ILGA Europe’ın yıllık raporu, Türkiye’deki LGBTİ+’ların 2023’te maruz kaldığı ayrımcılığı kapsamlı biçimde ortaya koyan pek çok örneğe yer veriyor.
ÜniKuir gönüllüsü Barış, Şubat’ta çıkan raporun Türkiye bölümünün büyük bölümünü sizler için çevirdi.
ILGA Europe’un bu yıl 13’üncüsünü yayınladığı “Avrupa ve Orta Asya'da LGBTİ’lerin İnsan Hakları Durumunun Yıllık Değerlendirmesi” raporu, 54 ülkeden hak savunucusunun desteği ile hazırlandı. Yayında yer alan Türkiye raporlaması için emeği geçenler arasında ÜniKuir Siyasal Katılım ve Savunuculuk Programı Koordinatörü Mahmut Şeren de var.
Rapor, siyasetçilerin transfobik söylemleri başta olmak üzere Avrupa genelindeki LGBTİ+ karşıtı yükselişi kanıtlar nitelikte. Transfobik söylemlerin çoğunun, transların sağlığa ve eğitime erişim haklarına karşı temellendiği ve bunun için çocukların araçsallaştırıldığı görülüyor. Öte yandan, şeytanlaştırma stratejilerinin yasa çıkarma girişimleriyle birleştiği; bu çabaların da başta LGBTİ+ gençler olmak üzere intihar oranlarına ve ruh sağlığına ciddi etkileri olduğu raporun ortaya koyduğu bulgular arasında.
Türkiye odağında ise bu coğrafyada yaşayan LGBTİ+’ların 6 Şubat Depremleri sonrası deneyimledikleri, Onur Yürüyüşlerine katılanların gördüğü işkence, siyasetçilerin artan nefret söylemleri ve LGBTİ+ örgütlenmenin hedef gösterilmesi, başta translar olmak üzere LGBTİ+’ların günlük yaşamlarının nefret saldırılarına daha açık hale gelmesi, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar gibi pek çok hak kaybı ve nefret saikli saldırı vakasına yer veriliyor.
ILGA Europe; Avrupa ve Orta Asya’daki 54 ülkeden 700’den fazla organizasyonla çalışan, misyonu LGBTİ+ hareketini etkinleştirmek, bağlayıcı olmak ve LGBTİ+’ların yaşamlarını ve aktivizmini gerçekleriyle vurgulamak olan, bağımsız, uluslararası bir örgüt. Örgüt, 2011 yılından beri yıllık olarak bir takvim yılı boyunca yaşanan hukuki, siyasi ve sosyal gelişmeleri, Avrupa ve Orta Asya'da LGBTİ+ eşitliği ve insan hakları ile ilgili olarak ilerleme ve gerilemeyi belgeleyen, olumlu ve olumsuz eğilimleri takip eden inceleme raporları yayınlıyor.
Bu yıl on üçüncüsü çıkan “Avrupa ve Orta Asya'da LGBTİ’lerin İnsan Hakları Durumunun Yıllık Değerlendirmesi” inceleme raporu, yayınlanmaya başladığı ilk yıldan beri Türkiye’ye dair önemli veriler sağlıyor. Yıllık Değerlendirme’de yer alan veriler ışığında Türkiye’nin LGBTİ+ eşitliği ve insan hakları bakımından durumunu alt başlıklarla inceleyelim:
Ø Mal ve hizmete erişim
- Afet bölgesindeki LGBTİ+'lar, 6 Şubat depremlerinin ardından gıda ve sanitasyonun yanı sıra finansal, psikolojik ve barınma desteği de dahil olmak üzere insani yardıma erişimde artan düzeyde ayrımcılık ve engellerle karşılaşmıştır [1] ve [2].
- “Depremin ardından LGBTİ+’ların Durumu” raporuna (TR) göre, yaşanan felaketten aylar sonra bile ayrımcılık hala yaygın ve destek ihtiyacı sürüyor.
Ø İltica
- Suriyeli LGBTQ+ mülteciler, binlerce kişinin ölümüne ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olan Şubat depreminin ardından dışlanma, ayrımcılık ve tacizle karşı karşıya kaldı.
- Haziran ayında, İranlı LGBTİ+ mülteci ve aktivist Elyas Torabibaeskendari İstanbul Onur Yürüyüşünde gözaltına alındı ve sınır dışı edilmekle tehdit edildi. Aile üyeleri ve insan hakları örgütleri, uluslararası anlaşmaların ihlal edildiği gerekçesiyle serbest bırakılması için bir basın toplantısı düzenledi. Elyas, bir ay sonra serbest bırakıldı.
- Eşcinsel olduğu iddiasıyla hedef gösterilen, İstanbul Onur Yürüyüşünün yapıldığı gün gözaltına alınan ve 20 gün boyunca gözaltında tutulan Portekizli bir erkekle ilgili bir haber, Türkiye'deki geri gönderme merkezlerinin durumunu gözler önüne serdi.
Ø Önyargı saikli söylemler
- LGBTİ+ derneklerinin yasaklanması ve “geleneksel aile” değerlerinin korunması bu yılki seçim kampanyalarının temel unsurlarındandı. Sivil toplum, muhalefet ittifakının bile LGBTİ+ haklarını savunmakta tereddüt ettiğini bildiriyor.
- Kadın ve erkek vurgusuyla evlilik birliğini öneresiyle Anayasa’nın 41’inci maddesine yönelik yasa tasarısının tartışıldığı Komisyon’da, yetkililer ve siyasetçiler nefret dolu, ayrımcı söylemlerde bulundu.
- Hükümet yanlısı medya organları LGBTİ+'lardan nefretle bahsetmeye devam etti. Özellikle genel seçimlerden sonra hükümete yakın medyada "LGBT terörü" ifadesi sıklıkla kullanıldı (Örnek [1] [2] [3] [4]).
- LGBTİ+ karşıtı görüşleriyle bilinen Yeni Akit Gazetesi, LGBTİ+ hakları konusunda çalışan baroları sık sık hedef gösterdi. LGBTİ+ olmayı hastalık olarak tanımlayan ve 'uzman' görüşlerine yer veren haberler yapıldı.
- Kaos GL'nin anketi, LGBTİ katılımcıların %89'unun dijital şiddetin hedefi olduğunu ortaya koydu.
- Ergenlerde cinsiyet uyumsuzluğuna ilişkin yayınlanan bir araştırma makalesi, nefretin hedefi oldu ve yanlış bilgi kaynaklı zarar doğurdu. Sivil toplum, araştırmacıların yanında oldu.
- Eylül ayında İstanbul'da LGBTİ+ karşıtı Büyük Aile Yürüyüşü "Çocuklarımız, ailemiz ve insanlık için LGBT Propagandası yasaklansın" sloganıyla gerçekleştirildi. RTÜK, yürüyüşün 'LGBT Propagandasına Dur De' adlı reklamını onayladı ve bu reklam ulusal televizyonlarda “kamu spotu” olarak yayınlandı. Kaos GL, sözde kamu spotuna onay veren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) hakkında suç duyurusunda bulundu ancak savcı, spotların "aile kurumunu korumaya yönelik" olduğunu söyleyerek davayı açmadı. Sözde “kamu spotu”nu protesto eden on aktivist İzmir'de gözaltına alındı.
- Eylül ayında, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Kaos GL'nin İstanbul'un banliyö treni Marmaray'da çektiği LGBTİ+ destekçisi reklam filmi hakkında suç duyurusunda bulundu. Kaos GL, geniş çaplı hedef göstermeler ve ölüm tehditleri nedeniyle videoyu geri çekti.
Ø Önyargı saikli şiddet
- Kaos GL'nin yıllık izleme raporuna göre, 2022 yılı yine yaygın polis şiddeti, işkence ve kötü muamele ve özellikle eylemlerdeki hukuka aykırı gözaltılarla geçti. Bir yıl içinde en az 571 LGBTİ+ aktivisti gözaltına alındı. Aynı zamanda, polis LGBTİ+'ları nefret suçlarından korumakta başarısız oldu ve çoğu saldırı cezasız kaldı. 2022 aynı zamanda hükümetin yasaklar ve sansür yoluyla LGBTİ+’ları ve gündemlerini kamusal alandan silmek için acımasızca çaba sarf ettiği bir yıl oldu.
- Yıl boyunca sayısız nefret suçu belgelendi. 5 Ocak 2023 tarihinde İzmir'in Alsancak semtinde sabahın erken saatlerinde trans kadın Ecem Seçkin nefret saikiyle öldürüldü.
- İzmir Alsancak'ta trans kadın Melis Yağmur Hanzade, İslam inancına uyma çağrısı yaparak sokaklarda dolaşan bir grubun saldırısına uğradı. Faillerin yakalandığına dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.
- Bir grup, otobüs durağında bekleyen trans bir kadına yangın söndürme tüpüyle saldırdı. Tutuklananlar bunu 'şaka olsun diye' yaptıklarını söylediler.
- Gerici ve LGBTİ+ karşıtı gruplar, Onur Haftası etkinlikleri kapsamında İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen kahvaltıya saldırmaya çalıştı. Tekbir getiren grup, avukatlara yönelik hakaret ve tehdit içeren ifadeler kullandı. Polis gruba müdahale etmedi [1] ve [2].
- LGBTİ+ karşıtı saldırılara veya cinayetlere odaklanan bir dizi dava, bu yıl da sürüncemede bırakılmaya veya kasten geciktirilmeye devam etti.
Ø Vücut bütünlüğü
- Aralık 2022'de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, partisinin "tıbbi gereklilik dışında cinsiyet geçişini yasaklayan bir yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunacağını" açıkladı. 2023 yılı boyunca interseks ve trans aktivistler tasarıya karşı harekete geçti ve Milliyetçi Hareket Partisi tasarıyı Meclis’e sunamayacağını iddia etmiştir.
Eğitim
- Eylül ayında, Eğitim Bakanlığı müfredata eklediği “Türk Sosyal Hayatında Aile” adlı seçmeli ders ile “LGBT” ile mücadele edileceğini duyurdu.
Ø İstihdam
- 2021 yılında “genel ahlakı bozduğu” gerekçesiyle trans Doktor Larin Kayataş’ın mesleğinden menedilmesini Anayasa Mahkemesi, Haziran ayında hukuka aykırı buldu ve göreve iade edilmesine karar verdi.
Ø Eşitlik ve ayrımsızlık
- 6 Şubat depremleri sonrası Hükümet, planlanan bir dizi anayasa değişikliğini açıkladı. Değişiklikte yer alan evlilik eşitliğini yasaklayan hükmün LGBTİ+ derneklerini yasaklamaya yol açacağından endişelenildi.
- Kaos GL ve 17 Mayıs Derneği tarafından yayımlanan ve LGBTİ+’ların adalete erişimini inceleyen raporda, yetersiz mekanizmalar, LGBTİ+ dostu avukat bulma zorluğu ve yüksek maliyetlerin altı çizildi.
Ø Aile
- Yeniden cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan “balkon konuşmasında”, LGBTİ+ haklarına ve örgütlenmelerine yönelik baskının artacağı endişesini besleyecek şekilde aile kurumunun korunması sözünü verdi. Ekim ayında ise LGBTİ+’ların aile kurumunun karşılaştığı en büyük tehdit olduğunu söyledi.
Ø İşkence, zulüm, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele
- Gözaltına alınma sayısında düşüşler görülse dahi sivil toplum, polis tarafından işkence ve kötü muamele kullanımının diğer yıllara kıyasla arttığını belirtiyor.
- İstanbul Onur Yürüyüşünde, Portekizli bir turist polisler tarafından saldırıya uğradı ve 20 gün gözaltında tutuldu.
- Ankara’da trans kadın polis ve bekçiler tarafından saldırıya uğradı.
Ø Toplantı özgürlüğü
- Türkiye bu yıl da sistematik yasaklar, gösterilere yönelik şiddetli saldırılar, kitlesel gözaltılar ve şiddet eylemleriyle ülkede toplanma özgürlüğü hakkını ciddi şekilde ihlal etmeye devam etti. Haziran ayı boyunca aktivistler İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir'de çeşitli Onur Yürüyüşleri ve etkinlikleri düzenlediler ve bunlardan bazıları başarıyla gerçekleştirildi. Polis, ODTÜ'de barışçıl gösteri yapan 15 öğrenciyi gözaltına aldı. Bir hafta sonra, polis İstanbul Trans Onur Yürüyüşünü engelledi, katılımcılara şiddet uyguladı ve on katılımcıyı gözaltına aldı. Polis, 25 Haziran'daki İstanbul Onur Yürüyüşüne izin vermedi, güzergâha barikatlar kurdu ve Taksim Meydanı yakınlarındaki metro seferlerini durdurdu. Yürüyüşü örgütleyenler, Taksim'e yaklaşık 1 km mesafede habersiz bir protesto düzenledi. Polis İstanbul'da 100'den fazla, İzmir'de ise en az 50 katılımcıyı gözaltına aldı.
- Polis şiddeti, Onur Ayı boyunca aralarında dört çocuk, yedi avukat, beş yabancı, gazeteci ve aktivistin de bulunduğu toplamda 241 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlandı.
- Onur Yürüyüşlerinin birçoğu sadece aşırı dinci ve milliyetçi gruplar tarafından değil, aynı zamanda siyasi partiler tarafından da hedef alındı. Vatan Partisi ve gençlik kolu Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Ankara Barosu'nda gerçekleştirilmesi planlanan LGBTİ+ Onur Ayı etkinliğini hedef aldı. On kişilik bir grup, toplumsal cinsiyet eşitliği panelinin önünde toplanarak panele katılanlara hakaret etti. Polis müdahale etmedi ve etkinlik provokasyona rağmen devam etti.
- Yıl boyunca LGBTİ+ piknikleri, konserleri ve film gösterimleri de polis tarafından yasaklandı ve engellendi.
- LGBTİ+'lar Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarına gökkuşağı bayraklarıyla katıldılar ancak saldırıyauğradılar.
- Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Diyarbakır, Mersin, Eskişehir, Antalya, Gaziantep, Aydın ve Balıkesir'de 8 Mart Kadınlar Günü etkinlikleri düzenlendi. Bazı şehirlerde polis yürüyüşleri yasaklamaya ve engellemeye çalıştı. İstanbul'da aralarında LGBTİ+ aktivistlerinin de bulunduğu 28 kişi gözaltınaalınıp aynı gece serbest bırakıldı ve polis katılımcılara karşı orantısız güç kullandı.
- 2021'de Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Onur Yürüyüşüne katılan 12 aktivist hakkında açılan dava bu yıl da devam etti ve Ocak ayında beraatle sonuçlandı. Ankara Pride katılımcılarına karşı açılan dava da devam etti. LGBTİ+ etkinliği planlayan kadın ve çocuk hakları örgütü Tarlabaşı Toplum Merkezi'ne karşı açılan dava bu yıl da devam etti.
Ø Örgütlenme özgürlüğü
- Hacettepe Üniversitesi LGBTI+ öğrenci kulübü kapatıldı.
- Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, seçim süresince hedef gösterilen LGBTİ+ derneklerinin kapatılması için 150,000 imza topladığı kampanyayı TBMM’ye sundu.
- 83 avukat, Adana Barosuna bağlı LGBTİ+ Hakları Komisyonu kurdu.
Ø İfade özgürlüğü
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk kültürünü ve çocukları hedef alanlara karşılık verilmesine ihtiyaç olduğunu söyleyerek Türkiye'deki medya içeriğini engellemek için yeni önlemler açıkladı.
- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından birçok yayın platformuna LGBTİ+ karakterler mevcut olduğu için ceza verildi.
- Gazeteci Semra Çelebi, şahsi sosyal medya hesabında 2020 Onur Yürüyüşünde gökkuşağı bayrağı paylaştığı için “devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılamak” isnadıyla açılan davadan beraat etti.
Ø Sağlık
- Ağustos 2023’te, İstanbul Üniversitesinden doktor ve ruh sağlığı uzmanlarının yayınladığı ve 18 yaş altındaki transların uyum sürecine yönelik sağlanan sağlık desteğine yer veren araştırma, İslamcı medya tarafından çocuk istismarı iddiasıyla hedef gösterildi. Bunun üzerine, cinsiyet uyum sürecinin yürütüldüğü sağlık kuruluşlarının hizmetleri belirli süreliğine askıya alındı veya kısıtlandı.
- 6 Şubat depremlerini takiben, bölgedeki LGBTİ+’lar sağlık hizmetlerine özellikle hormon takviyesine ve antiretroviral tedavilerine ulaşımda problemler yaşadılar.
Ø Barınma
- LGBTİ+’lar evlerinden hukuka aykırı bir şekilde tahliye edildi. Ekonomik kriz LGBTİ+’lar ve LGBTİ+ mülteciler arasında yoksulluğu arttırdı.
Ø İnsan hakları savunucuları
- Bazı aktivistler ölüm tehdidi aldı. 17 Mayıs Derneği, 65 LGBTİ+ aktivistine destek sağladı.
- 6 Şubat depremini takiben birçok LGBTİ+, yardım ve destek temininde ayrımcılığa uğradığını belirtirken “Deprem Sonrası LGBTİ+’ların Durumu” adlı raporda bu hususun altı çizdi.
Ø Kamusal, kültürel ve politik faaliyetlere katılım
- CHP, TİP ve Yeşil Sol Parti’den 58 milletvekili adayı SPoD tarafından hazırlanan “LGBTİ+ Hakları Sözleşmesi”ni imzaladı. 58 milletvekili adayından 11’i milletvekili seçildi.
Ø Polis ve kolluk kuvvetleri
- Avrupa Komisyonu, Türkiye’ye ilişkin ülke raporunda LGBTİ+’ların karşılaştığı şiddetin altını çizdi.
- Trans kadın mahpus Buse Aydın’ın kadın cezaevine gönderilmesine ilişkin kampanyalara rağmen idare tarafından bu konuda dönüş yapılmadı.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.