Sınırları Aşan Bir Diyalog Serisi’nde Gabi ile Gürcistan’ın sokaklarında, tutuklu protestoculara bağlanıyoruz.
+ Şerife: 2023’te kazandığınız zaferden sonra 2024’te aynı yasayla yeniden mücadele etmek zorunda kalmak nasıl hissettirdi?
- Gabi: "Mücadelenin bitmediğini ve hayatımın, işimin hâlâ tehlikede olduğunu yeniden fark etmek gerçekten yıkıcıydı. 2023’te her şeyin bu kadar “kolay” olmayacağını biliyordum, ama ülkemizin ve toplumumuzun şu an geldiği noktaya ulaşacağını hiç düşünmemiştim.
TOMA’lar, biber gazı, göz yaşartıcı gaz, fiziksel ve psikolojik şiddet… bütün bunları geride bıraktığımızı sandığım bir anda, geçen yıl katlanmış bir şekilde hayatımıza geri döndü. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bu süreçte yer alan hiç kimsenin huzur içinde yaşama fırsatı bulamadığını fark ediyorum. Gençliğimizin en güzel yılları, Rusya yanlısı şiddet dolu bir hükümete karşı verilen mücadeleye kurban edildi adeta."
+ Şerife: Sence sıradan insanları dayanışma içinde bir araya getiren neydi?
- Gabi: "Bence Gürcistan halkı, kimsenin sahip çıkmadığı durumlarda birbirine sahip çıkmaya alıştı. Ülkemiz bağımsızlığını yeniden kazandığından beri, halkını gerçekten önemseyen ve her vatandaşın sorunlarını çözmeye çalışan bir hükümetimiz hiç olmadı. Onca savaş, zorluk ve yoksulluk içinde insanlar, sadece kendi ayakları üzerinde durmayı değil, aynı zamanda birbirlerine destek olmayı da öğrendiler. Bu yüzden şimdi hepimiz çok iyi anlıyoruz ki rejimler değişir, ama birbirimize sahip çıkmazsak hiçbirimiz hayatta kalamayız."
+ Şerife: Sence mevcut sokak protestolarını geçmiş hareketlerden farklı kılan nedir?
- Gabi: "Son 40 yıl içinde pek çok protesto ve direniş hareketi gördük. Kimisi başarıyla sonuçlanırken, kimisi bizi daha da kötü bir duruma sürükledi. Ancak, Tiflis sokaklarında şu an yaşanan kadar uzun süreli ve yaygın bir protesto daha önce hiç olmamıştı. Hatta ölçeği bile çok farklı — daha önce hiç protesto yaşanmamış şehirler ve köyler bile şimdi “uyanmış” durumda. Gürcü Rüyası partisi, Gürcülerin büyük çoğunluğu için en önemli meseleyi, yani AB üyeliği konusunu gündeme taşıdı. Onlarca yıldır bu hedef için mücadele ediyoruz ve hiçbirimiz bu çabanın boşa gitmesini istemiyoruz."
+ Şerife: Sence muhalefetin zayıf veya belirsiz duruşu, sokaklardaki hareketi nasıl etkiliyor?
- Gabi: "Muhalefetin hareketsizliği, süren protestolar üzerinde şimdiden büyük bir etki bıraktı. Onca gün sıradan insanların çektiği acılar, siyasi bir sürece dönüşemedi, tam tersine daha fazla nihilizm yarattı şimdi insanlar birbirlerine şu soruyu soruyor: “Bunlar giderse, yerine kim gelecek?” Bu haklı soruyu kendimize sormamız gerekiyor.
Sadece muhalefet partilerine seçimlerde bir şans tanımak için, benim gibi pek çok seçmen bu partilerin temsilcileriyle yaşadığımız tutarsızlıkları görmezden geldik ve bu sorunları, Gürcistan’ı yeniden Avrupa Birliği yoluna sokana kadar gündeme getirmemeye karar verdik. Şimdi bakınca, bunun bir hata olduğunu düşünüyorum. Bu, muhalefet partilerinin yersiz bir özgüven kazanmasına yol açtı. Halkın, Gürcü Rüyası’ndan tek çıkış yolu olarak onları koşulsuz destekleyeceğini düşündüler, ancak son gelişmeler ışığında bunun artık geçerli olmadığını görüyoruz."
+ Şerife: Türkiye dahil birçok ülkede Gürcistan’daki protestolar genelde “Avrupa Birliği yanlısı protestolar” olarak tanıtılıyor. Sence bu protestolar gerçekten sadece bundan mı ibaret, yoksa daha derin bir hikâyesi mi var?
- Gabi: "Aslında son yıllarda Gürcistan’da birçok farklı konuda kitlesel protestolar oldu ama şu an hâlâ devam eden, kesintisiz protestolar, ülkemizin Avrupa Birliği üyelik ihtimalinin tehdit altına girmesiyle başladı. Yani en başından itibaren Avrupa yanlısı bir yönü vardı. Ama zamanla bu eylemlerin içine başka meseleler de girdi. İnsanlar uzun zamandır canlarını sıkan sosyal ve ekonomik sorunları konuşmaya başladı çünkü daha önce bu konuları dile getirebilecekleri bir alan yok gibiydi. Şu anda bu protestolar, sadece AB’ye üyelik ihtimalimizin ortadan kalkmasını engellemeye çalışmakla kalmıyor; aynı zamanda hepimiz, sistemin ya da bazı çıkar gruplarının yarattığı baskıdan ve eşitsizlikten kurtulmak istiyoruz."
+ Şerife: Türlü şiddet ve baskıya rağmen protestoları bu kadar uzun süre canlı tutmayı başardınız. Bu enerjiyi nasıl korudunuz? Yeni örgütlenme ya da direniş yöntemleri geliştirdiniz mi? Varsa birkaç örnek verir misin?
- Gabi: "Zamanla yeni sosyal hareketler oluştu ve bunlar da protestoların devam etmesine katkı sağladı. Bu hareketler bazı toplulukları harekete geçirebiliyor ama henüz tüm topluma ulaşabilmiş değiller. Bunun da temel nedeni bence zaman eksikliği.
Mesela yaklaşık bir yıl önce Daitove (Seninle kalsınlar) adlı bir Facebook grubu kuruldu. Bu grup, protestolara katılmak isteyen ama başka şehirlerde yaşayan insanlara Tiflis’te ücretsiz konaklama ayarlamak için oluşturulmuştu. Sonra zamanla, protestoların önemli bir parçasına dönüştü. Grup yöneticileri defalarca polis baskınına uğradı, haklarında idari davalar açıldı ama buna rağmen grup hâlâ aktif.
Protestolarda her meslekten insan yer alıyor ama tiyatrocuları özellikle anmak isterim. İlk günden itibaren sahneye çıkmama kararı aldılar. Tutuklananlardan biri olan Andro Chichinadze, Vaso Abashidze Yeni Tiyatro’da oyuncuydu. Meslektaşları hem Andro’nun özgürlüğü hem de protesto ruhunun sürmesi için çok ciddi bir emek veriyorlar.
Bir diğer güçlü destek de öğrencilerden geliyor. Örneğin şu anda tutuklu olan ve hapiste 20. yaş gününü kutlayan Zviad Tsetskhladze, Dapioni (Karşılık Ver) adlı öğrenci hareketinin kurucusu. Birçok öğrenci defalarca yüksek para cezaları yedi, gözaltına alındı. Protestoların başında öğrenciler çok aktiftiler. Bazıları üniversite binalarında ya da parlamento çevresinde sabahladı, bazıları gösteriler, yürüyüşler organize etti."
+ Şerife: Tüm bu zorluklara rağmen protestoların bu kadar uzun süre devam etmesi çok etkileyici. Peki hiç “Artık bitti!” dediğin, hareketin gücünü kaybettiğini hissettiğin anlar oldu mu? O zamanlarda ne yaptınız, nasıl toparlandınız?
- Gabi: "Açık konuşmak gerekirse, şu an tam da protestoların biraz zayıflamaya başladığı bir dönemdeyiz. Gerçi “zayıflamak” kelimesi bu durumu tam karşılamıyor. Hâlâ her gün bazı insanlar şehir merkezindeki ana caddeyi kapatıyor, yürüyüşler düzenleniyor. Ama katılım önceye göre epey azaldı. Bence bunun sebebi, birçok insanın protestoların somut bir sonuç doğurmadığını düşünmeye başlaması.
Bugün artık pek çok kişi için protestonun ana talebi sadece politik tutukluların serbest bırakılması. Suçsuz yere tutuklanan bu insanların aileleri hâlâ yorulmadan mücadele ediyor. Sokaktaki birçok insandan şu cümleyi duydum: “Artık sokakta durmanın bir anlamı kalmadı.” Ama sonra ekliyorlar: “Evde oturmaya da gönlüm razı gelmiyor.” Çünkü içerideki tutuklular her gün televizyondan bu eylemleri izliyor ve muhtemelen onlara kalan tek umut bu.
Bu geçiş sürecinden nasıl çıkacağız, protestolar daha ne kadar devam edecek bilemiyorum. İnsanlar çok uzun süredir hayatın normal akışından kopmuş durumda. Hem sokağa çıkmayanları hem de her gün Rustaveli’ye, yağmur çamur demeden çıkanları anlayabiliyorum. Bu halk, son birkaç on yılda birçok savaş verdi. Zaten çok derin sosyal ve ekonomik sorunlarla uğraşıyorduk, bu protestolar başlamadan önce de şimdi de çoğu insan geçinmekte zorlanıyor. Protestoların geleceğiyle ilgili bir öngörüde bulunmak zor. Ama en azından şunu diliyorum: Gürcistan için hayatını kaybedenleri ve bugün dört duvar arasında tutulan siyasi tutukluları unutmayalım."
+ Şerife: Sence bu protestolarda LGBTİ+lar ve kadınlar nasıl bir rol oynadı?
- Gabi: "Gürcistan’daki kuirler, her türlü baskıya rağmen her zaman yüksek bir toplumsal sorumlulukla hareket etti. Bu protestolar da bir istisna değil. Ancak bazı insanlar hem kuir kimliğiyle hem de yurttaş olarak eylemlerde yer aldı; bu da çok sık rastlanan bir şey değil. Bunun birkaç sebebi var: Öncelikle Gürcü Hayali Partisi'nin çıkardığı homofobik yasalar yüzünden protestolarda LGBTİ+ simgeleri kullanılırsa polis eylemi dağıtma hakkına sahip. İkincisi, bazı kuirler, böylesine büyük ve çeşitli bir kitlenin içinde “bölücü” algılanmaktan çekiniyor olabilir. Bu tutumun hem artıları hem eksileri var. Ama benim için en önemli şey, kuir topluluğun güvenliği. Gürcistan’da yaşayan kuirlerin ne kadar zorlu koşullarda yaşadığını hepimiz biliyoruz ve herkes elinden geleni yapıyor bence.
"Bu protestonun bir kadın sesi var", bu cümleyi burada sık sık duyarsın. Çünkü gerçekten de protestoların ön saflarında kadınlar var. Politik tutukluların anneleri, büyükanneleri, kardeşleri, kadın aktivistler. Gürcistan’da kadınlar hayatta kalmak için mücadele etmeyi, sevdikleri için kendini feda etmeyi çok iyi biliyor. Son aylarda kadınların cesareti sayesinde birçok kişi gözaltına alınmaktan ya da zarar görmekten kurtuldu. Ayrıca fiziksel olarak burada olamasalar da yurtdışındaki Gürcistanlı göçmen kadınlar, para cezalarının ödenmesi gibi konularda sürekli maddi destek veriyor. Bence en çok onlar dönmek istiyor Avrupa’ya yakın bir Gürcistan’a.
Benim için Mzia Amaglobeli bu mücadelenin sembolü hâline geldi. Haksızlığa karşı öfkelenen bir kadındı ve şimdi bu yüzden hapis cezası almış durumda. Umarım birgün adalet aramanın hapisle cezalandırılmadığı bir ülkede yaşarız."
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.