Kulübü, İTÜ Kadın+ Dayanışması, İTÜ Vegan Topluluğu, İÜ Eşitlik, Kuir ADÜ, Kuir Marmara, Lavender LGBTİQ+, Lion Queer, Marmara Üniversitesi Kadın Hakları Kulübü, Marmara Üniversitesi Vegan Ağı, ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, ODTÜ Çevre Topluluğu, ODTÜ Kadın Dayanışması, Taşkışla Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Eşitlik Kulübü, Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu, YTÜ ODA LGBTİ+ Topluluğu
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.