"Güven kelimesinin altını boşaltarak, her güvensizlik hissinden başkalarını sorumlu tutarak, kolaya ve konfora kaçarak ancak alanlarımızı zehirleriz."
Kuirler olarak bu toplumda aynı tonu tutturamadığımız, çoğunlukla normal olarak alışılagelmiş fakat yanlış olan şeyler, toksik insanlar ve tavırlar gibi şeylerle sıkça karşılaşıyoruz. Normal kelimesinin doğrusunun “alışılagelmiş” olduğunu kavrayıp benimsememiz, benimsedikten sonra da toksik insanların varlığını fark etmek için bu yeni içselleştirdiğimiz kavramı hayatımızın içinde uygulamaya başlamamız, genelde maceramızın ilk beş adımından birisi oluyor. Bazen bu fark edişler, bu içselleştirmeler ve bazen de bundan sonra yaralanmış bir şekilde savaştan çıktığımız anlar gücümüzün tükendiği anlar olabiliyor.
Bu yaralı anlarda ilk çağlardan beri insanın yaptığını tekrar ederek “güvenli” bir alana, yani bir barakaya ve biraz da sıcaklığa ihtiyaç duyuyoruz. Bu tarz bir alan, bizim için iyileşme ve o sırada ihtiyaçlarımızı gidermenin kolay olduğu bir alan. Yemek yemek bizim için vahşi doğada beslenmekten daha kolay ve barınma dışarıya göre daha güvenli. İşimizi kolaylaştıran eşyalarla doludur içerisi, böylece yenisini üretmemiz gerekmez. Bir evden fazlasıdır bizim için; güven vardır içinde. LGBTİQ+ bireyler için ev ve aile kavramları her zaman güvenle aynı hanede eşleşmez. Bundandır ki yaşamımız boyunca bize “aile ve ev kavramları eşittir güven” aşılanmasına rağmen en iyi biliriz ki eski çağlardan bu zamana kadar gelen asıl önemli etken güvendir. Bu yüzden ailesinden bir sır duvarıyla ayrık olanlar olsun veya ailesine açık ama onlardan uzakta korunmasız hissedenler olsun “güvenli alan” kelimesi ve olgusu bizim için çok kıymetli ve hassastır. Biz bu alanda belli ritüellerin de bulunduğu bir yaşam kurabilmiş, insanlar yerleştirmiş, başımızı sokmuş ve eğlenmişizdir. Yıllar yılı LGBTİQ+ mücadelesinin güçlenmesinde ve ilerlemesinde tartışmasız bir yeri vardır güvenli alanların.
Üzülerek söylüyorum ki son zamanlarda bu kavramların altı onların içinde güvensiz hissetmemize sebep olacak kadar boşaltıldı, kullanımları güçlendirmekten öte bir güç kaybetmeye ve söz yerindeyse zehirlenmeye dönüştü. Güvenli alanlar dinlenmek, güçlenmek ve bir sonraki adıma kadar rahat ve güvende olmak için vardır. Bir sonraki adım için orada güç toplarız ve buradan sonra mücadelemizi öznel veya birlik olarak ileri götürmek için hazırlanabiliriz. Böylece sıradaki güce ihtiyacı olan kişilere de alan yaratır, bırakır ve onların da bizim kadar bundan faydalanmasını sağlarız. İhtiyacımız olduğu zaman da geri döneriz ve tekrar güç toplarız. Güvenli alanlar dinamik ve akışkandır. Bu alanlar iyileşmeyi amaç edinen yerler olmalıdır. Çünkü yaramızı saramadığımız bir durumda biz ya da bulunduğumuz güvenli alan yanlış bir noktadadır. Bunlardan birkaçına değinmek isterim.
a. Güvenli Alan Yanlış İse
Güvenli alanda iyileşemiyor veya buradan ilerleyemiyorsak, bu alanda işlerini yapacak cesaretimiz olmuyor ya da aradığımız desteği bulamıyorsak, bu alanın bizim için güvenden çok tanıdık bir alan olması söz konusu olabilir. Bu tanıdıklık genel itibariyle travmadan kaynaklı olabilir, varlığına alıştığımız ve yaramız olan bir yere sürekli dokunduğu için tanıdıklıktan burada olabiliriz. Bu durum bu alanı bizim için toksik bir alan yaparken çevredekiler için de bunu yapıyor olması muhtemel. Güvenli alanların maalesef, liderlik hırsı, görünme ihtiyacı veya kurtarıcı kompleksi olan bireyler tarafından zehirlendiğine tanık oldum.
İlk etapta bu alanı olabildiğince az hasarla terk etmek için gereken şeylere erişmeye çalışmak gerek. Psikolojik destek en güvenlisi olacaktır; ancak ilk etapta o alandan uzak olan ve güvendiğiniz birine sığınmak iyileştirici ve koruyucu bir güvenli alanın başlangıcı olabilir.
Bu örnekteki gibi içinde bulunduğumuz alan güvenli gibi hissettirse de asıl tema konfordur.
Tanıdık olan şeyin insan için iyi veya kötü olması bazen bir fark barındırmaz. Önemli olan tanıdık olmasıdır. Orada nasıl var olacağımızı bazen aile evindeki travmatik ilişkilerden biliriz, bazen de sözde normal olan toplumdan. Bununla baş etmeyi bildiğimiz bu bilindik çevre, bizim için hiç bilmediğimiz daha iyi bir çevreye göre nispeten daha kolay yaşanabilen bir yerdir. Bu bir konfor noktasıdır. Konfor kelimesini rahatlık, özgürlük gibi öğelerle bağdaştırmadan bakabilmek burada kıymetli. Konfor noktası bizim kendimizi rahat hissettiğimiz yerlerdir. Travmatik alanlar da rahatlığı ve tahmin edilebilirliği sebebiyle bilinçdışı olarak yöneldiğimiz yerlerdir. Bu yerden uzak durabilmek ve etkisinden kurtulabilmek için psikolojik destek güçlü bir kurtarıcı olabilir. Psikolojik destek gelecekte bu tarz bir alana çekilmeye sebep olan noktaları da çözmede yardımcı olacağından daha sürdürülebilir ve kalıcı bir etki yaratacaktır.
Bu tarz alanların travma tetiklemek gibi bir özelliği de olacağından, orada kaldığımız süre arttıkça daha da kötü etkilenme ve psikolojik sorunların baş göstermesi veya artması da söz konusu olabilir. Burada en önemli noktalardan birisi de birçok kişinin güvenli alan olarak kullandığı bu noktaların, bahsettiğimiz toksik kişilerin ya da temaların elinde kalıp kalmaması etiğidir. Güvenli alanlarda ihtiyaç piramidini göz önünde tutarak bulunmamız ve burada hangi ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimizi ve hangilerini karşılayamadığımızı düşünmek en sağlıklısı olacaktır. Bu zehirli kökleri budama süreci beklediğimiz gibi gitmeyebilir, hatta beklediğimiz desteği de bulamayabiliriz. Bu alan buradaki kişiler için de travmatik yönden konfor alanı ise güçlü bir savunma ile karşılaşabiliriz. En kötü senaryoda buranın tanıdığı “liderlik” ve “görünürlükten” feda etmek istemeyen insanlardan dolayı halihazırda olduğumuz durumdan daha da zor bir halde kendimizi bulabiliriz.
Burada güvenli alana neden ihtiyaç duyduğumuzu kendimize hatırlatmak ve iyileşme kısmına odaklanmak önemli. Bu duruma böyle bakmak hem uzun vadede gücümüzü kazanıp hayata ve mücadelelerimize dönmemize fırsat tanıyacak hem de zaten güçsüz haldeyken bizi daha kötü etkileyecek durumlarda savunmasız bir halde olmaktan koruyacaktır. Evet bir mücadelemiz var ve evet her birimiz çok önemliyiz fakat bu mücadeleye dair umudumuz ve gücümüz zehirlenirse bir faydamız olamaz. Güvenli alana kendimizi korumak için geldiğimize göre, kendimizi korumaya olan ihtiyacımız daha fazla demektir. Bunu unutmamaya çalışmak önemli. Ben iyi olursam, sen iyi olursan, biz iyi olabiliriz.
b. Güvenli Alanla Olan İlişkimizde Yanlışlar Varsa
Güvenli alanların dinamik olması genelde unutulur. Kişilerin uzun süre aynı güvenli alanların içinde kalması ve bu alanlardan beslenmesi bir hiyerarşiye, bir emek sömürüsüne veya dar görüşlülüğe sebep olabilir. Bunlardan dolayı güvenli alanı dinamik ve akışkan bırakmak bizim o alandan beslenen insanlar olarak görevimiz olmalı. Bu süre dört gün de dört yıl da olsa orası bizim olmaya devam edecektir. Ancak ne konularda beslendiğimizi elimizdeki imkanlara göre sürekli değiştirmeli, artık ihtiyacımız olmayan alanlardan elimizi çekmeli ve diğer kişilere yer açmalı ya da daha fazlasını almalarını sağlamalıyız. Nitekim bir güvenli alanın diğer unutulmaması gereken kısmı sadece bize koruma sağlaması değil, aynı zamanda oradan güç kazanabiliyor olmamızdır.
O alan dışında bir yerde var olamıyorsak, diğer alanlarda var olma sürecinde toleransımız bu sebeple düşüyorsa veya dışarıdaki sert ortam bizim için daha da yaralayıcı bir hale geliyorsa o zaman güvenli alanın bizim için gerekli nitelikleri sağlayıp sağlayamadığına bakmak ve bizim buradaki zamanımıza yeni bir bakış getirmek gerekli olabilir. Doğadan ve kurallardan ayrılmak sanıldığı kadar kolay olmadığından, doğada gördüğümüz bir etkiyi deneyimlemeye başlayabiliriz; güvenli alanın bizi hassaslaştırması.
Hayvanlar ve bitkiler gibi insanlar da hem fiziksel hem de ruhsal olarak içinde bulundukları ortamlara ayak uydurur, orada daha konforlu yaşayacak hale bürünürler. Güvenli alanlar bizim daha iyi bir hale gelmemizi sağlamak yerine bizi dışarıya karşı savunmasız ve toleranssız bir hale getiriyorsa burada bir sorun ortaya çıkmaya başlıyor demektir. Bu süreçte eğer bir psikolojik destek alıyorsak bunun sürecin bir parçası olduğuna güvenebiliriz. Ancak bir uzman desteği almıyorsak ve güvenli alanlar dışında psikolojik dayanıklılığımız eskiye göre bir azalma gösteriyorsa bize en uygun şekliyle bir uzmana ulaşmaya çalışmak gerekir. Bir psikolojik destek uzmanının kendisi de bir güvenli alandır ve o alanda da bunların endişesini yaşayabiliriz; fakat bu durumda o kişi uzman olduğundan bu konu ile daha doğru bir şekilde baş etmemizi sağlayacaktır.
Güvenli alanlar, o alandan dışarı çıktığımızda daha özgür, değilse bile daha güçlü var olmanızı sağlamalıdır. Güvenli alanları kendimizi sıkıştırmak için değil, orada güçlenip dışarısını kendimiz için daha güvenli hale getirmek için kullanmalıyız. Güven kelimesinin altını boşaltarak, her güvensizlik hissinden başkalarını sorumlu tutarak, kolaya ve konfora kaçarak ancak dayanışmamız ile alanlarımızı zehirleriz. Kendine güvenmeyen bir topluluk, ona zaten güven duymayan bir topluluğa hiçbir şey gösteremez. Önderlik, fırsatçılık ya da benzeri iktidar hırsları güvenli alanlarımızı zehirler. Bu hırslarla hareket edenlere bunun yanlış olduğunu, hem kendisinin güvenliğini hem de topluluğun güvenliğini düşünerek davranmak gerektiğini; bu kişi veya kişilerin geri kazanımı sağlanana kadar olabildiğince alanlardan faydalanırken geri kalanlara daha fazla zarar veremeyeceği bir noktada olmasının sağlanmasını öğretmek gerek. Bu da birkaç kişinin öncülüğünde değil, topluluğun birliğince sağlanmalıdır. Nitekin eğitmek ve eğitilmek güvenli bir alanın sağlaması gereken bir diğer öğedir. Biz LGBTİQ+ bireyler olarak olabildiğince önce bildiklerimizin doğruluğunu ve güvenilirliğini araştırmalı hatta tartışmalı, sonra da bunu paylaşmaktan çekince duymamalıyız. Bir bilen beş bilmeyene öğretirse daha sonra beş bilen olur, bu böyle çoğalır. Güvenli alan daha da güvenli bir hale gelir. İhtiyacımızca aldığımız bu alanda verebilirlik ve verebilen sayısı arttıkça alanın kolları uzar, alan genişler ve bir hayal gerçekleşir; biz hep beraber normalden sonunda kopar ve biricik olarak var oluruz.
---
ÜniKuir medya portalında yayınlanan köşe yazıları, yazarlarının sorumluluğundadır. Yazıların unikuir.org adresinde yayınlanmış olması, ÜniKuir’in metindeki görüşleri desteklediği anlamına gelmemektedir.
---
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.