Tarih: 1984’te Demir Leydi Thatcher hükümeti, Ulusal Kömür İşletmesi’nin bünyesinde yer alan 20 maden ocağının kapatılacağını duyurdu.
Bu, binlerce maden işçisinin işsiz kalması demekti. Sınıf kardeşlerini neo-liberal politikalara kurban vermek istemeyen Ulusal Maden Sendikası 1 yıl sürecek, ulusal bir grev örgütledi. 1984 Mayısında ülkenin dört bir yanından gelen 5 bin kadının katıldığı bir destek ve dayanışma yürüyüşü organize edildi. Bunu 11 Ağustos 1984’te 10.000 işçi sınıfına mensup kadının ve sendikalı kadınların katıldığı büyük Londra Yürüyüşü takip etti. Maden Kapatmalarına Karşı Kadınlar’ın görünür dayanışmasıyla aynı anlarda yeşeren başka bir kitle daha bu yürüyüşte pankartlarıyla birlikte yürümekteydi; Lezbiyenler ve Gayler Madencileri Destekliyor. Ulusal Madenci Sendikası tarafından örgütlenen ve Britanya’nın lezbiyen ve gay örgütlenme tarihinde önemli yer eden grev 1985 yılında sonlandırıldı.
Lezbiyenler ve Gayler Madencileri Destekliyor, 15 Temmuz 1984’te kuir aktivist Mark Ashton’ın Elephant & Castle’daki dairesinde kuruldu. LGBTI+ varlığının kriminalize edildiği o dönemlerde, polisin kendilerini eskisi kadar taciz etmediğini fark eden Ashton ve arkadaşları bu enerjinin kanalize olduğu yeni hedefi saptamada geç kalmadılar. Neoliberal politikaları karşısında halk hareketlerini ve bu hareketlerin örgütlendiği sendikaları bir tehdit olarak gören Thatcher hükümeti greve çıkan madenciler ve madenci sendikasına karşı topyekûn bir savaşa girişmişti. Aktivist Allan Horsfall’a göre bu Britanya’nın tarihsel olarak en güçlü sendikası kabul edilen madenci sendikasını yok etmek için atılmış kasıtlı bir adımdı. Madenci sendikasının yenilmesi demek, muhafazakâr politikalar karşısında mevzi kaybetmekle eş anlamlıydı. Thatcher ise bu direnci kırmakta kararlıydı. Sosyal güvenlik ödemelerinden yoksun bırakılan güvensiz çalışma koşullarına, seçeneksizliğe ve düşük ücrete tabi kılınmaya çalışılan sendika ve maden işçileri, sürekli olarak polis tacizi ve ana akım medyanın karalamalarına maruz kalmaktaydılar. Aynı yıl yükselen AİDS dalgası ile yine bu gazeteler tarafından benzer bir canavarlaştırılmaya maruz kalan LGBTİ+lar ise “büyük oyunu görüyordu”. Aşina oldukları zorbalığın ve baskının madencilere yöneldiğini fark eden Mark Ashton ve arkadaşları hangi koşulda olursa olsun madencilerle dayanışmak için inisiyatif aldı. Dayanışma öncelikle, ödenekleri kesilen, haftalardır açlığa, soğuğa mahkûm edilen madenciler için bağış toplamakla başladı. Üzerine ‘Lezbiyenler ve Geyler Madencileri Destekliyor’ yazdıkları basit teneke kutularla, dönemin ünlü gey kulüplerinde, barlarında dolaşarak madenciler için bağış toplayan ekip zamanla bu dayanışma ağını daha da büyüttü.
Mutlu aşk yoktur, Adonis’ten 1980’ler Britanya’sının lubunyalarına bu defa.
“Madenciler bizi desteklemek için ne yaptı?” “Madenciler için uğraşmak yerine AİDS ve LGBTİ+ dernekleri için bağış toplayın!” Baskıcı bir iktidar tarafından hedef tahtasına oturtulan LGBTİ+lardan bazılarından LGMD’a karşı itirazlar yükseldi. Kimi mekân sahipleri onları müşterilerini korkuttukları için istemezken, kimi müşteriler ise polisi arayarak rahatsızlıklarını ilettiler. Mike Jackson bu tepkileri sınıf körlüğü ve apolitikleştirilme ile açıklıyordu. Oysa LGMD, içinde kendisi de küçük maden kasabalarından gelen, işçi sınıfına mensup lubunyaları barındıran bir oluşumdu. Dayanışmanın örgütlendiği Dulais gibi küçük maden kasabalarından gelen, metropolde özgürleşme ve dayanışma imkânı bulmuş, işçi sınıfı geçmişine sahip lubunyalardı. LGMD’un hedeflerinden birisi de, böldüklerini yutan baskıcı iktidar karşısında sınırlardan taşmak, duvarları yıkmaktı. Dulais'den Sian James kendilerine yöneltilen bu eleştirilere bir özeleştiri ile karşılık verenlerdendi.
Lezbiyenlere ve geylere sırtımızı döndük, onlarla hiçbir ilgimiz yoktu, bizimle hiçbir ilgisi yoktu. Onlar için üzülmüş olabiliriz ama ne yapabilirdik ki- yıllardır tavrımız buydu. Ama aniden BİZ ele geçirilmeye hazır hale geldik. Polis, medya, devlet tarafından saldırıya uğruyorduk... Bir ezilen gruba, o grubun üyesi olmadan sempati duyamazsınız.
Dulais’deki grevci madencilerle Londra’da yapılan temaslar nihayetinde kasabayı ziyaret etme noktasına vardı. LGMD üyeleri bu ilk temasın gergin bir heyecana sahip olduğunu aktarıyordu. Bu aynı zamanda da iktidarın bölücü politikalarının omurgasını teşkil eden cehalete karşı atılmış somut bir adımdı. O güne değin, birbirlerinden yalnızca her ikisini de hedef gösteren medya aracılığıyla haberdar olan iki grup arasında dayanışma zemininde gerçekleştirilen ilk fiziksel temas sağlanmış oldu. O güne değin itinayla birbirlerinden ayrı kutuplarda konumlandırılan iki grup, maden işçileri ve lezbiyenler ve gayler, ilk kez yüz yüze gelmiş ve birbirlerine dair önyargılarını ve bu önyargıları doğuran korkuları yenebilmek adına diyalog kurmuştu.
Bu alışılmadık ittifak karşısında madenciler de en az LGMD kadar karışık tepkilerle karşılaşmaktaydı. Bir korku öznesi haline getirilen eşcinsellerin, mücadelelerinde gösterecekleri varlıktan rahatsız olan, neyle karşılaşacağını bilmeyen çekimser madenciler vardı. Buna karşın LGMD önyargıları yıkma konusunda istekliydi. Ve yalnız da değillerdi. Bu dayanışmayı destekleyen madenci eşleri, kadınlar, kapıları aşındırdıkları her evde, yeni müttefiklerine karşı benimsenen önyargıları yıkmak için usanmadan mücadele ettiler. Bu ittifakı sahiplendiler, iktidarın çizdiği sınırların ve perdelerin arkasına gizlenerek, ikircikli bir tutum benimsemektense yeni yoldaşlarına karşı önyargıları cesaretle göğüsleyip, bu önyargıları yıkmak ve gerçekten bir değişim yaratmak gayesiyle hareket ettiler.
Bu ilk temasları takiben LGMD, madencilerle birlikte 10 Aralık 1984’te Electric Ballroom'da Pits and Perverts adlı bir yardım konseri düzenledi. Birçok sanatçının gönüllü çıktığı konserde, kalabalıklar madencilerle dayanıştı. LGMD burada on bin Euro’yu aşan bir mebla ve madencilerin ulaşım ihtiyaçlarını karşılayacak, dayanışmayı yayacak bir minibüs bağışıyla, dönemin greve en büyük desteği sağlayan oluşumlarından birisi oldu. O dönemin tanıklarından Jonathan Blake, örgütlendikleri kitapçının önünde bağış topladıkları esnada polisin daima onları karşı kaldırımdan izlediği ve kitapçının sınırlarından bir adım dışarı çıktıkları anda kendilerini kamuya ait yaya yolunu engelleme suçlamasıyla tutuklamaya hazır beklediklerini aktarıyor.
Dayanışmaya yönelik saldırılar yalnızca direnen madenciler ve LGMD üyelerine yönelik polis zorbalığıyla da sınırlı değildi. Hükümet yanlısı ana akım medya homofobik ve sınıfçı söylemlerle, ‘sapkınlarla’ iş tutmakla suçladıkları açgözlü madencileri ve düzen bozucu direnişlerini hedef göstermekteydi. Baskıcı iktidar ve iktidar araçlarının giderek daha da zehirli bir hale gelen dili ve dozunu arttırdığı şiddet ne madencileri ne de LGMD grubunu yıldırmayı başarabildi. İktidarın çizdiği sınırları aşmaktan korkmayan, makul görünmek derdinde olmayan madenciler ise yoldaşlarından vazgeçmedi. Aynı şekilde neoliberal politikaların yarattığı yıkımı gizlemek adına düşmanlaştırılan, hedef gösterilen LGMD grubu da madencileri her ne koşulda olursa olsun destekleme iradesinden dönmedi. Hatta, bu dayanışma ve güvenli alanı kurma arzusu ‘Maden Kapatmalarına Karşı Lezbiyenler’ grubunun kuruluşuna neden oldu. LGMD içerisindeki Wendy Calder gibi üyelerin inisiyatifiyle kurulan MKKL deneyimlerinin yeterince görünmediğini ve anlaşılmadığını düşünen ancak madenci direnişini de desteklemek isteyen lezbiyenler için yeni bir alan açtı. Madenci kasabalarındaki kadınların Londra’da ağırlandığı bir hafta sonu etkinliğinin düzenlenmesi gibi konularda iki grup birlikte çalıştı.
1985 yılında, baskıcı bir hükümet ve halkı kırıp geçiren, kutuplaştıran politikaları karşısında kurulan son direnç noktası da kırılmıştı. Ancak, aynı yıl düzenlenen Londra Onur Yürüyüşü büyük bir katılımla gerçekleşti. Madenciler ve sendikalar kendilerine ve mücadelelerine destek veren müttefiklerini unutmamışlardı. Otobüsler dolusu madenci ve aileleri ülkenin dört bir yanından pankartlarıyla birlikte yoldaşlarına destek verebilmek, onları ve tüm umutlarını ezip geçtiğini düşünen hükümete hala orada olduklarını göstermek için Londra’ya akın etmişti. Madenciler, LGMD ve MKKL bir arada, onları ezmeye çalışan ortak düşmanlarına karşı, kapitalizme, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşı bir arada durdular.
1985 yılında, o zamana kadar LGBTİ+ haklarını görmezden gelen İşçi Partisi Bournemouth Konferası’nda Madenci Sendikaları’nın toplu oyuyla birlikte ilk kez lezbiyen ve gaylerin mücadelesini gündemine aldı.
Kendi içerisinde zaferler barındıran bir yenilgi hikayesi belki de burada sizinle paylaştığım. Hak arayışları mücadelesi ve politik hareketler arasındaki ilişki daha çok vals gibidir. Kötümserliğe kapılmak, pes etmek yerine yenilginin içinde barındırdığı zaferleri görüp, bayrağı bir sonrakine teslim edene değin birbirimize omuz vererek mücadeleyi sürdürmek aslolan. Bir mutlu son beklemekten ziyade, dayanışmanın gerçekleştiği koşullar ve yarattığı uzun süreli etkilere odaklanmayı öneriyorum. Küçük şehirlerden Londra’ya göç etmiş işçi lubunyaların kurduğu LGMD, egemene karşı kurulan bir dayanışmada yer almakla kalmamış, kendileriyle aynı imkanlara sahip olmayan, büyük şehirlere göç etmemiş, kısıtlı bir mekanda daha da kısıtlı bir kimlikle var olmaya çalışan lubunyalara da alan açmıştır. O güne kadar görmezden gelinen, zengin ve şehirli “sapkınlar” olarak görülen LGBTİ+ların işçi sınıfı mücadelesinde de görünür olması, neo-liberalizmin etkisiyle apolitikleşen, sınıf körlüğü yaşayan harekete ayna tutmuştur. Hareketin içerisindeki sınıf ayrımı ve buna dayalı ayrıcalık hiyeraşileri günyüzüne çıkmış, egemen tarafından dayatılan cahil, muhafazakâr, homofobikliği kendinden menkul madenci algısı ve sınıfçı eğilimler de kırılmıştır. İktidarın silahlaştırdığı homofobiyi reddedip, yoldaşlarına açık açık sahip çıkan işçiler, gerektiğinde kapı kapı gezip onlar hakkındaki önyargıları göğüsleyip, onları gizlice değil iradeyle ve açıkça savundular.
1984 Grevi’nde kurulan bu sıra dışı ittifakın hikayesi, ondan haberdar olduğum ilk andan itibaren beni geri dönüşü olmayan bir biçimde sarıp sarmalamakla kalmadı aynı zamanda da sarstı. Diğer yandan, Türkiye’de böyle bir ittifak hiç var oldu mu? Veya mümkün mü/müydü sorgulamalarına sevk etti. Aklıma ilk gelen Haziran Direnişi ve onu takip eden İstanbul Onur Yürüyüşü’ydü. Sonrasında gözümü başka bir yere çevirdim, egemen karşısında dayanışmanın ve çimenler olarak ortak bir mücadele yürütmenin güçlendiriciliğine dair daha uzun bir tarihe ve giderek daha da kalabalıklaşan bir mücadeleye sahip 8 Mart alanlarına. Benim tanık olduğum 8 Mart “Türbanlı Feminist mi olur?”, “Hayvan haklarını savunma yeri burası değil”, “Onur yürüyüşünde atın bu sloganları” gibi tektipleştirmeci ve ötekileştirici eğilimleri üzerinden silkeleyip atmış, sadece toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine değil, insan-merkezcilik, kapitalizm, emperyalizm ve cis heteronormativite gibi daimî bir kesişim içerisinde bulunan tahakküm biçimlerinin tümüne karşı çıkan daha kapsayıcı bir adalet hareketinin alanıydı. Bu yüzden 8 Mart alanları bana yamalı bir bohçayı hatırlatır hep. Taşıdıklarının yüküyle yıpranmış, ancak yıprandığı her yer, kesişen ve çatışan öfkelerimizle yamanmış bir bohça. Dışarıdan bakıldığında uyumsuz ve istikrarsız görünen rengarenk ve zıtlığın, uyumsuzluğun ahengini ancak içeriden bakabilenlere gösteren. Bu bohçayı bir arada tutan dikişse eşit ve sömürüsüz bir dünyada yaşama arzumuzdan başka bir şey değil.
Kaynakça-
1. Sutcliffe-Braithwaite, Florence, and Natalie Thomlinson. Women in the Miners’ Strike 1984–5. National Coal Mining Museum for England, February 29, 2020 – January 3, 2021.
2. Allan Horsfall, “Battling for Wolfenden,” Lesbians and Gays Support the Miners, son erişim 1 Mart 2025, http://lgsm.org/our-history/228-lesbians-and-gays-support-the-miners.
3. Mike Jackson, Lesbians and Gays Support the Miners, son erişim 1 Mart 2025, http://lgsm.org/our-history/228-lesbians-and-gays-support-the-miners.
4. Sian James, aktaran Mike Jackson, Lesbians and Gays Support the Miners, son erişim 1 Mart 2025, http://lgsm.org/our-history/228-lesbians-and-gays-support-the-miners.
5. “What Was LGSM?,” People’s History Museum Blog, son erişim 1 Mart 2025, https://phm.org.uk/blogposts/what-was-lgsm/.
6. “Pride and Solidarity - Lesbians and Gays Support the Miners,” West Virginia Mine Wars Museum, 21 Haziran 2023, son erişim 1 Mart 2025, https://wvminewars.org/news/2023/7/7/pride-and-solidarity-lesbians-and-gays-support-the-miners.
7. Wendy Caldon, “Lesbians Against Pit Closures,” aktaran Mike Jackson, Lesbians and Gays Support the Miners, son erişim 1 Mart 2025, http://lgsm.org/our-history/243-lesbians-against-pit-closures.
8. “Yenilgideki Zaferler: Gethin Roberts ile Pride Üzerine Röportaj,” Marksist.org, son erişim 1 Mart 2025, https://marksist.org/eski/icerik/Kultur/2287/Yenilgideki-zaferler-Gethin-Roberts-ile-Pride-uzerine-roportaj.
Çerez Politikası
Size en iyi hizmeti sunabilmek ve reklam çalışmalarında kullanmak amacıyla sayfamızda çerezlerden faydalanıyoruz. Sayfamızı kullanmaya devam ederek çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz. Çerezler hakkında ayrıntılı bilgiye Çerez Politikamız'dan ulaşabilirsiniz.