LGBTİ+ aktivistleri 8 Mart deneyimlerini aktarıyor, birlikte mücadelenin gücünü hatırlatıyor.
TIKLA: 8 Mart öncesi LGBTİ+ aktivistlerinden mesaj var
Son zamanlarda sosyal medyada lubunyaların feminizmin öznesi olmadığı üzerine tartışmalar dönüyor. Dayağa karşı yürüyüşten geçtiğimiz 25 Kasım’a kadar, patriyarkadan nasibini alan ve haliyle feminizmin öznesi olan lubunyaların alanlarda olduğunu ve alanlarda olmaya devam edeceğini hatırlatmak isterim. Dayanışmamız, ayrıcalıklı yerlerinden nefret örgütleyenlerden hep büyük olmuştur ve olmaya devam edecektir, tarih de bunu gösteriyor zaten. Yalnız veya yanlış değiliz. 8 Mart’ın öznesiyiz.
TIKLA: "8 Mart'tayız çünkü feminist istayndayız!"
25 yaşında trans bir kadın olarak hayatın her alanında birçok zorluğa göğüs geriyorum. Aslında ait olduğum bedene kavuşabilmek için çıktığım bu yolda aklımda tek bir soru vardı. Geçireceğim ameliyatların acısı mı canımı yakacak yoksa toplum tarafından hayatın her alanında karşı karşıya kalacağım baskı mı? Yaşamış olduğum ikilem her ne kadar üzücü olsa da bana mücadelenin iç sesi olarak geliyor. Kolay kazanılan hiçbir şeyin değerli olmadığı gerçeği gibi bizden önce bizim için yürütülmüş mücadele sayesinde bugün haklarımıza daha çok erişebiliyoruz. Yürünecek çok yol, aşılacak çok sorun, değişmesi gereken bir düzen var! Bize miras bırakılan güç ile ileride yolunu açacağımız birçok arkadaşımızın şimdiki sesi olmaya devam edeceğiz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü başta insan haklarının bağıra çağıra dile getirildiği, eşitliğin talep edildiği, olması gereken için uğraşıldığı ve her türlü şiddete maruz kalan kadınların duyuramadığı sesin duyurulduğu özel bir gün. Bugünün elde edilen başarıların kutlaması olarak görüleceği güne kadar mücadele etmeye devam edeceğiz!
Katıldığım ilk 8 Mart yürüyüşleri şu an LGBTİ+ aktivizmi yapmama neden olan başat faktörlerden biridir. Kadınların alanda beni diğer lubunyalarla sahiplenmeleri çok sevindirmişti ve umutlandırmıştı. Birbirimizin müttefiki olmak, gücümüze güç katmıştı. 8 Mart'ın ve feminizmin öznelerindeniz bunu hiçbir zaman unutmayalım...
2020’deki 8 Mart’a bu pankartla katılmıştım. İçinde gökkuşağı renkleri 'gizli' olduğu halde polisin el koymadığı nadir pankartlardandı. Bundan iki yıl sonra gökkuşağı ve LGBTİ+ polisliğinin kendine feminist diyen transfobikler tarafından yapıldığını görmeyi ve dayanıştığımı sandığım insanların içinden radikal ayrımcıların çıktığını görmek üzücü. Ama bizim adımıza değil, toplumsal cinsiyet eşitliğine ikili cinsiyet gözlüğüyle bakan küflü fikir sahipleri için üzücü. Onları gökkuşağına havale ediyorum. Bu 8 Mart’ta da her sene olduğu gibi tüm lubunyalar alanda olacağız. Cinsiyet belasının hakkından gelene kadar burdayım aşkım :)
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.